Ne olmalı? (1)
Biliyorsunuz Pazar sabahından bu yana Teneriffe'deyiz. Gündüz güneş açınca sıcak rahatsız bile ediyor. Aslında 24 dereceden aşağıya da düşmüyor. Ancak geceleri 14-15 derece buraya en son yedi sene evvel gelmiştim. Güzellikleri ve özellikleri devam ediyor. En büyük geliri turizm olan Kanarya adalarından birindeyiz. İnsanlar pek çalışmayı sevmiyorlar. En az 7-8 ay süren turizm mevsiminin dışında çalışmıyorlarmış bile. Bizim en basit bir pansiyonumuzda gördüğünüz hizmeti dört yıldızlı ve hatta beş yıldızlı otellerde bile göremiyorsunuz. Yine de en büyük gelirleri turizm. Aklıma hep At Yarışı Turizmi diye bir şey yaratsak, enternasyonal yarış sayısını, sponsorlar kanalı ile arttırsak. Kış aylarında Adana ve İzmir'e At yarışını ve At yarışı Müşterek Bahsini sevenleri getirebilsek, kötü mü olur?.. Bu hiç de zor bir iş değil .Yeterli tesisimiz ve yeterli sayıda atımız mevcut. Bir de eşine ender rastlanacak Altılı Ganyanımız. Üstelik müthiş ve geniş yelpazeli bir mutfağımız, taze sebze ve meyvelerimiz olduğu da unutulmasın. Ben iddia ediyorum ki, Türkiye dışında para kazanan herkes için, bu herkes lafına emeklisi de dahil Türkiye çok ucuz bir ülke cennet. Hayal edebiliyor musunuz? Adana'da kebabcıya oturmuşsunuz. Envaitürlü yeşilliklerin yanı sıra metrelik kebablar ve tırnaklı pideler, isteyene şalgam suyu, isteyene aslan sütü eşliğinde servis ediliyor. "Yeme de yanında yat" demeyin hemen kolları sıvarım. Teneriffe de aç kaldığımı zannetmeyin. Karnımız doyuyor ama yine de Adana kebabı. Kolcuoğlu gözümde tütüyor. Hem kebab hem at sohbeti. Bugünkü şablon Özden Güner'den. Ona güveniyorum.
|