İyi olan kazanır

Türk popüler müziğimizin bu yıl yükselen trendi hiç kuşkusuz Nazan Öncel oldu. Yılın çıkış yapan en iyi sanatçısı seçimi kariyer zenginliğine bakılmaksızın yapılsa açık ara ödülü Nazan Öncel alırdı. Eğer Tarkan - Nazan Öncel buluşması olmasaydı belki de yükselen bu trende tanıklık yine zamanımızdan çalmaya devam edecekti. O zaman insan "iyi ki de Tarkan Hüp'ü yorumlamış" diyor. Bu "iyi ki" dileği bugün popüler müzik dünyasındaki sanatçı çoğunluğunun albüm repertuarı oluşturmadan önce "Nazan Öncel'den bir şarkı olmalı" fikrini de baskın kılıyor. Örnekleri sıklıkla karşımıza çıkmaya başladı bile... Önümüzdeki süreçte de hemen her albümde bir Nazan Öncel şarkısına rastlamak alışkanlık olacak. Bir zamanlar Sezen Aksu şarkısını albüm repertuarına almak ne denli önemliyse yaşanan ve değişim gösteren süreç hatırlarsanız Sezen Aksu'nun yanına bir başka adın yazılmasına tanıklık etmemizi sağlamıştı. Bu ad bir şarkı sözü yazarı ve besteci olan ama kendisini öncelikle "ben besteciyim" diye tanımlayan Şehrazat. Şimdi bu ikilinin yanına bir üçüncü adın daha yazılma zamanı geldi. Şarkı sözü yazarı, besteci ve yorumcu Nazan Öncel... Her üçünün de müzikal formlarına baktığımızda aynı ortak dile sahip olduklarını görüyoruz. Sadece bu dili farklı diyalektlerde konuşuyorlar o kadar. Adeta her biri bir bütünün parçaları ve üçü bir araya geldiğinde her şey tamam oluyor. Her bir parça Türk insanının kalp sesine şarkı yazmayı çok iyi biliyor. Her üçünün şarkılarının yer aldığı ve kalem ustalıklarını sergiledikleri bir repertuar albümü yapıldığını bir düşünsenize... Kim okursa okusun o albüm yılın hatta müzik tarihimizin en iyi albümlerinden biri olurdu. Bir de şu soru akla geliyor. Nazan Öncel şarkıcı mı, yoksa şarkı sözü yazarı ve besteci mi? Tabii ki her üçü de ama onun şarkıcı kimliği artık ikinci planda kalmıştır. Eser yazma ustalığı ve kalemi şarkıcılığını gölgede bırakmıştır. "Yan Yana Fotoğraf Çektirelim" albümünü dikkatle incelediğimizde bunu zaten görüyoruz. Albüm bana şu mesajı veriyor... Sanki bir zorunlulukmuş gibi her yıl ya da iki yılda bir albüm yapma mekaniği Nazan Öncel için geçerli olmamalı... O, hiç beklenmedik zamanlarda çıkıp "işte benim şarkılarım" dediği beklenmedik sürpriz albümlerin şarkıcısı olmalı... Bu son albümün bize kattığı keyif bundan sonraki çalışmalarında da bizi sarmalı. Albümün tirajı ve sokağa yansımasına baktığımızda hedefine ulaşan bir prodüksiyon olduğu açık seçik belli ama "Yan Yana Fotoğraf Çektirelim" için bir iki dip not eklemekte yarar var. Albümün saundu her yönü ile "eski tatlar" taşıyor. Hani, siyah-beyaz ve ilk dönemlerin renkli Türk filmleri var ya işte onların tadında bir albüm. Kuru kalabalıktan uzak ve sakin bir düzenleme anlayışı hakim... "Nereye Böyle" harikulade bir şarkı. Sözü, müziği, melodik yapısı, düzenlemesi, yorumu, Tarkan-Nazan Öncel düeti ile "işte şarkı bu" dedirtiyor. Hamit Ündaş, prodüktör Nazan Öncel- Tarkan ikilisinin taleplerine yerinde yanıt vermiş. İskender Paydaş zengin ses dünyası ile "Beni Hatırla" yı yeni baştan yaratmış... En önemlisi de albümde Nazan Öncel'in bazı şarkılara aranjör olarak imza atmış olması... İşte onu farklı kılan en önemli özelliği... Eminim ki daha birçokları bundan sonra da albümlerinde Nazan Öncel şarkıları okumak isteyecekler. İşte o her bir şarkı albümlerde, şarkı sözü yazarı ve besteci Nazan Öncel adı ile yer almamalı. Nazan Öncel, o bir şarkısının dahi prodüktörlüğünü yapmalı ve imzasını her yönü ile şarkısına yansıtmalı... Erol Köse'nin executive producer adı altında yaptığı gibi.