| |
|
|
'Reality show' tutkusu
Dün öne sürdüğüm bir iddiayı biraz daha açayım: Ortalama vatandaşın 'reality show' türü programlardan edindiği 'malumat', Başbakan'ın AB hakkındaki söylevinden daha fazladır! Bu fikri öne sürerken şöyle bir sınıflamadan yararlanıyorum... Bizim 'bilgi' dediğimiz 'şey', üç kategoriye ayrılır: 'Veri', 'malumat' (enformasyon) ve 'bilimsel bilgi'. Özetle: Veri en basit bilgi parçasıdır. Verilerin bir araya getirilip, belli bir düzene konmasıyla malumat elde edilir. Örneğin haberler 'malumat' sınıfına girer. Tüm bunların kapsamlı bir teoriyle açıklanmasına ise bilimsel bilgi denir. Gelelim TV'ye... Ortalama vatandaşın kendine has şartları, dertleri, arzuları vardır. Programda bunların yansımasını görmek ister. İzlerken; eğlenir, kızar, hüzünlenir, şaşırır, vs. Ayrıca röntgencilik arzularını tatmin eder. Bütün bunlara ilave olarak gündelik hayata ilişkin 'malumat' da edinir. Aynı ortalama vatandaş için, faraza, timsahlarla ilgili bir belgeselin 'eğlendirme' ve 'duygulandırma' yönü gayet düşük olduğu gibi... Malumat verme kapasitesi de son derece azdır. Çünkü bu malumat hiçbir şekilde işine yaramaz. Kimseye anlatamaz, kendi hayat pratiğinde kullanamaz. İşte bu yüzden vatandaşın 'reality show' tutkusunu 'olağan' ve 'pragmatik' buluyorum. (Tabii eleştirilerim bakidir!)
|