|
|
|
|
|
|
Sadakatsizliğin nedeni ölüm korkusu
Sadakatsizlik konusunda önemli bilimsel çalışmalar yapan Doç. Dr. Kemal Sayar, erkeğin aldatma nedenlerinden birini 'ölüm korkusu' diğerini ise , 'kendini güçlü hissetme dürtüsü' olarak açıklıyor. Sayar, kadının aldatma nedenini ise şöyle anlatıyor: "Hayatı boyunca güçlü bir baba figürünün eksikliğini hissetmiş olan bir kadın, aldatabilir"
Zina, hukukçular, sosyal bilimciler, kadınlar, erkekler hatta neredeyse çocuklar tarafından son bir aydır bolca tartışıldı. Zina yasası şimdilik rafa kalktı ama ruhumuzun derinliklerini etkilemeye devam edecek. Erkek ve kadın neden aldatır, aldatmak insanın doğasında var mı? Sadakatsizlik şüphesi paranoya mıdır, ne zaman tedavi gerektirir? Tüm bu sorunların bilimsel cevaplarını Türkiye'nin en ünlü psikiyatrları veriyor. Aldatılınca içimizde duyduğumuz o derin ızdıraptan kurtulma formüllerini açıklayan psikiyatrlar, Doç. Dr. Kemal Sayar, Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, Dr. Özkan Pektaş, Dr. Murat Dokur ve Dr. Bengi Semerci hastalarına uyguladıkları terapilerin notlarını Günaydın'la paylaşıyor. Aldatıldıysanız, aldattıysanız, sadakatsizlik kuşkusu içinizi kemiriyorsa bu yazı dizisini kaçırmayın.
Ölüme karşı içimizde duyduğumuz korkunun bazen bizi sadakatsizliğe ittiğini biliyor muydunuz? Aldatmaya iten onlarca neden var. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Klinik Şefi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Kemal Sayar sadakatsizliğin psikolojik formülünü çözüp, insanların bu nedenle duyduğu derin acıyı, ızdırabı, dengesizliği yok edilebileceğini savunuyor. Bu konuda önemli bilimsel çalışmalar yapan Doç. Dr. Kemal Sayar aldatmayı anlatıyor:
* Sadakatsizlik insan doğasında var mı? Bu konuda çok çeşitli spekülasyonlar var. Kadın için duygusallık çok önemlidir. Duygusallığın eşlik etmediği bir cinsellik 'kadın için' kabul edilemez. Ama erkek görsel uyaranlara daha çok açıktır. Her zaman duygusal bir bağlanma aramayabilir. Bu biraz kültürel şekillenmelerle de ilgilidir. Batıda giderek daha fazla sayıda kadının erkek normlarına uyduğunu görüyoruz. Kapitalizm kültürü kadınları da etkiliyor. Seks içimizdeki boşluğu onarmanın bir vasıtası olarak kullanılıyor.
* Sadakatsizlik ne zaman tedavi gerektirir? Ancak kişinin çevresi, ailesi ve toplumla uyumunu bozmaya başladığı zaman tedavi gerektirir. Eğer kişinin sadakatsizliği yaşadığı bazı psikolojik yoksunlukların telafisine yönelikse o zaman psikolojik yardım çok işe yarar. Zaten yoğun sadakatsizlik gösteren insanlar bir süre sonra bu tutumlarının kendi hayatlarını da harabeye çevirdiğini fark edip bir uzmandan yardım isteyebilirler.
AİLE YAPISI ÇOK ÖNEMLİ
* Erkekler neden aldatır? Bizim toplumumuzda sadakatsizlik çoğu zaman iktidar duygusuna karşılık gelir. Çok kadınla birlikte olan erkek kendini daha güçlü daha muktedir hisseder. Sıklıkla bu da erkeklerin öz saygısındaki azalmaya bağlı olarak ortaya çıkabilir.
* Kadınlar niye aldatır? Kadının aldatma nedenleri daha çok aile yapısında aramak gereklidir. Hayatı boyunca güçlü bir baba figürünün eksikliğini hissetmiş olan bir kadın, eğer evlendiği erkekte de bu güçlü baba figürünü bulamazsa eşini kendisi için bu gücü temsil eden kişilerle aldatabilir. Ya da çocukluğu boyunca ancak flörtöz davranışlarla babasının ilgisini üzerinde tutabilmiş birisi evlilik hayatında da erkeklerin ilgisini onlarla flörtöz bir durumda olunca çekeceğini düşünür. Çocukluktaki anne baba ilişkilerindeki eksiklikler, kusurlar ve yoksunluklar çok temel rol oynayabilir. Eşi tarafından arzu edilmediğini hisseden bir kadın öz saygısını onarmak için sadakatsizliğe başvurabilir.
* Aldatmanın tek nedeni psikolojik sorunlar mı? Sadakatsizliğin kültürel boyutu da vardır. Yaşadığımız ilişkilerin giderek önemini kaybedip yüzeysel ilişkilerin yaygınlık kazanmasıdır. İnsan ilişkileri de aynen pazar ekonomisinin kurallarına tabi oluyor. Pazar ekonomisi bize yeni ve çok çeşitli ürün tüketmenin mutluluk getirdiğini söylüyor. Seks de giderek bir meta halini alınca bir kişi ne kadar yeni ilişki tüketirse o kadar mutlu olacağı yanılsamasına katılıyor. Bunun sonucu sekse eşlik etmesi gereken duygusal bağlanmayı kaybediyor ve insanlar bu tür ilişkilerden içlerindeki boşluk duygusu daha da büyüyerek ayrılıyorlar. Bu toplumsal önlemlerin alınması gereken bir durumdur.
ZORLAMA ZİNAYI ÖNLEMEZ
* Zinayı cezalandıran kanunlar bu noktada etkili olur mu? Hayır hiçbir zorlama, tedbir insanların arzularını gemleyemez. Bilakis yasaklar bazı şeyleri çok daha cazip ve kışkırtıcı hale getirebilir.
* Aldatmanın yaşla ilgisi var mı? Özellikle erkeklerin yaşlandıklarını hissettikleri ve ölüme karşı bir takım ciddi endişelerinin belirdiği zaman dilimlerinde sadakatsizlik yoğun olarak ortaya çıkabilir. Ölüme karşı bazen artan çok çeşitli cinsel birliktelikler ölüm endişesiyle baş etmenin çok temel çözümlerinden biri gibi görülebilir.
* Aldatılma şüphesi bir paranoya mıdır? Böyle çok abartılı şekilde ortaya çıkabilir. Kişi elinde yeterli, ikna edici veriler olmaksızın sevdiği kişinin sadakatsizliğinden şüphelenebilir. Bütün hayatını bu kişinin denetlenmesi ve onun yakalanması üzerine kurabilir. Defalarca dener ama onun sadakatsizliği üzerine objektif bir delil bulamaz. Başka insanlara mantıksız gelen bu durum da ilişkiyi bir süre sonra içinden çıkılmaz bir hale getirebilir. Bazen şiddet de kullanabilir.
* Bu düşünceler birden mi yoksa zaman içinde yavaş yavaş mı ortaya çıkıyor? Bu tür sorunlar, kişinin öz saygısındaki düşmeyle ilgili olabilir. Kişi statü kaybettiğinde, iş kaybettiğinde, moral olarak kendisini kötü hissettiğinde, kendisine saygı duyabileceği bir takım vasıfları yitirdiğinde giderek çevresini suçlamaya başlayabilir. En sıklıkla yöneleceği kişi en yakınındaki kişidir. Onu kendisine ihanet etmekle suçlayabilir. Burada "ben yeteri kadar güçlü bir insan değilim, dolayısıyla sen başka yerlerde arayışlar içinde olabilirsin" düşüncesi hakim olursa, ihanet edebileceği düşüncesi de olabilir.
* Kıskançlıkla paranoya arasındaki fark nedir? Kıskançlıkta bazı durumlar düşünce bozukluğu anlamına gelmez. Yanındaki kişinin karşı cinsten başka insanlara baktığını gören kişiler kıskanabilirler. Kıskançlık düşünce bozukluğuna dönüştüğü zaman kişi mantık örgüsünün dışına çıkmış olur. Getirdiği örnekler o toplumda yaşayan herhangi birinin mantıksız bulacağı örnekler olur. Bir şeyin düşünce bozukluğu olabilmesi için toplumun kültürel inanışlarıyla da çelişmesi gerekir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|