Beyninizi şaşırtın, dinç kalsın!
Vücudunuz için egzersizin ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz, değil mi? Peki düzenli olarak egzersiz yapıyor musunuz? Hayatım boyunca sporla aram olmadı benim. Hemşirem Yücel'in aksine ben top gördüğümde bomba görmüş gibi kaçtım hep. O basketbol, voleybol oynayıp üzerine bir de folklor kurslarında topuk döverken, ben her yıl beden eğitimi dersine girmemek için rapor alırdım. Artistik patinaj haricinde keyifle izlediğim başka spor yok. O da spora benzemediği için herhalde; tüllü müllü elbiseler, birbirine aşık aşık bakıp buz üstünde, ha öpüştü ha öpüşecek gibi dans eden insanlar. Bu spor işi ayrı bir kültür, ayrı bir zevk tabii. Ve bu kültür bende yok! Neyse, beden sarkmış sarkmamış pek umurum değil de, beyin sarktı işte o çok fena. Beyin bu... Silikonla filan da toparlanmaz ki. Eee? Ne yapacağız o zaman? Bir zamanlar nette dönen bir mail vardı, beyin egzersizleri öneren: "Oyun oynayın, geri geri yürüyün, sol elle diş fırçalayın, bulmaca çözün, kahve ve yeşil çay için, Mozart dinleyin(!)" gibi tavsiyeler içeriyordu. Aslında bu saydıklarım beyni forma sokma konusunda işe yarayabilir. Düşünsenize, beyin, bedene şimdiye kadar yaptığı rutin bir işi farklı bir şekilde yapmayı emrediyor. Böylece tembellikten kurtulup kendini sürekli canlı ve dinamik tutuyor. Mesela ben şu anda bu yazıyı amuda kalkmış, tuşları sol burun deliğime denk getirmeye çalışarak yazmaya çalışıyorum. Bakalım bir işe yarayacak mı?
"Anne, ben nasıl oldum?" Yaşım, taş çatlasın, beş. O gün, çok istemesine rağmen tıbbi nedenlerden ötürü çocuğu olmamış ve bu yüzden benim kendisine Süheyla Anne dememi isteyen, beni kızı gibi seven uzak akrabamızın evinden gelmişiz. Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşgul. Henüz başına ne geleceğinden habersiz. Bir annenin, hele de hazırlıksız yakalanmışsa, en zor cevap vereceği sorulardan birini soruveriyorum: - Anne, bebekler nasıl olur? - Anneyle baba eğer Allah'tan bir bebeklerinin olmasını çok isterlerse, Allah da onlara bir bebek verir. - Eeee? Süheyla Annem'in neden çocuğu yok o zaman. Çocuğu olsun istemiyor mu? Eğer çocuğu olsun istemiyorsa neden bana, kendisine anne dedirtiyor? Film orada kopuyor. Ondan sonrasını hatırlamıyorum. Annemin konuyu nasıl toparladığını yani. Peki aynı soru, şimdiki çocuklara sorulduğunda ne gibi yanıtlar alınıyor dersiniz? Bir grup küçük çocuk, bakın bu konuda ne gibi görüşler bildirmişler:
*** - Bebek yapmak için anne bir yumurtanın üzerine yatar sonra baba gelip yumurtayı kırar. - Ben asla bebek yapmıycam. Babam dedi ki, bebek beklerken kadınlar her gün biraz daha hasta ve manyak oluyormuş. - Bir kadınla bir erkek yatağa girdikleri zaman, ikisinden birinin bebeği olacak demektir. - Bebek annemizin içinden çıkar, doktor da onun poposuna vurur. Çünkü bebek doktoru ısırmıştır. - Bebek yapmak için, bunu önemsemeyen biriyle olmak gerekir. - Karşımızdaki evdeki adamın karnında bebek var ama bir türlü dışarıya çıkamıyor. - Bebek yapmak için uygun zamanı kollamak lazım, evde misafir olmaması lazım. - Ben nasıl yapıldığını biliyorum ama hiç yapmadım.
|