|
|
|
|
|
'Alevilik aydınlar arasında değil halkın içinde yaşar
|
|
Hacı Bektaşı Veli Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Alemdar Yalçın'a göre Alevilik yanlış mecralarda tartışılıyor, yersiz gürültü kopuyor 'Gereksiz bir tartışma yaşıyoruz çünkü sadece kardeşliğe ve sevgiye ihtiyacımız var. Alevilik AB'ye gururla götüreceğimiz bir kavramdır.
Hacı Bektaşı Veli Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Alemdar Yalçın'a göre Aleviliğe yaklaşım çok önemli. Yalçın "Alevilik 1400 yıllık tarihsel bir geçmişi olan bir anlayış, bir inanış türüdür. Aleviliğin derlenip toplanmasında en önemli notlardan biri sosyo-antropolojik yaklaşımdır. İşte biz bu merkezde bunu yapıyoruz. Alevi yurttaşlarımızın arasına giderek bu olayı çok yönlü değerlendiriyoruz" diyor.
* Herkese yönelttiğim soruyu size de soruyorum: Alevilik İslamiyet'in dışında mıdır? -Türkiye'de maalesef çok yüzeysel değerlendiriliyor. Alevilik çok boyutu olan bir inanış türüdür. Tarihsel boyutu, ilahiyat boyutu ve kültürel boyutu vardır. Her inanç mutlaka insanlık tarihi boyunca başka inançlardan etkilenmiştir. Bu bütünler açısından az çok farklılıkları Aleviliğin bütünüymüş gibi gösteriliyor. Budizm, Manheizm, Zerdüştlük de birbirinden etkilenmiştir. Örnek vermek gerekirse Aztek ve Maya medeniyeti kendisine güneşi simge olarak almıştır. Şimdi biz Aztek Medeniyeti Mısır'- ın devamıdır mı diyeceğiz?
* Benim soruma dönersek.. -Aleviliği Hz. Ali'yi seven ve ona bağlananlar olarak alırsak Aleviler'i İslamiyet dışına koymak mümkün değildir. Alevilik kesinlikle İslam'ın farklı bir yorumudur. Sünniliğin yaptığı bazı yorumlar dışında kalır.
* Nüfus cüzdanına din hanesine Alevi yazılmasını nasıl karşılıyorsunuz? -Çok gereksiz bir tartışma. Biz sonuçta Anadolu'da birlikte yaşıyoruz. Beraberliğe, kardeşliğe, sevgiye ihtiyacımız var. Anadolu Aleviliği temel eksen olarak yaratılmışı yaratandan ötürü seven , birleştiren bir anlayış. Yani Hacı Bektaş Veli'nin deyimiyle "Bir" olmak düşüncesi.
HER DİN ETKİ ALTINDA KALIR * Peki niye böyle istekler geliyor o zaman? -Bu istekler değişik reaksiyonlardan oluşuyor. Toplumumuzda üç yüz yıllık bir gerileme süreci yaşadık. Osmanlı devletinin Kanuni ile başlayan döneminde yoksulluk başladı ve bunun devamı olarak ortaya cahillik çıktı. İstenmeyen çok acı olaylar yaşandı. İnsanlar bunlardan çok acılar çektiler. Cumhuriyet'le birlikte sosyal ve kültürel bakımdan daha iyi bir yola doğru gidiyoruz. Bu gidiş süresi içinde geçmişe ait yaraların ve acıların bir kısmı yavaş yavaş açılarak ortadan kaldırılıyor ya da bir kimlik sorunu gibi algılanıyor. Tartışmaları normal algılamak gerekir ama maalesef kör dövüşü oluyor.
* Ali Doğan'ın Alevilik İslamiyet'in dışındadır açıklamasına ne diyorsunuz peki? -Kendisi değerli bir insandır ama bazı detaylara dikkat etmek gerek. Her din bir başkasının etkisinde kalmıştır. Ali Doğan bazı bilim adamlarının etkisinde kalarak bu etkiyi böyle ifade ediyor ama yanlış tabii. Dünyada bu olayların başka boyutları da var. Yoğun şekilde misyoner faaliyetleri devam ediyor. Avrupa Birliği'ne giriş aşamasında bazı insanlar bazı şeyler umuyorlar.
* Ne umuyorlar? -O kadar çok detayına girmek istemiyorum. Ama bazı gruplar AB sürecinde Alevilik'le ilgili konuda sivil toplum örgütü olarak yararlanmak istiyorlar. Bu da doğru bir şey değil. Bazı sivil toplum örgütlerine Avrupa Birliği'nden para veriliyor. Siz bir proje geliştiriyor ve sunuyorsunuz. Komisyonlar sizi desteklerse size yardım ediyor. Eğer desteklemezse bu parayı kendi uygun gördüğü vakıf ve derneklere gönderebiliyor. Sanıyorum böyle endişeler Aleviliğin başka bir çizgiye çekilmesi için bir ortam oluşturuyor. Bunlara dikkat etmek gerekir diye düşünüyorum.
ALEVİLİK KİTAPLARDA OLMALI * Röportajın başında "Biz Aleviler'le birlikte olup onların düğün-derneklerine katılıyoruz, dolayısıyla sorunlarının ne olduğunu daha iyi biliyoruz" dediniz.. -Tabii. Alevilik aydınlar arasında yaşamıyor, benim gözüm de yanlış, Ali Doğan'ın da gözü yanlış. Madem bu halka ait bir inanç, Aleviliği halkımızın yaşadığı şekilde, olduğu biçimde yansıtmak gerekir. Biz Ecevit döneminde "Erenler" diye 13 bölümlük bir dizi yapmıştık, tepkileri çok olumluydu. Dolayısıyla aydın olarak biz biraz duygusal davranıp bakış açılarını değiştirebiliyoruz. Aleviliği en saf olarak halk yaşıyor ve bu da övünebileceğimiz ve gururla AB'ye götürebileceğimiz bir kavram.
* Birleştirici yönünden ötürü mü? -Tamamen. Malatya'nın bir köyüne gittik geçenlerde. Alan araştırması yapıyorduk. Bir yaşlı insana rastladık, hiç eğitim almamış. Öyle bir nefes söyledi ki değme profesörler üzerinde çalışsalar felsefesini çözemezler. O kadar müthiş bir birikim. İşte bu birikimi Anadolu insanından alıp AB'ye taşımalıyız diye düşünüyorum. Fakat biz tersine kavgalar ve gürültüler çıkarıyoruz. İşin içine para endişesi de girince çirkinleşiyor.
* Sizce Aleviler'in en önemli sorunu nedir? -Öncelikle Anadolu Aleviliğinin eğitim bazında okutulması gerektiğine inanıyoruz. Din bilgisi ve Ahlak kitabının içinde Aleviliğe mutlaka yer verilmelidir. Bu süreç olarak başladı Milli Eğitim'in müfredatında umarım daha ilerleme kaydedeceğiz. Aleviliğin eskisi gibi yaygınlaşma sorunu yok. Anadolu'da yaygınlaşma devam ediyor ve eskisi kadar problem yaşanmıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|