|
|
|
|
|
|
Onlar 21. yüzyılın en genç yaşlıları
Dans ediyor, aşık oluyor, dünyayı geziyor, üniversitede okuyor, düzenli olarak spor yapıyorlar. Üstelik hepsi 50'li yaşları çoktan geride bırakmış. Yeni nesil yaşlılar, gençleri kıskandıracak kadar renkli bir hayat yaşıyor.
İkinci bahar onlar için ne bir reklam sloganı ne de bir şarkı... Hayatın ta kendisi. Yaşları 59-88 arasında değişiyor ama köşelerine çekilmeye hiç niyetleri yok. Gençlerin bile yapmaktan kaçındığı aktiviteleri takip ediyor, kafelerde buluşuyor; geçen yılları hiç umursamıyorlar.
TORUNUYLA BİR GİYİNİYOR Haftanın en az beş günü Nişantaşı ve civarındaki kafelerde buluşan bir grup, yeni nesil yaşlıların en iyi örneği... Sevil Akgüden 23 yaşındaki torunuyla aynı kıyafetleri giydiğini, arkadaşlarıyla dünya turuna çıkmaya hazırlandığını söylüyor. 67 yaşındaki Nihat Aslan ise haftanın 3-4 gününü spor yaparak geçiriyor.
YETMİŞİNDE AŞK 15 yıl önce biri 74, diğeri 62 yaşındayken aşık olup evlenen Asiye-Semih Argeşo çifti "Aşk, 20'sinde de 70'inde de aynı heyecanla yaşanıyor" diyor.
Oğluyla aynı yıl üniversite eğitimine başlayan Nurten Özmelek, 59 yaşında mezun oldu. Şimdi sosyoloji master'ı yapıyor.
Yeni nesil yaşlılar artık gençler gibi yaşıyor
Kafelerde buluşuyor, dünya turuna çıkıyor, spor yapıyor, üniversiteye gidiyor ve aşık oluyorlar. Yeni nesil yaşlılar artık eskisi gibi köşelerine çekilerek hayattan ellerini eteklerini çekmiyorlar.
Esnek, fit, kendinden emin ve meraklı bir nesil geliyor! 50 yaş ve üzerindeki insanlardan söz ediyoruz. Yarım asrı deviren bu insanlar artık eskisi gibi köşesine çekilip ölümü beklemiyor. Kafelerde toplanıyor, dünya turuna çıkıyor, spor yapıyor, üniversiteye gidiyor ve aşık oluyorlar. Günümüz yaşlıları artık 20 yaşındakiler nasıl yaşıyorsa öyle yaşıyorlar. Yani bir çeşit ebedi gençlik... Tıptaki gelişmeler ve yaşam standartlarının yükselmesi ile son yüz yılda insan ömrünün ortalama 30 yıl uzadığı tespit edilmiş. Ayrıca bugün 60 yaşında olan bir insan 1980 yılında 60 yaşında olan birinden hem ruhen hem de bedenen 5 yaş daha genç. 60'lı ve 70'li yıllarda yaşlılar ne bu kadar aktif olmak ne de spor yapmak peşindeydi. Ancak günümüz yaşlıları -ki çoğu bu kelimeyi hiç sevmiyor- daha genç kalabilmek için neler yapmaları gerektiğini çok iyi biliyor. Beslenmelerinden spora kadar her alanda kendilerine çok dikkat ediyorlar. Kendilerini ruhsal açıdan 20'li 30'lu yaşlardakinden farksız hissediyorlar. Çok değil bundan 20-25 yıl önce yorucu bir iş hayatından sonra emekli olan ve çocuklarını büyütüp evlendiren insanların bir köşeye çekilip oturması beklenirdi. Oysa artık durum tersine dönmeye başladı. Emekli olduktan ya da çocuklarını evlendirdikten sonra ikinci baharlarını yaşamaya başlayan yeni bir yaşlı kuşağı var. Onlar bir dönem iş hayatından veya çocuklarıyla meşgul olmaktan fırsat bulamadıkları şeyleri şimdi yaşları ilerlemesine rağmen hayata geçiriyorlar.
DÜNYA TURUNA ÇIKACAKLAR Haftanın en az beş günü arkadaşlarıyla Nişantaşı ve civarındaki kafeleri keşfetmekle geçiren Sevil Akgüden bu yeni yaşlılar kuşağının en parlak örneklerinden biri. Yaşları 60 ile 70 arasında değişen Sevil Akgüden, Necla Sayar, Rezzan Bayer, Aynur Karsaklı ve Yurdanur Saraçoğlu haftanın hemen her günü öğleden sonra Nişantaşı Via Cafe, Fuaye ve Mavi Cafe gibi mekanlarda buluşuyor, sinema, tiyatro ve konser programlarını da hiç kaçırmıyor. Ayrıca sık sık sahile yürüyüşe gidiyorlar. Birlikte zaman zaman yurtiçi ve yurtdışına seyahate de çıkan ekipte Sevil Akgüden ve Aynur Karsaklı dünyayı gezmek için kolları sıvamışlar. Viyana, Budapeşte gibi Avrupa şehirlerinin yanı sıra Uzakdoğu'yu da birlikte gezmişler. Yakın bir zamanda da Barselona ve Madrid'e birlikte gidecekler. Sevil Akgüden, 23 yaşındaki torunuyla aynı kıyafetleri giydiklerini ve bundan hiç gocunmadığını söylüyor. Oğlu Viyana'da yaşayan Necla Sayar ise oğluya hemen hergün chat'leşiyor. 50 yaşından sonra bilgisayar kursuna giden ve eve kameralı bir bilgisayar alan Necla Sayar, bu sayede yeni doğan torununu her gün görebildiğini ve oğluyla da haberleştiğini söylüyor. Yaşıtlarının aksine bilgisayar ve elektronik aletlere karşı büyük bir ilgisi olduğunu söylüyor. Reiki yapan Sayar, arkadaşlarıyla da chat'leştiğini ve farklı programlar öğrenmek için yeniden bir bilgisayar kursuna yazılacağını söylüyor. Aynur Karsaklı da emekli olduktan sonra köşesine çekilmeyenlerden. Bir ajansa bağlı çalışan Karsaklı zaman zaman izlediğimiz reklamlarda oynuyor. Güzellik uzmanlığından emekli olan Karsaklı, yaklaşık 20 yıldır hemen her gün reklamlarda karşımıza çıkıyor.
70'İNDEN SONRA AŞK Semih Argeşo bugün 88 yaşında. 41 yıl boyunca Devlet Senfoni Orkestrası baş kemancısı olarak çalışmış ve yaklaşık 20 yıl önce de yaş haddinden emekliye ayrılmış. Eşi öldükten sonra kendisini eve kapatmamış ve sürekli bir şeylerle meşgul olmaya çalışmış, ta ki şimdiki eşi emekli kolej öğretmeni Asiye Yektin'i tanıyana kadar... Yaklaşık 15 yıl önce Semih Bey 74, Asiye Hanım 62 yaşındayken ortak bir dostlarının evinde tanıştırılmışlar. Semih Argeşo; "Onu ilk gördüğümde hem kalbimde hem gözlerimde şimşekler çaktı. O an onunla evlenmeye karar vermiştim" diyor. Asiye Yektin de aynı şeyleri hissetmiş olsa gerek ki o da Semih Argeşo'yu evlenmek konusunda çok fazla uğraştırmamış. Semih Argeşo, "70 yaşında aşık olmakla 20 yaşında aşık olmak arasında fark yok. Aynı heyecanı hissediyorsunuz, ondan emin olun!" diyor. En büyük üzüntüsü ise ellerinde oluşan romatizma yüzünden artık eşine keman çalamıyor oluşu. Dünyanın en önemli akademilerinden biri olan Viyana Müzik Akademi'sinden mezun olan Semih Argeşo, çalamadığı için çok sevdiği kemanını torunlarından birine hediye etmiş. Her ikisinin de ilk eşlerinden çocukları ve hatta evlilik çağında torunları var. Hepsi de evlendiklerinde onlara büyük destek vermişler.
SPORLA GENÇLEŞİYORLAR Beslenmeleri kadar hayat stillerine de çok dikkat eden yeni nesil yaşlılar mutlaka kendilerine uygun bir spor yapıyorlar. Hatta çoğu kendilerini spor merkezlerindeki uzman hocaların ellerine bırakıyor. Gençlerle yan yana spor yapan 54 yaşındaki Turgut Yeğenoğlu da bunlardan birisi. Yeğenoğlu, hayatı boyunca sporu bırakmayanlardan. "Önce sporcu, sonra mimarım" diyor. O da eşi ve çocuklarıyla spor yapıyor. Haftanın 3 günü spor salonunda antrenman yapıyor, yoga ve egzersiz derslerine katılıyor. İşi ile evi arasında kilometrelerce mesafe olmasına rağmen yürüyerek gidip geliyor. Türk insanında spor kültürünün henüz geliştiğini ve spor yapmak için mutlaka pahalı salonların şart olmadığını belirtiyor. Ona göre genç kalmanın en önemli unsurlarından biri spor...
Aynur Erdem
|
|
|
|
|
|
|
|
|