| |
|
|
Medya ve Ortaçağ zihniyeti
Ortaçağ'da akıl hastalarına ceviz yedirirlerdi. Niye? Çünkü Ortaçağ zihin dünyasında ' birbirini andıran nesneler arasında ilişki olduğu' varsayılırdı: "Madem ki besleyici özelliği olan ceviz, beyin gibi yuvarlak ve kıvrımlıdır... O halde 'deli'ye iyi gelir!" Bunca bilimsel gelişmeden sonra... İnsanoğlunun artık öyle akıl yürütmediğini, Ortaçağ düşüncesinden kurtulduğunu sanıyorsanız... Aldanıyorsunuz! Hayır, derdim doktora gitmek yerine kekeme çocuğuna eşek dili yediren eğitimsiz, fakir köylüler değil elbette. Modern, okumuş yazmış insanlar dahi kimi konularda yukarıda bahsettiğim Ortaçağ düşüncesine sahipler. İşte örnek...
*** Ne diyorlar: "Sen gazetede ' Ölüm stadı' diye başlık koyarsan, tabii ki tribün terörü olur." 'Ölüm stadı' başlığını savunacak değilim. Bence meslek ilke ve ahlakına uymayan, aşırı abartılı bir laf. Ancak... Tribün kavgalarının, ağza alınmayacak küfürlerin, bu ve benzeri başlıklar yüzünden çıktığını, Cihat Aktaş'ın bu yüzden öldürüldüğünü sanıyorsanız... İşte bu Ortaçağ zihniyetidir. Yani: Birbiriyle nedensonuç ilişkisi içinde olmayan iki olguyu... Sadece yüzeysel benzerlikleri dolayısıyla birbirine düğümlemeye çalışmaktır. Tek amacı güzel bir atmosferde, heyecanlı bir maç izlemek olan sıradan bir taraftar ... Sabah gazetede 'ölüm stadı' başlığını okudu diye, akşamki maça cebinde bıçakla girmeye kalkışmaz. Yok böyle bir şey! Eğer böyle bir bağlantı, böyle bir nedensonuç ilişkisi olsaydı bugüne kadar çoktan kan gövdeyi götürürdü. Mesela bir ara Hıncal Uluç ile Erman Toroğlu sert polemiklere girmişti. Onlar TV'de ya da gazete köşelerinde kapışıyorlar diye... Taraftar da Hıncalcılar ve Ermancılar diye ikiye ayrılıp, birbirine bıçak mı çekti? Yooo! Medyadaki ' sembolik şiddet' ile sokaktaki ' gerçek şiddet' arasında doğrudan bir bağlantı yoktur. Gerçek şiddete başvuranlar, azmettiren, göz yumanlar ve bundan çıkar sağlayanlar bellidir. İkisini birbirine karıştırmayalım.
|