|
|
Bilardo oynayan kızlar ve Allah korkusu..
Cumartesi gecesi saat 23.. Çok geniş bir cafe-bar'ın tam ortasında oturuyoruz.. Sağ tarafımızda onlarca bilardo masası var.. 18-20 yaşında kızlar bilardo oynuyorlar.. Erkek arkadaşları ile.. Dikkat ediyorum, 3 topta sayı almakta iyice ustalaşmışlar.. Erkek arkadaşlarından daha usta sayı alıyorlar.. Burası Konya.. Hani irticanın merkezi diye bellediğimiz Konya.. Ben hayatımda böyle bir manzara görmedim.. Cıvıl cıvıl gençler, bir tarafta kızlı erkekli, bilardo oynuyorlar, diğer yanda bowling.. Akmerkez'in en üst katından çok daha güzel dizayn edilmiş ortadaki geniş cafe'de de oturup sohbet ediyorlar.. Burası, İstanbul değil.. Burası Ankara değil.. Burası İzmir değil.. Burası Konya.. Hani irticanın merkezi diye bellediğimiz Konya.. Ramazan ayının ortasında bir cumartesi gecesi.. Geliyorlar, resim çektiriyorlar.. Sonra tekrar bilardoya dönüyorlar.. O an hayatımın en acı flasback'lerinden birini yaşıyorum.. 7 yaşındayım.. İstinye iskelesinin karşısındaki evimizin önüne bir cafe açılmış.. İçine de hayatımızda ilk defa gördüğümüz Amerikan bilardosu masaları yerleştirilmiş.. Gün boyu oynadığımız futbolun ve bir akrobat gibi yolcu vapurundan boğazın akıntılı sularına balıklama atlayışlarımızın pabucu dama atılmış.. Hepimiz bilardo masalarının üzerine üşüşmüşüz.. Sürekli bilardo oynuyoruz.. Kaybeden masrafları çekiyor.. Bir gün sürekli bilardo oynadığımız cafe'ye babam geldi.. Aldı beni, "gel seninle bir şey konuşacağım.." dedi.. Eve gittik.. 7 yaşındaki çocuk, aklı bilardo masasında, baba ne söyleyecek diye bekliyor.. Hani bitse de gitsek gibilerinden.. "Bilardoyu parayla oynuyorsunuz.." dedi.. "Hayır.." dedim, devam etti.. "Oyunun parasını kaybeden verdiğine göre, siz de parayla oynamış oluyorsunuz.." Ben o 7 yaşındaki aklımla "Eee ne var bunda.." der gibi yüzüne bakıyordum ki hayatımda ilk defa duyduğum ve beni aylarca allak bullak eden o sözcükle karşılaştım.. "Kumar oynamak günahtır.." dedi, "Allah kumar oynayanları sevmez.. Günahları çok olanlar cehenneme giderler.. Bir şeyi yaparken Allah'ın istemediklerini yapma.. Allah korkusunu içinde hisset.." İlk defa Allah, Cennet, Cehennem kelimelerini duyuyordum.. Donup kalmıştım.. Allak bullak olmuştum.. Babam, çok zekice bir manevrayla dini ilk eğitimini, bilardo üzerinden vermişti.. O günden sonra, yıllarca bilardo oynayamadım.. Arkadaşlarım şaşırmıştı.. "Hadi bilardoya" diyorlardı ben "hayır.." diyordum.. Yıllar, yıllar geçti.. Kolej yıllarında, 7 yaşındaki gibi değildim artık.. Babamın zekice hamlelerine, çok daha zekice hamlelerle karşılık vermeyi öğrenmiştim.. Briç, king, poker'le birlikte yine bilardo "in"di Kolejliler arasında.. Ben hepsinde çok iyiydim.. Ama bilardoya bir türlü fazla zaman ayıramıyordum.. Görünmez bir el, beni bilardodan hep uzak tuttu.. Çocukluk yıllarımdaki olay, beni bilardoda hep biraz sakar bıraktı.. Keşke briç oynayabildiğim gibi, bilardo da oynayabilseydim diye içimde hep bir ukde kaldı.. Güzelim bilardodan ne istemişti babam bilmem.. Cumartesi gecesi, Konya'da Hilton Oteli'ne bağlı büyük Shopping Hall'ın üst katında, kızlı erkekli gençlere, 3 topta şöyle bir "25 çekmek" vardı.. Yapamadım.. Onları izledim.. Cıvıl cıvıl Konyalı genç kızların ve erkeklerin bilardoda çektikleri sayılardan tarifsiz bir mutluluk duydum.. Onlara bakarken demek istedim ki, "Babam tam doğruyu söylememiş.. Bilardonun günahla bir ilgisi yok.. Siz keyfinizce oynayın bilardonuzu.. Yaşayın gönlünüzce, size Allah tarafından bahşedilen hayatınızı.."
|