Yeni kabine ve Unakıtan
Kızılcahamam'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti yetkililerinin geleceğe yönelik aldıkları kararlar, yorum ve tahminlerin ötesine geçmiyor. Bazıları elinde gidecek ve yerine gelecek bakan listeleriyle dolaşıyor. Ne kadar gerçekçi olduğu bilinmese de hadisenin bu şekilde gündeme gelmesi sebebiyle oluşan beklentiler ve değişim arzusu kabinenin yeniden şekilleneceğini gösteriyor. Erdoğan'ın kabinede görmek istediği isimler şöyle; Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Cemil Çiçek. Kesin gidecek şekilde listelenenler arasında ise Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen ve Devlet Bakanı Güldal Akşit. Fakat geriye kalan bakanların ne olacağı meçhul. Karar verilemeyenler sınıfına koymak en makulü. Fakat kabinede yapılacak değişimle birlikte bakanlık sayısının azaltılacağı gibi tartışmada henüz sıcaklığını koruyor. Adı kararsızlar arasında geçen Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın ne kadar bu koltukta oturacağı benim özel merakım. Sebebine gelince; Unakıtan, şimdiye kadar bu köşede kendisi ve iş başına getirdiği akrabalarıyla ilgili çıkan hiçbir yazıya cevap vermedi. Medeni bir şekilde gazeteye cevap vermeyen, açıklama yapmayan Unakıtan, bir nevi tehdit eder gibi mahkeme yolunu tercih etmiş. 28 Ağustos tarihli, 'Kıbrıs'ın havası Türkiye'nin maması' yazım sebebiyle bizi mahkemeye vermiş. Tıpkı Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın (KTHY) başına getirip sonra bu köşede çıkan yazılar sebebiyle görevinden ayrılmasını istediği akrabası Zafer Yıldırım gibi. Anlayamadığım nokta şu; Unakıtan intikam almak mı istiyor, yoksa cidden yazımdan rahatsız mı oldu? Maliye Bakanı, aşağıdaki ifadelerim sebebiyle mahkeme kapısını çalmış. 'Türkiye'de her şeyin satılık olduğunu duyan ABD'de yaşayan zengin bir Türk işadamı Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'la gizli bir görüşme yaparak Kıbrıs Türk Hava Yolları'nı (KTHY) almak için yola çıkmış. İşadamı, Maliye Bakanı ile KTHY'den kısa süre önce atılan üçüncü sınıf bir vatandaş aracılığıyla görüşmüş. Unakıtan, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) yüzde 50 hisseyle sahip olduğu bir kamu kuruluşunun bu şekilde pazarlanamayacağını bizden iyi bildiğine göre, bu görüşme hangi mantıkla, neden gerçekleşti? Alınan mesafe nedir? Maliye Bakanı alengirli işlere pek açıklık getirmemesine rağmen, birinci sorum bu..' Ama cevap yok. KTHY ile ilgili yıllardır yazı yazan bu sebeple çok sayıda davaya maruz kalan, ama buna rağmen yazmaya devam eden birisi olarak AK Parti döneminde, KTHY probleminin biteceğine inandım. Ancak, Maliye Bakanı Unakıtan'ın uhdesinde olan KTHY, ANAP dönemine, DYP zamanına ve Ümit Utku'nun Yönetim Kurulu Başkanı olduğu yıllara rahmet okutur hale geldi. Unakıtan, döneminde 3 defa yönetim kurulu başkanı değişti. Son olarak Prof. Dr. Ünver Kaynak ayrıldı. Gelen, giden olduğu gibi bizim de eleştirilerimiz oluyor. Fakat, şimdiye dek ne Maliye Bakanlığı'ndan, ne Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'ndan ve ne de KTHY yönetiminden tek bir satır açıklama, cevap dahi almadım. Maliye Bakanı kabine de yapılacak değişikliklere kızıp hıncını mı almak istiyor? Bilmek istiyorum. En azından bu talebime bir açıklama lütfen.
|