Motosiklet kültürümüz ve tercihler
Avrupa, hatta Ortadoğu ülkeleri ile kıyasladığımızda, Türkiye'nin motosiklet kullanıcı sayısı ve motosiklet kültürü yönünden en geri ülke olduğunu görürüz. Biz, Orta Asya'da en iyi atları yetiştiren, en iyi binen, üzerinde rüzgarla yarışan insanların torunlarıyız. Hal böyle iken rüzgar tutkumuzu kiminin "çelik at" ismini taktığı motosikletin üzerinde sürdürmek konusunda ürkek kalmışız. Ama tek neden ürkekliğimiz değil. 60'lı yıllarda devlet otomotiv sektörüne her konuda destek verirken, ne yazık ki motosiklet konusuna ilgisiz kalmıştır. Trafik Yasası'nda motosiklet ile ilgili zaten üç beş madde var ve bunlar da "motorlu bisiklet" döneminden kalma. Tüm çabalarımıza rağmen bunlar hala güncellenmedi. Asfaltlarını hemen hemen hiç eskitmediğimiz Karayolları Genel Müdürlüğü bizlerden köprü ve otoyollar için kamyonetlerinkiyle aynı ücreti alıyor. Motosiklet vergileri yüksek, birçok otomobil sürücüsü hala motosikletleri araçtan saymıyor ve dikkat etmiyor. Çocukluğunda ya da gençliğinde motosiklet hayali kuran birçok anne baba güvensiz bulduğu için kendi çocuğunun motosiklete binmesini engellemeye çalışıyor. Benim çocukluğumda köy yollarında otomobilden fazla motosiklet vardı. Asfalt bile olmayan tozlu yollarda giden Jawa ya da CZ motosikletlere hayran hayran bakardım. Ne yapsın köylüm, o yıllarda Enduro vardı da binmedi mi? Sonraları kırsal kesim yollarına hurda otomobiller hakim oldu, "faraş" olmuş pistonları ile çok benzin yakan, egzozu ile havayı kirleten, sık arıza yapıp kazaya neden olan bir sürü hurda... Çocukluğumdan kalan başka bir görüntü ise, fanatik motosiklet tukunu olan yan komşumuzun siyah BMW'si ve zeytin yeşili Harley'i, mahallede "Bir gün üstünde olayım" diye hayal kurmayan çocuk yoktu. Bütün bu olumsuzluklara rağmen son yıllarda özellikle büyük şehirlerde motosiklet kullanımı yaygınlaşıyor. Yoğun trafikte kaybedilen zaman bir çok insanı işine giderken motosiklet kullanma tercihine yöneltiyor. İş ve şehir stresinden kaçarak keyifli bir hafta sonu geçirmek için motosiklet kullanan insan sayısı da giderek artıyor. Çok farklı insanlar çok farklı nedenlerden motosiklet satın alıyor. "Motosiklet kültürü" nün yerleşmesi; ona binmenin gerçek keyfini, zevkini ve biniş amacını paylaşmakla mümkün olabilir. Ben burada çok genel olarak doğru ya da yanlış yapılan tercihlere değinmek istiyorum. Şimdi birkaç örnekle bunlara bir göz atalım...
NEDENLER TERCİHLER * Yoğun trafikten bunaldınız, hem fazla benzin yakıyor hem de işinize gecikiyorsunuz. Sonunda iş yerinize motosikletle gitmeye karar verdiniz: İşte doğru tercih, kesin çözüm.
* Hafta sonlarında şehirden kaçıp gezmek istiyorsunuz, hem ekonomik hem de zevkli olduğu için motosiklet almaya karar verdiniz: Tek başına bir mutluluk nedeni. Kesenize fazla zarar vermeden yaşamınıza bir renk gelecek.
* Biraz havam, biraz karizmam olsun, gidip bir motosiklet alayım hem de en gösterişli ve pahalısından: Sonuç hayal kırıklığı. Bu yaşına kadar havan ve karizman olmadıysa, parlak bir demir yığını sana bunu sağlamaz, genelde motosikletlere yönelen hayran bakışların senin şahsınla ilgili olmadığını çabuk anlarsın. Keyfin kaçar satarsın. Ehh, ikinci el olmuş artık motosikletin, bir de para kaybedersin. Satmaya kıyamazsan üstüne cam kestir, salonda sehpa niyetine kullan!
* Karımdan yeni ayrıldım, bir motosiklet alayım, genç ve güzel bir sevgilim olsun: Sonuç genellikle hüsran. Eş ya da sevgili tercihin fizik ve yaştan ibaretse zaten bu yüzden terk edilmişsindir. Kültür, ortak zevk ve keyifler yerine fizik ve yaş tercihi kullanıyorsan boşuna motosiklet alma. Belki üç-beş günlük şeyler yaşarsın o kadar. En cazibi olsun diye en pahalısından alacağın motosikletin parasını bankaya faize yatır. Faiz ile "Eskort" sektöründe çalışan kuzeyli genç ve güzel kızlarla haftada en az iki üç defa birlikte olursun. Kadını genç ve güzel cinsel bir objeden ibaret sanan birçok erkek zaten bunu yapıyor, motosiklet külfetine girmene gerek yok. Yanlış tercihlerle motosiklet almayı düşünenleri "Almayın" diye uyardığım için üretici ve satıcı dostlarım bana kızabilir, "Sana ne, ne için alıyorsa alsınlar" diyebilir. Yanlış tercihlerle motosiklet alanlar bir müddet sonra acı gerçeği gördüklerinde hemen motosikletlerini satarlar ve bu canlı bir ikinci el pazarı yaratır üstelik. Her ikinci el motosiklet alan bir gün mutlaka gıcır gıcır sıfır bir motosiklet almak ister. Eh ne yapalım ben uyarmış olayım da, siz ille de almak istiyorsanız alın!
|