Son dönemde pek çok tavuk ve yoğurt üreticisi, üretim tarihini yazmaktan vazgeçip, son kullanma tarihini vermekle yetiniyor. Bu da ürün seçerken tazesini arayan tüketicinin kafasını karıştırıyor.
Gıda maddesi satın alırken üretim tarihini arayıp, sadece son kullanma tarihini görmekten tatmin olmayan tüketicilerden misiniz? Son dönemde gıda güvenliğine artan hassasiyet, daha çok kişinin satın aldığı ürünün etiketini okumasını sağladı. Bu iyi bir gelişme. Ancak son aylarda etiketlerdeki bir değişiklik de yeni bir tartışma konusu yarattı. Dikkat edin, birkaç aydır bazı markalar, tavuk veya yoğurt gibi tazeliği önemsenen ürünlerde üretim tarihini belirtmeyip, sadece son kullanma tarihini yazmakla yetiniyor. Ama özellikle tavuk gibi hassas bir ürünü, olabildiğince tazeyken alma titizliği olan tüketiciler, "X tarihinden önce tüketilmelidir" ifadesini yeterli bulmuyor. Onlar, ne zaman üretildiğini görmek istiyor. Aslında uygulama, Avrupa Birliği'ne uyum sürecinin bir parçası. 16 Kasım 1997'deki yönetmelikte bir gıda maddesinin etiketinin üzerinde üretim tarihi ve son tüketim tarihi veya raf ömrünün yazılı olacağı belirtiliyor. Ancak 28 Ağustos 2002 tarihli tebliğ ile üretim tarihini belirtmek zorunluluk olmaktan çıkarak, son kullanım tarihini belirtmek yeterli görülüyor. Perakendeciler de bu uygulamayı destekliyor. Gerekçeleri şu: "Yoğurt ya da tavuk, uygun koşullarda saklanmak şartıyla üretildikten ha 2 gün sonra ha 5 gün sonra tüketilsin farketmez. Önemli olan son kullanım tarihinden önce tüketilmesidir. Eski uygulama vatandaşı psikolojik olarak etkiliyor. O akşam evine gidip tüketecekse bile mutlaka o gün üretilen ürünü arıyor. Oysa iki-üç gün önce üretilenin farkı yok. Bu da israfa yol açıyordu."
RAFLAR SAĞLIKLI MI? Peki o zaman sorun nerede? Birincisi, bazı markalar zorunlu olmadıkları halde hem üretim hem son kullanma tarihini etikette belirtirken bazıları sadece son kullanma tarihini belirtmekle yetiniyor. Öncelikle bu, şüphe yaratıyor. Uygulamanın kabul görmesini geciktiren ve en önemli olan bir başka ayrıntı da gıda maddelerinin ancak uygun koşullarda saklandığında raf ömrü boyunca tüketilebilir olması. İşte tüketici bu noktada, "Ben hangi ürün bugün üretilmişse onu alırım" diyor. Zira bu noktada, "Acaba bu yoğurdun, tavuğun satışa sunulduğu rafta sıcaklık gerçekten 4 derece mi? Yoksa gece elektrik kesilmiş olabilir mi? Ya da soğutucular gerçekten uygun sıcaklıkta mı çalıştırılıyor?" soruları devreye giriyor. Nitekim konuyla ilgili görüştüğümüz İTÜ Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu da aynı fikre sahip. Prof. Boyacıoğlu, "Ürün doğru koşullarda muhafaza edildiğinde, yani bulunduğu yerin sıcaklığı ürünün öngörülen raf ömrü boyunca korunduğunda son kullanma tarihine kadar hangi tarihte tüketilirse tüketilsin bir şey fark etmez. Ama tüketicinin burada asıl dikkat etmesi gereken, ürünü satın aldığı bakkal ya da marketin bulunduğu koşullardır. Yoksa bu tür uygulamalar dünyanın başka ülkelerinde de var. Hatta bazılarında raf ömrünün dolmasına bir gün kala ürün yarı fiyatına satılıyor ve bir sürü insan da ancak bu yolla beslenebiliyor" diyor.