İki şeytan bir şeytandan daha mı iyi?
Rusya'nın hiç kimsede bulunmayan yeni bir nükleer silah üretmekte olduğunu iftiharla açıklaması küçük bir güncellemeye muhtaç meşhur sözü hatırlattı: -Merd-i Kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler. Burada 'Kıpt' yerine 'çapulcu' diyebilir ve etnik alınganlıklardan sakınabiliriz: -Çapulcunun yiğidi kahramanlığını anlatırken çaldıkları ile övünür! Eh, ayı da en yok edici pençenin kendisinde olması ile şişinse yeridir! Bizzat Putin'in açıkladığı bu gelişmeye ilişkin haber karşısında ilk tepkim 'şecaat arz etmek'le ilgili bu sözü mırıldanmak olurken babamın sesi yüksek çıktı: -Bırak yapsınlar, bu azgın Amerika'ya Rusya'nın dişli olması lazım! Babam ki, 85 yaşında bir hacı olarak ömrünü komünizm ve Moskof düşmanlığı ile geçirmiş sayılır.. Bugünse kendisini neredeyse 'Rusya Amerika'dan daha iyidir' demek zorunda hissediyor.. Babam istisna değil. Tek kutuplu dünyanın daha zor yaşanır bir yer olduğunu düşünenlerin sayısı hızla çoğalıyor.. Tabii ki; bir şeytanla baş etmek için başka bir şeytanın varlığını zorunlu bulmak, insanlık için kahredici bir çaresizlik. Peki, küresel röntgencibaşı ABD, ancak silah karunlarına yarayan bu yeni küresel gerilim yüzünden Batı dünyasında bile eski 'Çirkin Rus' resminin yerini 'Çirkin Amerikalı'nın aldığını göremiyor mu? Bu soruya 'hayır' cevabı verebilmek için ağır derecede saf olmak lazım. ABD kendi görüntüsünü ve küresel vicdandaki yerini çok iyi biliyor. Onun için bugün yahut yarın 'eyvah ne yaptık' diye pişmanlık duyacak değil.. Bu ülkeyi yöneten 'sapıklar kulübü' şiddetin lüzumuna inanıyor, özellikle de İslam dünyasında tırmanması için bilinçli uluslararası müdahaleler gerçekleştiriyor.. Yoksa böyle bir ortamda ve böyle bir zamanda Powell istifa etmiş bir ABD Dışişleri Bakanı olarak, ülkesi katliam uygularken ve üstelik kendisi güvercin diye bilinirken 'İran'ın nükleer silah üretme çabaları'ndan ve de 'uluslararası toplumun bunu kabul edemeyeceği'nden dem vurabilir miydi? Memleketimde halktan birine iki büyük sülalenin mukayesesini sormuşlar.. -A ile B'yi birbirinden nasıl ayırabiliriz? Bunlardan biri (A) Karadeniz usulü 'ağalık' sıfatı ile anılır, diğeri (B) ise zenginliği ile tanınır. Zaten 'ağalık' sıfatı ile anılanın geçmişinde Osmanlı dönemi 'ayan' sistemince bir tür mahalli idarecilik görevi de vardır.. Cevap şöyledir: -A sülalesine mensup biri yanında çalıştırdığı elemanı tanıtırken 'ortağım' der; B sülalesine mensup biri ise ortağını bile 'yanımda çalışır' diye takdim eder. Bunun için B'nin parası ve serveti daha fazla ama A'nın etkinliği ve itibarı çok daha yüksektir. Eski imparatorluklar, hükümranlık altına aldıkları değişik millet ve coğrafyaları ortak olarak görmez, 'tabi', 'koloni' veya 'sömürge' sayardı. Çağdaş imparatorluklar ise 'ortak' edebiyatına sarılmışlardı. Rusya kendi sömürgeciliğinin adını 'Sovyetler Birliği' diye değiştirmiş, yönettiği millet ve halkları güya dengi veya ortağı olarak görüyordu.. Bu, çarlık Rusya'sından daha nazik, daha saygılı bir hükümranlık (ağalık) tarzıydı.. Sovyetler Birliği adındaki bu yeni Rus imparatorluğu ayrıca Varşova Paktı üyelerini de kendisine denk saygınlıkta görüyormuş gibi bir söylem kullanarak hükümranlık alanını hem güvencede tutmaya, hem genişletmeye çalışıyordu. NATO adındaki ABD imparatorluğu ise 'tabi' ülkeler için, Sovyetler Birliği, ve Varşova Paktı'nın imparatorluk başkenti Moskova'nınkinden daha nazik söylemler geliştirebilmişti. NATO üyesi olan kendisini matah bir şey sanıyordu. Bugünkü ABD şahinliği ise diplomatik nezaketi bile bir kenara bırakmış, müttefiklerine dahi 'Ya mutlak uşak olarak benimlesiniz veya düşmanımsınız, ortası yok' diye ilkel imparatorluk çağının kibrini hortlatmıştır. ABD'nin bu tavrı, şimdiki Ilık Savaş sürecinde Rusya'nın kolayca ortak ve hatta sığıntı bulmasına yol açabilecektir.. Putin, halen zaten dünyanın en büyük imparatorluğu olan Rusya'yı yeniden Sovyetler Birliği döneminin sınırlarına ulaştırmak için ilkel bencillikte bir ulusçu strateji ile yol almaya çalışıyor.. ABD'yi yöneten sapıklar kulübü bu ve benzeri bin bir fitneyi tahrik ederek yeryüzünü karıştırırken, mesela Katoliklerin bile -şimdilik ağırlıklı olarak Yahudilere yönelik- nefretini tazeleyip tırmandırarak kendi sonunu hızlandırıyor..
|