Çaresizliğin ilanı
Son bir yıl içinde otomobillerden alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranları 3'üncü kez değiştirildi. 1 milyon otomobil üretim kapasitesine çıkan ve 700 binlik satışı zorlayan sektörün temsilcileri öfkeli. Haksız değiller. Her biri, gün boyunca yabancı ortağına dert anlattılar eminim. SABAH Gazetesi'nin üst düzey yöneticileri ve yazarlarıyla birlikte geçen yıl Tofaş, Ford Otosan, Oyak Renault ve Hyundai fabrikalarını gezdik. Gördüğümüz manzara şuydu: Türkiye'de üretilen her otomobil, artık dünyada pazarlarında, kendi segmentinde yer alan rakipleriyle rekabet edebilecek kalite ve güvenlik içeriyor. Yetişmiş insan stoku, değişen ve gelişen teknolojiyi anında takip ediyor. Üretim ekipmanları sürekli yenileniyor. Ancak ne yazık ki, üreticiler acısından en bilinmez pazar Türkiye. Çünkü sürekli değişen vergi oranları, faaliyet gösterdikleri ülkede üretim projeksiyonu yapmalarını zorlaştırıyor. Türkiye'yi istikrarsız ülke sınıfına sokuyor ve yabancı sermayenin yatırım şevkini kırıyor. Makro ekonomik dengeleri tutturmak isteyen her hükümet gibi AKP de işin kolayını dolaylı vergi yükünü artırmakta buluyor. 2005 Yılı Bütçesi de gelişmiş hiç bir ülkede olmayan çarpıklığın devam edeceğini gösteriyor. ABD ve AB'de dolaylı vergilerin toplam vergileri oranı yüzde 25 ile 35 arasında. Oralarda, vergi gelirlerinin önemli bölümü doğrudan vergi kalemlerinden sağlanır. Türkiye'de durum tam tersidir. 2005'te yaklaşık 100 katrilyon liralık vergi gelirinin 70 katrilyon lirası KDV, ÖTV, Özel İletişim Vergisi gibi harcama sırasında gerçekleşen kesintilerden sağlanacak. Geri kalan 30 katrilyon Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi'nden gelecek. Otomobil vergilerinde ise durum çok daha acımasız. Yılda kişi başına düşen milli geliri 30 bin dolar örneğin bir İngiliz vatandaşı otomobil satın aldığında sadece yüzde 17 vergi öder. İtalya'da bu oran yüzde 20'dir. Türkiye'de otomobil lüks tüketim malı olarak kabul edilir. Ve vergi yükü son artış ile yüzde 60'ın üzerine çıktı. (1600 cc için. Motor hacmi yükselince oran yüzde 70 oldu) Otomobil aldığı için vatandaşını bu derece cezalandıran bir başka ülke bulamazsınız. Alman vatandaşı Bursa'da üretilen Renault Megane'a 15 bin dolara, biz ise 22 bin dolara sahip oluyoruz. Anlayacağınız, özelleştirmeyi yapamayan, yabancı sermaye için yatırım iklimini düzeltemeyen ve sosyal güvenlik açıklarını kapatamayanlar, faturayı ayakta kalma mücadelesi veren özel sektöre çıkarmaya devam ediyor.
|