| |
|
|
Adnan Kahveci ve sadece kahveci
Hasan Celal Güzel Tercüman'da "Sayın Bakanım"dan giderek, müsteşarlığının ve bakanlığının anılarını nakletmişti. Gözünüzden kaçmış olabilir diye iki tanesini hatırlatmak için aktarayım: -Başbakanlık Müsteşarlığım sırasında, bir defasında rahmetli Adnan Kahveci'nin hazırladığı bir toplantı metnine sinirlenerek "Bana Kahveci'yi çağırın!." dedim. Birkaç dakika sonra özel kalemden itişme ve küfürleşme sesleri duyuldu. Derken kapı açıldı; manzara şuydu: Başbakanın korumaları ve odacılar, Başbakanlığın çay ocağındaki görevliyi karga tulumba getirmişler. Adamcağız, ayakları yerden kesik, "Bırakın beni!" diyerek yırtınıyor. Berikiler de muzaffer bir eda ile "Kahveciyi getirdik Sayın Müsteşarım" dediler. -Efendim, bendeniz o vakit Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü idim. Mesut Yılmaz da Kültür ve Turizm Bakanı'ydı. Merhum Özal, Başbakan olarak yaptığı bazı başarılı icraatları heyecanla anlatıyordu. Mesut, bir kağıda "Sen neymişsin be abi!" yazarak bana uzattı. Ben de kağıdı yanımdaki bakan arkadaşa verdim. Derken kağıt bütün Bakanlar Kurulu'nu dolaştı ve kağıt sepetine atıldı. Özal, gülüşmeleri görünce kağıdı sepetten alarak okudu ve çok bozuldu; toplantıyı kısa kesip hışımla salonu terk etti.
|