 Sezer'den eleştiri
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, son günlerde Türk ulusunun varlık nedeni sayılan temel değerlerine sahip çıkma kararlılığının farklı yönlere çekildiğini ve bu konuda gerçekle bağdaşmayan değerlendirmeler yapıldığını belirterek, bunun üzüntü verici olduğunu söyledi..
Sezer, 'Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan benzer anlaşmalardan bugün geçerliliğini koruyan tek belge olan Lozan Barış Anlaşması ile çözülmüş kimi konuların sorunmuş gibi gündeme taşınması devletimize ve toplumumuza yararı bulunmayan girişimlerdir.
Unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti gurur duyduğumuz başarılarını toplumu oluşturan tüm öğelerin katılımıyla gerçekleştirmiştir. Yine unutulmamalıdır ki, tekil devlet yapımız ülke ve ulus bütünlüğünü sağlayan vazgeçilmez değerimizdir. Tarihimiz birlik ve beraberliğimizi, bölünmez bütünlüğümüzü bozmaya yönelik hareketlerin başarıya ulaşamayacağını gösteren örneklerle doludur'' dedi.
Sezer, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Atatürk'ün ebediyete intikalinin 66. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen anma toplantısı ve ''Dış Kaynaklarda Atatürk ve Atatürk'e Bakış'' konulu sempozyuma katıldı.
Kurumun konferans salonundaki sempozyumun açılışında konuşan Sezer, Bağımsızlık Savaşı'nın önderi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Türk ulusunun kurtarıcısı, büyük komutan ve devlet adamı yüce Atatürk'ün anısı önünde saygıyla eğildiğini söyledi. Sezer, ''O'nu sevgiyle ve gönül borcu duyarak özlemle arıyor ve anıyoruz. Geride bıraktığı eserin büyüklüğünü her geçen gün daha iyi anlıyor ve kendisine sınırsız gönül borcu duyuyoruz'' dedi.
Atatürk'ün savaşının ve devrimlerinin dünyada hayranlık uyandırdığını ve övgüyle karşılandığını kaydeden Sezer, ''Savaşımıyla yazgımızı ve tarihin akışını değiştiren Atatürk, yalnızca eserleriyle değil, düşünceleri ve yüksek öngörüleriyle de insanlığın yetiştirdiği büyük kişilikler arasındaki yerini almıştır'' diye konuştu.
Atatürk'ün dünyada saygı duyulan, tarihe damgasını vuran, tüm insanlığa mal olmuş eşsiz bir önder olduğunu belirten Sezer, dünya önderleri arasında güncelliğini koruyan büyük önderlerden biri olan Atatürk'ün, düşünceleriyle evrenselleştiğini vurguladı. Sezer, ''Atatürk'e duyulan güven, sevgi ve saygı eksilmeyecek, Türk ulusu O'nu sonsuza değin gönlünde yaşatacaktır. Düşünceleri, ilke ve devrimleriyle yolumuzu aydınlatmayı sürdürecektir'' dedi.
Yüce Önder'in, ülkede umutsuzluğun egemen olduğu bir dönemde ortaya çıkarak, içinde bulunduğu toplumun dinamiklerini yönlendirdiğini, bağımsızlığı ve çağdaşlaşmayı amaçlayan Kurtuluş Hareketi'ni ve Türk Devrimi'ni başarıya ulaştırarak, ulusunun büyük özlemlerini gerçekleştirdiğini ifade eden Sezer, ulusal birliği sağlayarak, farklılıkları bütünleştirdiğini, her kesimden yurttaşları aynı ülkü etrafında topladığını, düşüncelerindeki eylem ve çözüm tasarılarını ulusuyla birlikte hareket ederek yaşama geçirdiğini vurguladı.
Atatürk'ün başarılarının temelinde, eylemlerini çok iyi tanıdığı ve beklentilerini iyi bildiği Türk ulusuna dayandırmasının yattığını kaydeden Sezer, şöyle devam etti:
''Yaşamı boyunca ulusu için çalışmış, yurttaşlarının mutluluğu ve gönenci, Türkiye'nin her alanda yücelmesi için Türk Aydınlanma Devrimi'ni gerçekleştirmiştir. Eğitimden sağlığa, ekonomiden sanayiye, kültür ve sanattan spora her alandaki eşsiz atılımları, üstün dehası ve büyük bir zamanlama başarısıyla adım adım yaşama geçirmiştir. Bugün Türk ulusu, geleceğine güvenle bakan, onurlu bir ulus olarak, 81. kuruluş yılında cumhuriyetin ulaştığı başarıları kıvanç ve gururla yaşamaktadır. Ulu Önder, özgür düşünebilen, kendine güvenen, kararları kendisi verebilen, dogmaların etkisinde kalmayan, aklın ve bilimin ışığında yaşamını yönlendiren bireylerin oluşturduğu çağdaş bir toplum yaratmayı amaçlamıştır. Bu bağlamda, toplumsal yaşamda bireylerin eşitliği, kardeşliği ve özgürlüğü düşüncesine dayanan büyük bir dönüşüm süreci başlatmıştır. Atatürk, Türk toplumunun geri kalmasına yol açan, çağdaşlaşmaya ve gelişmeye engel oluşturan katı ve tutucu kurum ve kuralları ortadan kaldırmış, laik, demokratik bir toplum ve Devlet düzeni kurmuştur. Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün önderliğinde yürüttüğü çağdaşlaşma çabalarının temeline laiklik ilkesini yerleştirmiştir. Laiklik, Atatürk devrimlerinin özü, ulusal birliğin temeli, toplumsal barışın en önemli güvencesidir.''
Sezer, bir İsveç gazetesinde yayımlanan ''O, olmasaydı modern Türkiye olmazdı. O'nun sayesinde Türkler, O'nun olağanüstü eserini izleyebilecekler ve zaten dünyaca pek yüksek olan onurlarını daha fazla yükseltebileceklerdir'' değerlendirmesinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin başardığı değişimi ve Atatürk'ün bu süreçteki rolünü çarpıcı biçimde anlattığını kaydetti.
'CUMHURİYETİMİZE SAHİP ÇIKMAK...'
Cumhurbaşkanı Sezer, ulusalcılık, akılcılık, bilimsellik, gerçekçilik, tutarlılık ve ileriyi görebilme gücünün Atatürk'ün kişiliğinin belirleyici özelliklerinden olduğunu belirtti. Sezer şöyle konuştu:
''Yüce Önder, yaşamı boyunca olaylara ve gelişmelere böyle yaklaşmış ve yorumlamıştır. Bugün Ulus olarak yapmamız gereken, Yüce Önder'in yaşamını, düşüncelerini, ilke ve devrimlerini tüm yönleriyle gelecek kuşaklara öğretmektir. Atatürk'ü anmanın ve anlamanın en güzel yolu budur. Gelişen dünyanın değişen koşullarını karşılayabilmek, bu koşullara ayak uydurabilmek ve her dönemde çağdaş kalabilmek, Atatürkçü düşüncenin temelidir. Atatürk, ulusal birliğimizin, bağımsızlığımızın, çağdaşlaşmanın ve aydınlanmanın simgesidir. Atatürk, ulusal onurumuz, özgür ve yaratıcı düşüncenin anıtıdır. Hepimize düşen görev, en büyük eseri, cumhuriyeti korumak, düşüncesini ve felsefesini özümsemek ve özümsetmektir. Türk Ulusu'nun Yüce Atatürk'ün ilke ve devrimleriyle aydınlattığı yolda ilerleyeceğinden cumhuriyetimize, ulusal değerlerimize her koşulda sahip çıkacağından kuşku duymuyoruz.''
'ÜZÜNTÜ VERİCİ'
Cumhurbaşkanı Sezer, Türkiye'nin, bağımsızlığından ödün vermeden, kimliğini, kültürünü ve değerlerini yitirmeden, cumhuriyetin geldiği düzeyi yeterli görmeden gelişme çabalarını sürdüreceğini vurguladı. Sezer, şunları kaydetti:
''Cumhuriyetimizin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğümüzün, birlik ve beraberliğimizin korunması, kültürümüze ve ulusal değerlerimize sahip çıkılması, Türkiye'nin sonsuza kadar varolmasının en önemli koşuludur. Son günlerde Türk ulusunun, varlık nedeni sayılan temel değerlerine sahip çıkma kararlılığının farklı yönlere çekilmesi ve bu konuda gerçekle bağdaşmayan değerlendirmeler yapılması üzüntü vericidir. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan benzer anlaşmalardan bugün geçerliliğini koruyan tek belge olan Lozan Barış Antlaşması ile çözülmüş kimi konuların, sorunmuş gibi gündeme taşınması, Devletimize ve toplumumuza yararı bulunmayan girişimlerdir.
Unutulmamalıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti, gurur duyduğumuz başarılarını, toplumu oluşturan tüm öğelerin katılımıyla gerçekleştirmiştir. Yine unutulmamalıdır ki, tekil devlet yapımız ülke ve ulus bütünlüğünü sağlayan vazgeçilmez değerimizdir. Tarihimiz birlik ve beraberliğimizi, bölünmez bütünlüğümüzü bozmaya yönelik hareketlerin başarıya ulaşamayacağını gösteren örneklerle doludur.''
'YOLUMUZU VE YÜREĞİMİZİ AYDINLATMAYI SÜRDÜRECEK'
Diğer özelliklerinin yanı sıra Atatürk'ün aynı zamanda çok iyi bir strateji uzmanı olduğunu da belirten Sezer, Yüce Önder'in, stratejinin en önemli öğesi olan hedef seçiminde hiç hayalci olmadığını, her koşulda aklın ve bilimin öncülüğünde hareket ettiğini belirtti. Atatürk'ün strateji üstünlüğünün yalnız askeri alanı değil, siyasal, ekonomik ve sosyo-kültürel alanları da kapsadığını ifade eden Sezer, Yüce Önder'in, bağımsızlık savaşımının siyasal cephesi olmadan kazanılamayacağını bildiği için, daha başlangıçta Kuvayi Milliye Teşkilatı'nı kurduğunu anımsattı.
Sezer, Kurtuluş Savaşı sırasında, askeri, siyasal, ekonomik ve sosyo-kültürel alanları kapsayan topyekün savaş stratejisi ile başarıya ulaştığını, bu başarısını Lozan Antlaşması ile taçlandırdığını, uluslararası hukuk alanında onaylattığını ve en büyük eserim dediği cumhuriyeti kurduğunu vurguladı.
Sakarya Meydan Savaşı'ndaki ''Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır'' savunma stratejisinin, yıllar sonra İkinci Dünya Savaşı'nda Ruslar tarafından Almanlara karşı başarıyla kullanıldığını ifade eden Sezer, kuruluş döneminde ise Yüce Atatürk'ün stratejik hedefinin, savunma ve güvenliği kolaylaştıran ve her alanda kendine yeten bir coğrafyaya kavuşmak olduğunu kaydetti. Sezer, ''Bu nedenle, Boğazlar ve Hatay sorununa büyük önem vermiş ve her iki sorunu da yaşamda iken, sabırlı ve etkin bir strateji ile çözmüştür.
Yüce Önder biliyordu ki, Boğazlar'ın statüsü Lozan Antlaşması'ndaki düzenlemesiyle kalsaydı, Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı dışında tutulması çok güçtü'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Sezer, ''Türk ulusunun kurtarıcısı, laik, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, eşsiz devlet adamı, büyük devrimci ve komutan Yüce Önder Atatürk'ün, sonsuza kadar yolumuzu ve yüreğimizi aydınlatmayı, ilke ve devrimleriyle ülkenin geleceğine yön vermeyi sürdüreceğini'' kaydetti. Sezer, Türk ulusunun gönlünde ölümsüzleşen Yüce Önder Atatürk'ü bir kez daha saygı, gönül borcu ve şükranla andığını belirtti.
|
