| |
|
|
Her golümüz ofsayt.. Her golümüz..
Umur Talu cuma günü harika bir yazı yazdı.. Ha- ri- ka!.. Muhteşem bir otoeleştiri.. Medya, medyayı eleştiriyor.. Konu Hürriyet'in alayı vala ile duyurduğu bir Alaattin Çakıcı röportajı.. Görünüşte müthiş bir gazetecilik olayı.. Çakıcı'yı Viyana'da bulmuşlar.. Konuşmayı başarmışlar.. Umur Talu, Hürriyet'in "Yeni" haberini, Hürriyet arşivi ile vuruyor.. "Hürriyet bugün Çakıcı'nın ağzı ile açıkladıklarını 21 ocak 1995'te yazmıştı.. Yeni olan ne.." Kendi on yıllık haberini, yeni gibi yayınlamanın sebebi ne?.. Efendim Çakıcı konuşmuş.. Talu, işte asıl bu noktada gazetecilik dersi veriyor.. Verirken de basının bugün içine düştüğü çirkin çukura dikkati çekiyor.. Sadece Hürriyet değil, hemen tüm Türk medyası, "Demeç habercisi" oldu, Umur.. Birisi konuşmasa, gün habersiz geçecek nerdeyse.. Birisi niye konuşuyor.. Kendi mesajını versin diye.. Gazeteler onun bunun mesaj aletleri mi?.. Evet.. Bugün öyle.. Adam, mesela Alaattin Çakıcı, çağırıyor muhabiri.. Canının istediğini yazdırıyor, istemediğini yazdırmıyor.. Kızdırırsan bir daha sana konuşmaz ha.. O zaman, aman elini ağzını öpeyim.. Sen de ben yazayım.. Bu mu gazetecilik?.. Bu mu muhabirlik.. Umur "Bir gazetenin yönetimi, yazı işleri, kapısını çalan her haber ve görüşe 'Başımın üstünde yerin var' diyemez.. Pas geldi diye her topa vurulmaz. Ofsayt diye bir şey var" diyor.. O eskidendi Umur.. O eskidendi.. Poposunun üzerine oturup, haberi telefonla alan muhabirlerimiz sayesinde tek haber kaynağı "Konuşanlar" olunca, medya teslim.. "Emrin olur ağbi.. Onu yazarım, bunu yazmam.. Sen beni hep ara.. Hep bana konuş.." Her golümüz ofsayt Umur, her golümüz..
Bir deli olduğum şey daha var.. Hatta Genel Kurmay'ın, konusu olmayan generallere bile kapalı arşivlerine ulaşıyoruz da haber çıkarıyoruz.. "Gazetemiz ele geçirdi.." Hadi oradan.. Polisin en gizli kayıtlarını nasıl ele geçiriyorsun.. Polis seni kullanıyor. Emniyet Müdürü basın toplantısı yapıp açıklamıyor, açıklayamıyor. Haydi bir polis muhabirine dosya sızdırılıyor. Alan memnun, veren memnun. Polis bir taşla iki kuş vuruyor. Bir defa halka istediği mesajı ulaştırıyor, bir yandan da o muhabiri bir nevi satın alıyor.. "Bak beni kızdıracak şeyler yazmazsan, ben de sana hep böyle haber sızdırırım.." Gazetecilik bitmiş.. Kişiler ve kurumların istediklerini, sızdırdıklarını, mesajlarını haber diye sunuyoruz. Umur'un tüm gazete yöneticilerinin kulaklarına küpe olacak yazısının çıktığı gün Sabah'ın künyesinde bir değişiklik gözüme çarptı.. "Merkez Haber Ajansı Genel Müdürü Savaş Ay!.." Bana sorarsanız yaşayan en büyük muhabir, köşe yazılarında ziyan olan Savaş Ay aslında olması gereken yere nihayet atandı. Bu satırları yazarken bana uğradı.. "Hıncal Ağabey bana iki ay izin ver.. Gazeteciliğin nasıl yapılacağını göstereceğiz" dedi.. Savaş'a inanıyorum.. Tüm desteğimi de vereceğim.. Gazetenin "Haber" olduğu, "Yazarla değil, haberle" sattığı günlere geri dönmemiz için büyük bir şans yakaladığımızı hissediyorum.. Çok zor bir işe soyundun Savaş.. Sadece gücüm değil, dualarımla da yanında olacağım. Yolun açık olsun!..
|