Cumhuriyet Dokuzuncu Senfoni ile anıldı
Beethoven'in en ünlü eserlerinden Dokuzuncu Senfoni dün akşam Ankara'da Bilkent Senfoni Orkestrası tarafından yorumlandı. Devlet Opera ve Balesi Korosu'nun yanı sıra soprano Feryal Türkoğlu, mezzo soprano Şebnem Algın, tenor Ayhan Uştuk ve bas Suat Arıkan eserin son bölümüne konuk olarak katıldı. Beethoven o dönem için devrimci bir akım olarak kabul edilen çok önemli bir adım atmıştı. Opus 125-9 no'lu Senfoni, senfonik müzik edebiyatını taçlandıran dev bir eserdir. Sağırlığının ileri bir safhasında bu eseri yalnızca kafasında tasarlayarak yazmıştır büyük sanatçı. Eserin yine tek bir nota duymadan ilk seslendirmesini yapmış ve asla unutulmayacak bir zafer kazanmıştır. Ülkemizin en ünlü eleştirmenlerinden, artık aramızda olmayan Faruk Yener ilk seslendirmeyi şöyle anlatır: "Beethoven Dokuzuncu Senfoni'sinin ilk seslendirmesini yönettiğinde müziğinin gür sesini işitemeyecek kadar sağır olmuştu; aynı şekilde dinleyicilerden gelen alkış fırtınasını da duymuyordu. Salondaki alkış seslerinin farkında olmayan Beethoven'in sırtı hala halka dönüktü. Tam karşısındaki orkestra üyelerinden biri onu alkışlara teşekkür reveransı yapmak üzere dinleyicilere döndürünceye kadar öylece durmuştu." Senfoninin gördüğü kabulden cesaretlenen Beethoven, birkaç gün sonra senfoniyi kendisine bir miktar ödeme yapabilecek -tanıdığı ve sonradan Prusya Kralı olan- Majesteleri Friedrich Wilhem II'ye ithaf etmeye karar verdi. Zamanın göreneğine uyarak, partisyonla birlikte en mütevazı ifadelerle kaleme alınmış bir mektup gönderdi. Bonn kasabasının hemşehrisi olarak, bunu kralın erdemlerine duyduğu saygının "Naçiz ifadesi" olarak gönderdiğini ve kabul etmesini rica ettiğini yazmıştı. Kral büyük bir memnuniyet duyarak kabul etti; Beethoven'inki kadar alçakgönüllü bir üslupla şunları yazdı: "Kompozisyonlarınızın herkesçe bilinen değeri karşısında bana gönderdiğiniz yeni yapıtı almaktan büyük memnuniyet duydum. Bu armağan için size teşekkürlerimin ve içten takdirlerimin bir nişanesi olarak ekteki elmas yüzüğü sunuyorum." Beethoven'ın ise elmastan çok paraya gereksinimi vardı. Yüzüğü hemen bir kuyumcuya götürdü, satmak istedi. Büyük bir düş kırıklığıyla "Elmas"ın taklit olduğunu ancak birkaç florin edeceğini öğrendi. Onun, pek çoklarınca en büyüğü kabul edilen senfonisini ithaf etmeyi uygun gördüğü prens, senfoniyi önemsememiş, gösterişli bir alçakgönüllülük notu ve sahte bir mücevherle başından savmaktan başka birşey düşünmemişti. Tarihin garip cilvelerinden biridir... Bugün, klasik müzik edebiyatının en fazla bilinen eserlerinin başında gelir bu senfoni... Konser sınırlı sayıda sanatsever tarafından izlendi. Dokuzuncu Senfoni'nin CD olarak bulabileceğiniz en iyi kayıtlarını belirterek bitirmek istiyorum. Çeşitli kaynaklara göre en iyi Dokuzuncu Senfoni yorumları şunlar: -Karajan'ın Soprano Tamova-Sintow'lu Berlin Filarmoni yorumu -Yine Karajan'ın Soprano Janovitz'in de yer aldığı BFO yorumu -Karl Böhm'ün Soprano Norman'lı Viyana Flarmoni yorumu -Solti ve Masur'un yorumları. Bunlara ek olarak Daniel Barenboim ve Georg Solti'nin yorumlarını da öneririm. Dinleyin ve bu muhteşem eserin tadını çıkarın.
*** Bilkent Senfoni Orkestrası 6 Kasım Cumartesi akşamı ünlü kemancımız Ayla Erduran ve son yılların en başarılı viyolonselcilerinden Alexander Rudin'e eşlik edecek. Bramhs'ın keman ve viyolonsel konçertosunun ardından konserin ikinci bölümünde Emil Tabakov yönetimindeki orkestra Gustav Mahler'in 5. Senfoni'sini seslendirecek. Eser, 10 Kasım Çarşamba akşamı Ankara'da Bilkent Konser Salonu'nda tekrar edilecek. İstanbulluların ve Ankaralıların şimdiden rezervasyonlarını yaptırarak bu muhteşem konseri kaçırmamalarını bir kere daha öneriyorum. Bu konser mevsiminde çok değerli sanatçıların katılımıyla güzel konserler bizleri bekliyor.
|