|
|
|
|
Hastane kavgası
Türk-İş, "Miting yerine iki hastane yaptırsaydınız" diyen Başbakan'a tepki gösterdi.
Ankara'da önceki gün SSK'nın devrini protesto için miting yapan sendikaları eleştiren Başbakan'ın sözlerine Türk-İş Başkanı Kılıç'tan yanıt geldi: "Bizim zaten 148 hastanemiz var. İki tane daha yaptıralım da onlara da mı el konulsun."
'Hastane' kavgası
Sendikacılarla Başbakan Tayyip Erdoğan arasındaki polemik, hafta sonunda Emek Platformu'nun Ankara'da, kimine göre 50 bin, kimine göre 100 bin kişinin katılımıyla düzenlediği protesto gösterisi ve Başbakan'ın sert eleştirisi ile büyüdü. Hükümet, askeri hastaneler dahil tüm hastanelerin Sağlık Bakanlığı çatısı altında toplanması ve Köy Hizmetleri'nin de kapatılarak İl Özel İdareleri'ne devredilmesi kararı alıp, yasa tasarıları TBMM'ye sevketti. Sendikalar ise, Köy Hizmetleri'nin kapatılması ve SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na bağlanmasına sert tepki gösterdiler. 148 hastane, 212 dispanser, 202 sağlık istasyonu, 3 ağız ve diş sağlığı merkezi ile 60 bin sağlık personeli bulunan SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrine karşı çıkan işçi sendikaları, Türk-İş'in çağrısıyla kitlesel eylem kararı aldı. Ancak, hükümet geri adım atmadı. Ak Parti ve hükümet programının öncelikli maddeleri arasında yer alan iki konunun polemiği, önceki gün Ankara'da onbinlerce kişinin katıldığı miting ile doruğa çıktı.
"EYLEM DEĞİL, HASTANE" İşçiler protesto gösterisi yaparken, Başbakan, Afyon'da sendikacılara seslendi. Daha önce hastaneleri devretmeyi önerdiği sendika yöneticilerine "Bu sizin işiniz değil ki, sağlıkçıların işi!" diyen Başbakan, mitinge katılanların otobüsle taşındığını belirtip, "Kimin parasıyla yapıyorlar bunu? Eylem yapacaklarına iki hastane yapsınlar!.." dedi. Başbakan, eleştirilerini dün Edirne'de de sürdürdü, "sivil oligarşi" ifadesi kullandı.
"ONA DA EL KOYARLAR" Sendika yöneticilerinin, Erdoğan'a verdiği yanıt ise şöyle oldu:
Salih Kılıç (Türk-İş Genel Başkanı): İki hastane daha yaptıralım da onlara da mı el konulsun. Bizim zaten 148 hastanemiz var. Onlara da el konulmaya çalışılıyor. Eğer hastanelere ihtiyaç varsa onu da yaparız, ama bu bizim değil, hükümetin sorumluluğu. SSK hastaneleri işçi, işveren ve emeklilerin primleriyle kuruldu, bu insanların tepki göstermeleri en doğal hakları. Ayrıca miting, Başbakan'ın söylediği gibi taşıma bir miting değil. Sıhhiye Meydanı tamamen doldu,katılımcılar ne kadar duyarlı olduklarını gösterdiler.
"HAYIR KURUMU DEĞİLİZ" Süleyman ÇELEBİ (DİSK Genel Başkanı): Sayın Başbakan gerçekleri saptırmak için her şeyi yapıyor. Başbakan'ın galiba dünyadan haberi yok. Bizim canımızı, geleceğimizi yok ediyorlar. 'Onlar niye eylem yapıyorlar' diyor. Bizi hayır kurumu sanıyor. Biz sendikal örgütleriz. Baskı gruplarıyız. Vakıf değiliz, işçi örgütleriyiz. İşçilerin geleceklerini karartan bir düzenlemeye karşı tepki koymadığımız zaman görevimizi yapmamış oluruz. Başbakan yaptığı her icraatın övülmesini ve her taraf güllük gülistanlıkmış gibi gösterilmesini istiyor. Buna itiraz etmek boynumuzun borcu. Daha önce 'SSK'yı sendikalar kendileri yönetsinler' dedi. Biz yönetmeye hazır olduğumuzu söyledik. Ama yanıt alamadık. Köy Hizmetleri'nin kapatılması halka zarar verecek. Her şey özel sektör mantığı ile yapılacaksa, sağlık, eğitim, yol bakım, devletin fonksiyonu ortadan kalkar.
Resul Akay (EMEK Platformu Dönem Sözcüsü ve BASK Genel Başkanı): Demokratik tepkileri hoş görmeyen tahammül edemeyen bir başbakan zaten sonun başlangıcına gelmiş demektir. Bu matruşka gibi, açtıkça içinden başka şey çıkacak.
Salim Uslu (Hak-İş Genel Başkanı): Emek Platformu üyesi olduğumuz halde eyleme katılmamayı daha uygun gördük. Hastanelerin kimlerin elinde olduğu sorunu SSK hastanelerinin sorununu çözmeyecek. Bunu mülkiyet meselesine indirgememek gerekir. Bu bir reform sorunu. Hastanelerin nasıl iyileştirilebileceğine yönelik tartışmalar yapmak daha yerinde olur. Sağlık hizmetlerinin yürütülmesi devletin görevidir. Sayın Başbakan bizden hastane değil, öneri, proje, fikir isteseydi daha doğru olurdu. Kaldı ki sendikalar zaten bir şeyler yapıyor. Biz kendi adımıza gezici check-up merkezleri kurduk. Çok ciddi boyutlarda ilerlemiş bir çok meslek hastalığı tespit ettik. Devletin bu konuda ne kadar geri kaldığını ortaya koyduk. Bizler Köy Hizmetleri'nin yerel yönetimlere devrini doğru buluyoruz. Hatta hastanelerin de yerel yönetimlere devredilebileceğini düşünüyoruz.
Yusuf ÇELEBİ / ANKARA
|
|
|
|
|
|
|
|
|