|
|
|
|
Ailesinin azmi ile otizmi yenip okumayı öğrendi
Yaşamı tanımadan tanıştı hastalığıyla. Binlerce çocuğu esir alan otizm, minik Efe'yi de yakalamıştı. İçe kapanık, iletişim kuramayan, tepkisiz kalan Efe, anne ve babasının 23 yıllık mücadelesi sayesinde otizme yenilmedi.
Efe Erden 23 yaşında bir otistik. Ancak onun dünyayı algılama biçimi diğer otistiklerden çok farklı. Çünkü o annesinin desteğiyle kendi dünyasından sıyrılıp, gerçek yaşama yelken açmayı başardı. Hayata karşı dimdik duran Efe, şimdi 'göz göze' bile gelebiliyor. Hastalığın en büyük belirtilerinden biri olan gözle temasla kaçınmaktan annesinin çabaları sonucu kurtulabilen Efe, gözlerinizin içine bakarak, sohbet edebiliyor. Daha önceleri tıpkı diğer otistikler gibi içine kapanık, tepki vermeyen, etrafıyla iletişim kuramayan bir çocuk olan Efe, mucizevi bir değişim göstererek herkesi şaşırttı. Bu değişimin en büyük nedeni ise anne-babasının, yılmadan mücadele etmesi... Efe'nin en büyük destekçisi ise annesi Selma Hanım... Daha önce konuşamayan Efe, 54 yaşındaki annesinin sabrı sayesinde hem okuma yazmayı öğrendi hem de tek başına yetebilmeyi... Selma Hanım, henüz otizmin ne olduğunun bile bilinmediği 80'li yıllarda Efe'yi ilkokula kaydettirmeye gittiklerinde bir devlet okulundan; "Oğlunuzu eve götürün, hiçbir şey öğrenemez" cevabıyla karşılaştı. Bundan sonra Selma Hanım, kendilerini dışlayan herkese oğlunun öğrenebileceğini göstermeye karar verdi.
'OĞLUNUZ UYUM GÖSTEREMİYOR' Selma-Aykut çifti, aldıkları bu cevaba rağmen kapısını çaldıkları özel ve devlet okullarının sayısını kendileri bile hatırlamıyor. Kısa sürelerle okula giden Efe'nin ailesine verilen cevaplar ise hep aynı olmuş: "Oğlunuz diğer öğrencilere uyum gösteremiyor, aileler bu durumdan rahatsız". Selma Hanım, hem eşinin, hem de kendi maaşının neredeyse tamamını yatırarak tuttuğu pedagoglarla oğlunun eğitimini sürdürmeye çalıştı. İşyerinden defalarca aldığı 7-8 aylık ücretsiz izinler üresince Efe'yi evde rehabilite edip hayatı öğreten anne, ona dış dünyayı ve duyguları öğretti. Tesadüf eseri öğrendikleri Çapa İlköğretim Okulu'na bağlı özürlüler için oluşturulan özel alt sınıfını öğrendiğinde ise vakit kaybetmeden çocuğunun kaydını yaptırdı. Aykut Bey, tam 6 ay boyunca oğlunun sınıfın kapısında onun kendisini görebileceği şekilde dersinin bitmesini bekledi. Efe 12 yaşında okuma-yazma öğrendiğinde yaşadığı duyguları ise şöyle anlatıyor Selma-Aykut çifti: "Milli Eğitim'in okuyamaz dediği çocuğumuz artık okuyordu. Haberi bize öğretmeni telefonla verdi. Yılların üzüntüsü bir anda yok oldu ve mutluluktan ağladık. Efe gördüğü her şeyi okumaya başladı."
'SAYILARI EVCİLİKLE ÖĞRETTİM' Selma Hanım, bu sonucu almak için nasıl bir yol izlediğini ise şöyle anlatıyor: "Ona denizi, gökyüzünü gösterip renginin mavi olduğunu anlatırdım. Dairenin ne olduğunu, araba lastiğine dokundurarak öğrettim. Sayıları evcilik oynayarak anlattım. Markete gönderip geleceğini haber verdim ve onu takip ettim. Sorun çıktığında 'buradan geçiyordum' dedim. Şimdi alışverişe yalnız gidiyor. Oysa önceleri tikleri vardı, konuşmazdı ve tepki vermezdi."
PERVİN METİN Merkez
|
|
|
|
|
|
|
|
|