| |
|
|
Her topa çıkmak doğru değildir
Cumhuriyet'ten arkadaşım, değerli besteci ve müzik eleştirmeni Selmi Andak'ın, garip bir huyu vardı.. Kendisine atılan her şeyi tutmaya çalışır, bir başka deyişle her topa çıkardı. Örneğin bir elinde daktilosu, koltuğunun altında yazı dosyası, öbür elinde de çay bardağı olduğu halde yazı işleri odasına girerdi. Onun geldiğini bilenler de, kimi su dolu bardak, kimi izmaritle dolu sigara tablası, kimi başka bir şey önlerinde, beklerlerdi. Selmi Andak kapıdan girince herkes elindekini ona doğru atardı. Selmi de, kedi kaleci Beara gibi sağa sola uçarak havadakileri yakalamaya çalışır, mesela sigara tablasını tutmak için daktilosunu yere atar, su bardağını yakalamak için elindeki çay bardağını duvara fırlatırdı. Ecvet Güresin, Erol Dallı, Ziya Nebioğlu ve o dönem Cumhuriyeti'nin yazı işleri kadrosunun eğlencelerinden biriydi bu. Şimdi meslektaşım köşe yazarlarının her konuya atlamalarına bakınca, hep sevgili Selmi Andak'ı anıyorum. Eski Cumhuriyet bir ocaktı. Aile gibiydik ve birbirimizi çok sever, çok eğlenirdik. Oysa şimdi işin çapı çok büyüdü ve bazı konular çok karmaşıklaştı. Basın medya oldu, medya sermayesi her alana girdi. Açıkçası bazı konulara girmek, beni düşündürüyor. Haksız rekabetlere ve çıkar çatışmalarına alet olmaktan ürküyorum bazen.
|