Müziğin yaşadığı zaman
Müzik dinlemek, üzerine tartışmak, müzik üzerine yazılan kitap ve makaleleri okumak, insana yaptığı uğraş dışında mutlaka sıcak bir duygu, rahatlık veriyor. Bugün sizlere Mozart ile ilgili bir öykü sunacağım. Ama daha önce İstanbul'da iki sezondur başarıyla sürdürülen bir etkinlikten söz etmek istiyorum. Hakan Erdoğan'ın yapımcılığında her pazar sabahı saat 11.00'de Emirgan'daki Sabancı Korusu'nda, caz koleksiyonlarından seçme eserleri CD player'dan sunan DJ'ler ve hemen ardından canlı müzik. Haftanın grubu, caz klasiklerinden kendi repertuarlarından çaldıkları parçalarla Sabancı Korusu'nda çimenlerin üzerinde, büyük yastıklarda güzel müzik dinlemek isteyenlere sesleniyorlar. Canlı performanslar zevkle izleniyor. Bir yandan kahvaltı, bir yandan caz müziği dinleyerek geçen saatler. "Kahvaltıda Caz" 12 Eylül'e kadar sürecek. Bu pazar Lloyd Chisholm Dörtlüsü, 15 Ağustos'ta Marian Petrescu Üçlüsü, 22 Ağustos'ta da iddialı caz parçaları ile Erol Büyükburç Sabancı Korusu'nda olacaklar. Klasik müziğin en üretken bestecilerinden W. A. Mozart ile ilgili bir öyküyü sunuyorum şimdi. Mozart bir siparişi zamanında yetiştirmek zorundaydı. Tercihli librettocusu Da Ponte ile birlikte uzun ve seve seve çalışmış olduğu Don Giovanni operasının ilk icrasını Prag'da 3 Kasım 1787'de yapılması kararlaştırılmıştı. Uvertürü dışında, opera bitmişti. Bestecinin kafasında biri mi-bemol majör, biri do minör ve biri de ağır re minör girişli re majör tonunda olmak üzere üç uvertür vardı. İş fikir almaya geldi mi, hiç acele etmezdi. Bütün uvertürleri arkadaşlarına çalıp izlenimlerini sordu; onlar re majör olanını tercih ediyorlardı. Ama onun içi yine de rahat etmemişti; yazmayı erteleyip duruyordu. Provalar neredeyse bitecekti, oysa Mozart uvertüre henüz elini sürmemişti bile. Emprezaryosu Guardasoni endişelendi, ne kadar kolay beste yaptığını bilmesine biliyordu, ama yine de oturup çalışması için Mozart'a yalvardı. Mozart Guardasoni'yi yatıştırdı, her şeyin yolunda gideceğini, hiç kaygılanmaması söyledi. Guardasoni ilgililere uvertürün kostümlü provadan önceki öğleden sonrasına yetişeceğine namus sözü verdi. Bunu bildirmek için Mozart'a bir haberci gönderdi. Mozart evde yoktu. Karısıyla bir araba gezisine çıkmıştı. Emprezaryo, ne olur ne olmaz diyerek Idomeneo uvertürünü kullanmaya hazırlandı; işler sarpa sararsa elinden başka bir şey gelmezdi. O gece Mozart eve geç vakit neşe içinde gelince, dostlarını kendisini bekler durumda buldu. Arabasının etrafını çevirdiler, ona iyice yüklenip, azarladılar. Mozart "Bırakın gideyim, söz veriyorum, her şey düzelecek" diye ısrar etti. Kuşku içinde dağıldılar. Mozart eve girdi, yazı masasına oturdu, saçlarını karıştırdı,boş kağıda baktı. Bundan birkaç dakika sonra Constance'a "Olmuyor. Çok uykum var. Bir saat kestireceğim. Lütfen beni uyandır ve iyice sert bir punç hazır et, şöyle bir kendime geleyim" dedi. Elbiseleri ile kendisini yatağa attı, başını yastığa koyar koymaz uyudu. Tam bir saatin sonunda Constance onu uyandırmaya gitti ama öyle tatlı uyuyordu ki onu uyandırmaya kıyamadı. Mozart'ın tam bir saat daha uyumasına izin verdi, sonra onu öperek uyandırdı. Mozart, "Burada kal ve yanımda otur" diye rica etti. Bunun üzerine Constance, yazı masasında Mozart'ın yanına oturdu, bardağını hep dolu tuttu; bir kısmını kendisi içti ,gece boyunca ona çocuk masallarından Binbir Gece Masalları'na kadar öyküler anlattı. Kalemi kağıt üzerinde kayarken gülümsüyor, başını sallıyordu. Sonunda, sabahın dördünde işini tamamladı. Yedide, kopist nüshayı almaya geldi. Akşam saat yediye geldiğinde bütün partiler kopya edilmiş, mürekkebi henüz kurumadığından üzerine rıh serpilerek zorlukla kurutularak nota sehpalarındaki yerlerini almaya hazır hale gelmişti. Nasıl olduysa, bu olay çevreye yayıldı ve Mozart orkestrayı yönetmek üzere geldiği zaman, operadakiler yükses sesle "bravo" diye bağırarak onu selamladılar. Tekrar tekrar eğilip selam vererek alkışları yanıtladı. Sonra müzisyenlere döndü: "Beyler, maalesef hiç prova yapmadık. Ama sizlere güvenebileceğimi biliyorum. Öyleyse lütfen!" dedi, değneğini kaldırdı. Bir fırtına gümbürtüsü gibi ilk re minör akoru işitildi -andante- neşeli allegro. Uvertür tamamlandığında müthiş bir alkış tufanı başlamıştı. Dünyaya gelmiş en büyük dehalardan Mozart, gururla ve sevinçle tebrikleri kabul ediyor, bir önemli eseri daha bitirmenin mutluluğunu yaşıyordu.
|