kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Çarşaf-türban-yemeni

1987 seçimleri döneminde birgün gazetenin yazı işleri toplantısına Ecevit'in İzmir'in Ödemiş ilçesindeki mitinginde çekilmiş bir fotoğraf getirildi.
Fotoğrafta alanda siyahlara bürünmüş yüzlerce kadın görünüyordu. Arkadaşlar, "Ecevit'in mitingini kara çarşaflılar bastı" gibi bir başlık atmayı önerdi.
Güldüm, "Gördüğünüz kara çarşaf değil" dedim, anlattım: "Ege köy ve kasabalarında kadınlar yazları dışarı çıkarken, özellikle tarlada çalışırken, güneşten korunmak için ince ve koyu renk, genellikle siyah elbiseler giyer, başlarını da örter. Buna yeldirme denir. Görünüşlerine bakmayın, kafalarının içi aydınlıktır."
Bu anıyı İstanbul Milletvekili Bülent Tanla başkanlığındaki CHP Bilim Yönetim Kültür Platformu'nun "Kadın 2004" araştırması çağrıştırdı.

Örtüler ve kökenleri
Tanla bu araştırmada, isabetli bir yaklaşımla örtünen kadınları üç gruba ayırmış: Çarşaflı, türbanlı ve başörtülü.
Gerçekten de üç grubun sosyal konumları birbirinden farklı.
Çarşafı genellikle ya Güneydoğu'nun Arap kökenli kadınları ya da dini inançları muhafazakarlığın ötesinde olan, hatta tarikat-cemaat bağlantısı bulunanlar tercih ediyor.
Türban kimilerine göre siyasal simge, kimilerine göre kapalı kadının toplumsal yaşama açılımının aracı ve sadece 30 yıllık geçmişe sahip.
Başörtüsü ise Anadolu'da bin yıldır kullanılan, hatta Bizanslılar'dan Türkler'e geçtiği savunulan örtünme geleneğinin temsilcisi.
Tarhan Erdem'in geçen yıl yaptığı araştırmaya göre, Türkiye'de 17 yaşından büyük 22 milyon kadının 14 milyonu evden çıkarken başını örtüyor. Bu 14 milyon "kapalı"nın 11 milyonu başındakini "başörtüsü" ya da "eşarp", 800 bini "türban" diye tanımlıyor. Ayrıca 270 bin kadın çarşafla, 2 milyonu ise "yöresel örtü" ile kapanıyor. Yöresel örtüler Doğulu kadının "tülbent"inden Egeli'nin "yemeni"sine, "yazma"sına kadar geniş yelpaze oluşturuyor.

Örtü uçurum değil
CHP'nin araştırması özellikle annelerimiz, ninelerimiz gibi örtünen "gelenekçi" kadınların, yaşam biçimi, değerler, sosyal çevre, özgürlükler, din-inanç gibi konularda başı açıklarla aynı yaklaşımı paylaştığını ortaya koyuyor. Hatta çizgileri onlara göre daha eğitimli ve sosyal yaşamla daha içiçe olan türbanlılardan bile ilerde.
İşte birkaç örnek: Türkiye çağdaş hukuk kuralları ile mi yönetilmeli, kamu yönetiminde medeni ülkelerin yöntemleri mi esas alınmalı, kadınlar ile erkeklerde otobüste birlikte yolculuk etmeli mi, aileler kürtaj yaptırabilmeli mi, çocuklarınızın yabancı veya Müslüman olmayan biriyle evlenmesine izin verir misiniz, kızlarla erkekler aynı sınıfta okumalı mı, yılbaşı kutlanmalı mı gibi dünya görüşünü yansıtan sorulara "evet" yanıtı veren başörtülülerin oranı türbanlılardan 10-15 puan daha yüksek.
Aynı şekilde başörtülülerin dini cemaatlerle ilişkisi türbanlılardan daha az, Kur'an kursuna gidenlerin, düzenli namaz kılanların, eşi Cuma ve bayram namazlarına gidenlerin oranı türbanlılara göre daha düşük...
Tanla ve arkadaşlarının gözlemi hem son derece doğru, hem de rahatlatıcı:
"Araştırma hem muhafazakâr-geleneksel-modern kadınlar arasında diyalog, ikna ve uzlaşmayı, hem de uyum içinde bir ortamın varlığını gösterdi. Bazı kesimlerce yaratılmaya çalışılan keskin ayrımların Türk kadınında yeşerme ortamı bulamayacağı, kadınlarımızın uç noktalarda olmadığı ortaya çıktı."
CHP'yi bu başarılı ve yararlı araştırması için yürekten kutluyoruz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Türkiye kavgası kızışıyor   / 29-09-2004
 Yeni hamleler   / 28-09-2004
 Kılıçlar ve çiçekler   / 27-09-2004
 Varan 50   / 26-09-2004
 BM kulislerinden   / 25-09-2004
 Misyon ve sorumluluk   / 24-09-2004
 Kim kurşun sıkıyor?   / 23-09-2004
 Rehinelerin çığlıkları   / 22-09-2004
 Buyurun size çıkış yolu   / 21-09-2004
 İsviçre'deki Kavakçı   / 20-09-2004
ERDAL ŞAFAK
Çarşaf-türban-yemeni
1987 seçimleri döneminde birgün...
ÖMER LÜTFİ METE
1940'lı dogmalar, 2004'lü batmalar
Başbakan Erdoğan'ın...
UMUR TALU
Onlar cahil çünkü!
Elbette uzman değilim, elbette uzman...
ERGUN BABAHAN
Futboldaki çöküş
Türkiye'de insanların çok bilgi sahibi...
Üzdüğüm için affet anne
Irak'ta 3 hafta rehin kaldıktan sonra bırakılan iki İtalyan,...
"Irak'a Türk usulü çözüm gerekiyor"
"Irak'ın içinde bulunduğu kaostan kurtulması için Atatürk tarzında...
Bu nasıl taktik?
Bu nasıl taktik?
Genel görüş, bu sezon sadece bir dakika oynayabilen Fatih'e görev...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.