Uçakta protokol sıkıntısı
Önümde öylesine karışık bir konu var ki, kimin ne kadar haklı ya da haksız olduğunu ortaya çıkarmakta zorlandım. Olayın bir tarafında Türkiye'nin en önemli yargı organı Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, diğer tarafında ise Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın eşi Ahsen Unakıtan, Özelleştirme İdaresi Başkanı (ÖİB) Metin Kilci ve Türk Hava Yolları (THY) yer alıyor. Tarih 26 Ekim Salı. Anayasa Mahkemesi Başkanı ve eşi İstanbul'dan Ankara'ya dönecekler. Ellerindeki biniş kartında koltuk numarası olarak 2A/2B yazmaktadır. Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın devlet protokolünde en üstlerde yer alması sebebiyle ikinci sırada oturtulmasına itiraz ediyor. Bumin ve eşi başka bir uçuş noktasından geldikleri için biniş kartlarını önceden almışlar, uçağa THY VİP personeli tarafından getirildikten sonra, duruma itiraz edip, 1A/1B'tde oturmak istediklerini belirtmişler. Tartışmaların yaşandığı esnada ise uçağa yolcular çoktan binmiş ve ilk sıraya Maliye Bakanı'nın eşi Ahsen Unakıtan, ÖİB Başkanı Metin Kilci, DYP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan ve bazı bürokratlar oturmuş durumdalar. Adan ile yanında oturan kişiye ikinci sıraya geçmeleri rica ediliyor. Cevap doğal olarak 'hayır' oluyor. Derken, THY'nin şu anki patronu durumunda olan Maliye Bakanı Unakıtan'ın eşi Ahsen Hanım 1A'dan 1F'ye alınıyor. 1F'de oturan THY'nin iki numaralı patronu Metin Kilci'de 2B'ye alınıyor. Ancak, bu esnada uçak yaklaşık yarım saat Anayasa rötarı yapıyor. Şimdi böyle bir olayda uçağın yarım saat rötar yapmasına sebep olan kimdir? Yerini beğenmeyen Anayasa Mahkemesi Başkanı mı? Halen daha kamu malı olan THY'deki personelin protokole dikkat etmemesi mi? Konuya konuşmak üzere Bumin'i aradım, ama Ankara'ya davet etti, gidemedim. Telefonla ise görüşmek istemedi. Kendisi için yapılan yanlışlığı veya hatayı hoş görmeyip, uçağı rötara sokması hoş değil. THY VİP personelinin de Bakan'ın eşine, ÖİB Başkanı'na gösterdikleri ilgiyi Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın da esirgemeleri elbette doğru değil. Ayrıca uçakta protokol olmadığını ben de biliyorum. Eğer ben önceden koltuğumu ayırtmış olsaydım, kusura bakmasınlar ama Cumhurbaşkanı da dahil hiç kimseye yerimi vermezdim. Eğer bu bir ticari uçuşsa doğrusu protokolün olmamasıdır. Ama THY halen daha devletin kontrolünde bir şirket ise o zaman teamüllere uymak gerekir. Anayasa Mahkemesi Başkanı'na önceden yer ayrılacak. Başkan da böyle durumlarda uçağı rötara sokup, devleti zarara uğratmayacak. Uçakta Kuzey Kıbrıs Türk Hava Yolları'nı (KTHY) almak üzere ABD'den yola çıkan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile görüştüğü ve destek aldığı iddiasıyla Avrupa'daki KTHY yetkililerinin katkılarıyla finans arayan Josh C. Tunca ve eşi Barbara Hanım da var mıydı, bilemiyorum? Keşke Bumin ile ÖİB Başkanı Kilci yan yana oturup KTHY'nin 4 uçağını villa fiyatına, bir milyon 250 bin USD'ye satan eski yönetimi tartışsalardı. THY eski yönetimi bu uçaklardan sadece birinin motorlarını aynı dönemlerde yaklaşık bir milyon 800 bin USD'ye satmışken, devletin malını kimlerin bu şekilde, niçin elden çıkardığını konuşsalardı. Acaba Kilci, geçmiş dönemin hortumcularının üzerine neden gitmediklerini nasıl izah edecekti? Halen daha bana tek bir satır cevap verebilmiş değil. Maliye Bakanı'nın eşi Ahsen Unakıtan'da bu sohbete dikkat kesilip, akşam eşine; 'Kemal Bey villa fiyatına 4 adet yolcu uçağı satılıyor ve sen buna seyirci kalıyorsun. Niçin?' diye sorsaydı. Ben sordum, cevap alamadım. Belki Ahsen Hanım bizi aydınlatırdı.
|