Özcan Deniz nereye?
Bir sanatçı değişim içinde olduğunu söylüyor ve bu değişimi yaptıkları ile belgeliyorsa onun bu konuda sahip olduğu fikrine öncelikle saygı ile yaklaşmak modern hayatın uzlaşı yollarının temelini oluşturur. "Ben son iki yıldır bir değişim süreci yaşıyorum ve son albümüm bu sürecin sonucudur" diyen Özcan Deniz'e de, bunu ifade etme ve yaşatma becerisini sergileyebildiği için bir müzik yazarı ve beraberinde dinleyici olarak saygı duyuyorum. Kimileri gibi iki arada bir derede kalma albüm yerine, sonuçlarına katlanmak epey cesaret işi olan bir prodüksiyon yaptı. Bir önceki albümünün sıradanlığından sonra değişimin aynası olan yeni Özcan Deniz albümü "Ses ve Ayrılık" her hali ile müzikal tavrı olan bir çalışma. Arabesk-fantezi diye tanımlanan arenanın iyi satan yeni kuşak şarkıcısının kendi sularında yüzmeyi bırakıp uzak denizlerde kulaç atması artık kendi müzikal kimliğine ve bu kimliği tüketen kitlelere bir veda anlamı taşıyor. Nezih Ünen'in aranjörlük anlayışının ağırlığını, Sarp Özdemiroğlu ve Emre Irmak katkıları ile albüme işleyen bu yeni bakış açısı artık bir şeyin altını kalın bir şekilde çizmemizi gerekli kılıyor. "Ses ve Ayrılık" bir fantezi-arabesk albüm değildir ve Özcan Deniz bu arenanın bir kahramanı olarak kendi kendini yok etmiştir. "Ses ve Ayrılık" bir etnikpop çalışmadır ve Özcan Deniz kendinden yepyeni bir kahraman yaratma yolundadır. Gidilen bu yol aslında kolay olanı terk ediş ve zor olanı kabullenişten başka bir şey değil. Bu yüzdendir ki yıllara dayanan kemik dinleyici kitlesinin "Ses ve Ayrılık" albümünü anlayacağını ve ona bir anlam kazandıracağını asla sanmıyorum. Son iki yılda yaratılan yeni Özcan Deniz kitlesi ise sanırım onun ne yapmak istediğini anlamakta zorlanmayacak. Bu albüm öyle pek kolay anlaşılır bir müzikal tavır sergilemiyor. Şarkılar ancak birkaç kez dinledikten sonra insana geçiyor. Nazan Öncel şarkısı her ne kadar projeyi satan gibi görünse de dinleyici tarafından keşfedilmeyi bekleyen şarkıların ağırlığı albüme daha da hakim.... "Olmadı", "Kal De", "Sevdanın Rengi", "Yanıma Gel", "Sen Gidince" dinledikçe keyif veriyor. Albümü albüm yapan temel unsur şarkı olsa da şarkıya bizi saran ruhu veren aranjör anlayışı önemini bu prodüksiyonda bir kez daha vurguluyor. Özcan Deniz, yeni çizdiği yolunun henüz ilk adımında bundan daha iyisini yapamazdı. Yeni müzikal tavrı kabul görürse ki çok zor bir yol, Türk popüler müziğine yeni açılımlar kazandıracak bir başlangıcın ilki olarak yerini sarsılmayacak şekilde sağlamlaştırır.
|