|
|
|
|
|
|
Ölüm Stadı
Beşiktaş Yönetimi'nin izlediği gerilim politikası acı bir olayla son buldu... 16 yaşındaki lise öğrencisi İnönü'de öldürüldü.
Dün gece, İstanbul İnönü Stadı'nda bir futbol maçı oynandı. Ancak, ne yazık ki bu bir futbol haberi değil. Bu bir cinayet haberi. Beşiktaş-Rize maçı sırasında, kapalı tribünde çıkan kavgada, henüz hayatının baharında olan Cihat Aktaş bıçaklanarak öldürüldü. Ve maalesef bu cinayet göz göre göre geldi. İşte, kanla son bulan gerilim filminin acı hikâyesi...
BAŞKAN TRİBÜNE OYNADI Beşiktaş, sezona rekor transferler yaparak girdi. Şampiyonluk hedefliyordu. Art arda yenilgiler aldı. Demirören, her hüsrandan sonra sert açıklamalarla, taraftar tepkisini başka yöne çevirdi. Bu yüzden İnönü'deki her maçta, kavga çıktı. Daha önce de iki kişi bıçaklandı.
BU LEKE TEMİZLENEMEZ Ve dün gece ölümün soğuk nefesi İnönü'deydi. Maç için stada gelen Cihat'ın, ölüsü çıktı. İş işten geçtikten sonra kapılar kapandı... Polis, katil avı başlattı. Ama hiçbir şey Cihat'ı geri getirmeyecek. Beşiktaş, şampiyon olsa da bu kara leke temizlenemeyecek.
Tatile gelmişti Cihat Aktaş, bayram tatili için İstanbul'a gelmişti... "Dünya gözüyle İnönü'de maç izleyip döneyim" dedi. Dönemedi...
Cihat Aktaş, Adana'da lisede okuyordu. Bayram tatili nedeniyle Çağlayan'da oturan ailesinin yanına geldi. Babası bekçilik yapıyordu. Zor geçiniyorlardı... Aldığı üç kuruş bayram harçlığıyla en büyük hayalini gerçekleştirdi. Beşiktaş-Çaykur Rize maçına bir bilet aldı. Bu, onun ölüm yolculuğunun bileti oldu.
PİSİ PİSİNE CAN VERDİ Evden güle oynaya çıktı. Çok mutluydu. Ancak çok geçmeden acı haberi geldi. Öldüğünü ailesine söyleyemediler. "Ağır yaralı" dediler. Annesi, babası ve yakınları Taksim İlkyardım Hastanesi'ne koştu. Ve dünya başlarına yıkıldı. Aslan gibi evlatları can vermişti.
Cenaze dolayısıyla kapalıyız
Dün Beşiktaş-Ç.Rize maçına evsahipliği yapan İnönü Stadı'nda 1988 doğumlu Cihat Aktaş adında bir genç bıçaklandı. Ve Taksim İlkyardım Hastanesi'nde öldü.
Dün İnönü Stadı'nda Türk futbol tarihinin en acı olaylarından biri yaşandı ve 16 yaşındaki Cihat Aktaş bıçaklanarak öldürüldü... Olay, ilk yarının sonlarında kapalı tribünün iki katı arasındaki büfelerin olduğu bölgede gerçekleşti. Aktaş'ı öldüren kişinin büfeden aldığı döner bıçağıyla cinayeti işlediği ileri sürüldü. Bu noktaya nasıl gelindiğine bakıldığında Beşiktaş yönetiminin en azından iğneyi kendisine batırma vaktinin çoktan geldiği ortada. Neden mi? Bir: Geçtiğimiz sezon Serdar Bilgili yönetiminin basın tribününü kapalıya taşımasından sonra, Çarşı Grubu eski açığa geçmişti. Demirören yönetimi, İnönü Stadı'nın kapasitesini arttırdığı çalışmalarda basını tekrar numaralıya aldı. Kapalı tribünü iki kat halinde açtı. Çarşı Grubu üst kata yerleşirken, alt katta Karagümrüklüler ve Asya Kartalları yer aldı... Sezon başından bu yana bu gruplar arasında güç savaşı yaşanıyordu... F.Bahçe maçında polisin biber gazı sıkmasına yol açan tartışmaların ardında da bu kavganın yattığı öne sürülmüştü. İki: Sezona 13 transferle ve büyük ümitlerle giren siyah-beyazlı yönetim arka arkaya gelen kötü sonuçlar üzerine adeta gölgesiyle kavga etmeye başladı. Yönetim, kaybedilen her maçın, kaybedilen her puanın sorumlusunu dışarıda arıyor, federasyon ve hakemlere yüklendikçe yükleniyordu. Bu sert demeçler Beşiktaş camiasını, özellikle tribünleri iyice gerdi. Üç: Ortamı geren siyah-beyazlı yönetimin kapalı tribündeki bilet skandallarına bir türlü el koymaması da dikkat çekiyordu... İnönü'deki her maçta kapalı tribüne kapasitenin üzerinde seyirci alınıyor, kulübün numarasız bilet sattığı (veya dağıttığı) iddiaları gündeme geliyordu... 33 bin kapasiteli statta 40 bin kişi oluyordu. Dört: Fenerbahçe maçında yaşananlar da kimseye ders olmadı. O gün de insanlar bıçaklandı... Çıkan arbedede "Baba, beni eve götür" diye çığlıklar atarak ağlayan çocuğun görüntüleri unutulmadı. Tıpkı tribünde fenalaşan bir futbolseverin merdivenler tıkalı olduğu için elden ele sahaya indirilişi ve orada polisten dayak yiyişi gibi.. Ve dün gece... Yine BJK İnönü Stadı... Yine kapalı... Yine olay... Ve ambulans giremeyen statta, hem de daha 16 yaşında sönen bir hayat...
|
|
|
|
|
|
|
|
|