Halka arzda tablo nasıl değişecek?
En tanınmış markalardan biri, Türkiye'nin en büyük sermaye gruplarından biri tarafından halka arz edilemedi. Bu yıl içerisindeki halka arzların çoğunun performansı iyi değil. Yine bu hisseler Türkiye'nin en büyük sermaye gruplarına ait. Borsa performansının kötülüğünün yanısıra fiyatın yüksek belirlenmesinden dolayı da halka arzlar artık tıkandı. Coca Cola'nın halka açılamamasında da bu faktörler etkiliydi. Aslında"satılmayacak mal yoktur" derler. Yeterki uygun, ya da alıcıları harekete geçirecek bir fiyatı olsun. Sonuçta zararda bir şirket de pekala satılabilir. Doğru fiyatlama yapılmışsa. Bu açıdan bakınca patronlar ya halka arzı bilmiyor, ya da açgözlülük yapıyorlar. Ancak aynı durum yatırımcılar ve aracılar için de geçerli. Yatırımcılar da açgözlülük yapıyor, hemen kâr peşinde koşuyor veya kaybetmekten korkuyor. Bu işe aracılık edenler de işi beceremiyor. * Halkın durumu- Halka arzdan hisse senedi almak kazandırırken, son yıllarda kaybettiriyor. Bunun iyice belirginleşmesi yeni arzlara talebi önlüyor. Hatta halka arza katılanların yaklaşık yarısı ilk günde yüzde 5-10 üzerinde satmayı hedefliyor. SPK Başkanı Doğan Cansızlar'ın belirttiğine göre, halka arzlardan alım yapanların yüzde 45'i ilk gün satışa koşuyor. Böyle bir yapıda halka açılan hissenin borsa performansı iyi olamaz. Borsada yatırımın vadesinin çok kısalmış olması ve yatırımcı tabanının çok zayıflamış bulunması halka arzların önünde en önemli engel. Yatırımcıların güveninin yeniden sağlanması ve yatırımın vadesinin uzatılması zorunluluğu ortada. * Aracıların durumu- Ortada bir başarısızlık varsa bunda şüphesiz aracıların da payı büyük. Halka arzlarda onların imzası var. Satışı garanti eden, piyasayı okuyan, benim müşterim bu şirketi bu fiyattan alır diyen ya da demesi gereken onlar. Aracıların bu konuda seçici olduklarını söylemek zor. Halka açılmak isteyen şirket kendisine ne fiyat biçiyor ve SPK nasıl kayda alıyorsa, aracı kuruluş da durumu aynen kabulleniyor gibi. Halbuki piyasayı okuması gereken ve gerektiğinde ben bu işte yokum demesi gereken aracı kurum. Bugüne kadar bu denilebilseydi, halka razlarda tıkanma noktasına gelmezdik. * Patronların durumu- Şirketini değerli kılmayı, alıcıyı bulduktan sonra malını yüksek fiyattan satmayı her patron ister. Açgözlülük teorisi burada da çalışır. Bitişikteki tablodan görüldüğü gibi, şimdiye kadar halka arzların büyük bölümü endeks yüksek düzeylerdeyken gerçekleşmiş. 1988-2004 arasında toplam 288 şirket halka açılmış, 6.8 milyar dolar hasılat elde edilmiş. Bu halka açılmaların en yoğun olduğu dönem borsa endeksinin en yüksek olduğu dönemler. Zaten arzların olabilmesi için, piyasa koşullarının iyi olması gerekiyor. Bu da ancak fiyatlar yükseldiğinde söz konusu oluyor. Yani halka arzlar fiyatların yükseldiği dönemlerde yapılmış oluyor. Halbuki borsada kazanç ancak düşük fiyattan alınırsa olabiliyor. Yatırımcının çıkarı düşük fiyattan almak, patronların çıkarı yüksek fiyattan satmak. Arayı bulmak aracıya düşüyor. Orada da aksama var. Fiyatların düştüğü dönemler zaten yatırımcıların borsadan çekildiği dönemler. Yani adaletsizlik işin doğasında var. Bir de malı en iyi satıcısı tanır. Hele bu mal ilk kez pazara geliyorsa. Dolayısıyla halka arzedilen şirketlerde zaten patron tarafı doğal olarak "insider" durumunda. Üstüne bir de reklam, tanıtım kampanyası yapılıyor. Bir adaletsizlik de burada. Halka arzda bir perdeyi kapattık ama sermaye piyasasının taraflarından en azından birinde gerekli bilinç oluştuysa, gerekli dersi çıkarabildiysek yeni dönem için tek kazanımımız bu. * Sonuç- "Talihsizlik sırasında bile, talih açık bir kapı bırakır" Cervantes
|