|
|
|
|
"Oha falan oldum" da nereden çıktı?
Türk dili gün geçtikçe aslından uzaklaşıyor. Sözcükler doğru kullanılmadığı gibi çoğunlukla yabancı kelimeler tercih ediliyor. İfadeler giderek basitleşirken, diksiyon uzmanları "Türk dili alarm veriyor, ciddi değişim şart" diyor.
Günlük konuşma dilinde kullanılan kelime ve cümleler, olması gerektiği gibi kullanılmayınca yanlış anlamalara neden oluyor. Türk dilinin yanlış kullanımının yaygınlaşması, hem ana dilini öğrenme çağındaki çocukları olumsuz yönde etkiliyor hem de insanlar arasında iletişim kopukluğuna neden oluyor. Günlük konuşma dilinde giderek yaygınlaşan "oha falan oldum", "kal geldi", "bye bye" gibi kullanımlara savaş açan ünlü diksiyon uzmanları "Türk dilini içine düştüğü kaostan kurtarmak gerekiyor. Kanunlar, tüzükler nasıl değişiyorsa, Türk dilinde de zamana uygun değişiklikler yapılmalı" diyor. TRT'den yetişmiş, Türkiye'nin ilk haber spikerlerinden biri olan Gülgun Feyman "Benim adımı da yıllardır yanlış telaffuz ediyorlar. Adım Gülgün değil Gülgun. İkisinin de farklı anlamı var" diyerek Türk dilinde harflerin işaretlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Televizyonlarda olsun, halk arasında olsun pek çok kelimenin doğru telaffuz edilmediğini söyleyen Feyman, "Harflerin üzerinde işaretler kullanılmadığı için cümlelerde anlam kargaşası yaşanıyor. Mesela 'kendi' kelimesi yanlış telaffuz ediliyor. Fransızca'da harflerin üzerine işaretler konur. Bu işaretler o sesin uzun-kısa ya da kapalı-açık okunacağını gösterir. Türk dilinin de bu işaretlere ihtiyacı var" diyor.
TELEVİZYON DİLİ DE BOZULUYOR Türk dilinin içine düştüğü durumu toplumda kitap okuma alışkanlığının yaygın olmamasına bağlayan Feyman "Bir dönem kitap yazanlar suçlu addedildi. Kitap suç unsuru haline geldi. Edebiyat küstü. Okumayan kuşaklar yetişti. Artık edebiyat alanında kıymetli eserler bulmak çok güç. Mektup bile yazmıyoruz. Bilgisayar ve cep telefonu mesajları haberleşme unsuru haline geldi. Postacılar en rahat dönemlerini yaşıyor" şeklinde konuşuyor. Türk dilinde yaklaşık 43 ses olduğunu ve harflerin işaretlendirilmesiyle bu seslerin yazıya da aktarılması gerektiğini söyleyen eski TRT spikerlerinden Attila Sarıkayalı "Bir kurul toplanmalı ve Türk dili yeniden düzenlenmeli. Düzenlenmiş haliyle ilkokuldan itibaren öğretilmeli. Hatta yetişkinlere de eğitim verilmeli" diyor. Radyo ve televizyonlarda yer alan pek çok spiker, sunucu ve sanatçının da Türkçe'yi doğru kullanmadığından yakınan Sarıkayalı "Eskiden BBC spikerlerine, yurtdışında dilini tanıtma amacı taşıdıkları için diplomatik pasaport verilirdi. Bizde spikerler Türkçe'yi doğru konuşamıyor. Bir zamanlar 'İntizar' diye bir şarkı çıktı. Milyonlar yanlışa sürüklendi. Aslında kelimenin doğru kullanımı 'intisar'dı" diyor. Sarıkayalı Türk dilini en iyi kullanan sanatçının Zeki Müren olduğunu belirtiyor ve gençlerin de bu yanlış kullanımlardan etkilendiğini ifade ediyor: "Milli Eğitim Bakanı geçenlerde 'Gençler 500 kelimeyle konuşuyor' demiş. Bence 500 bile değil, gençler 30-40 kelimeyle konuşuyor. Bugünün gençliği 'oha falan oldum' gibi cümleler kuruyor."
LEGAL DEĞİL YASAL, DETAY DEĞİL AYRINTI "Türk dili uzmanları olarak bir araya gelip Türkçe'yi tartışmaya açmamızdaki ilk amaç kamuoyunun bu konuda bilinçlenmesini sağlamak" diyen Bülend Özveren de Türk diline ne kadar çok sahip çıkılırsa yanlışların o kadar kolay düzeleceğini söylüyor. Türkçe'de yabancı dillerden gelen kelimelerin yaygın olarak kullanılmasına yönelik olarak yılların sunucu ve TV yorumcusu Özveren şöyle konuşuyor: "Bizim 'yasal', 'kanuni' gibi kelimelerimiz var ama herkes 'legal' kelimesini kullanıyor. Başbakanımız bile 'legal' diyor. 'Otoyol' yerine 'otoban' diyoruz. 'Ayrıntı' yerine 'detay' sözcüğünü kullanıyoruz. Yabancı kelimeleri kullanmak yerine onların Türkçe karşılığını bulmalıyız." Bu işi en iyi yapması gerekenlerin bile hatalar yaptığını belirten Özveren "TRT'de Bülent Yavuz 'hakem' derken "a" sesini uzatıyor. Bu yanlış bir kullanım. Ben bir program sunucusuyum. Programa 'proğram' dersem bana ne derler" diyor.
Gözde GEBELEK / Haber Merkezi
|
|
|
|
|
|
|
|
|