Senede Bir Gün
Hava kirliliği nedeniyle Fransa'da 22 Eylül 'otomobilsiz gün' olarak kabul ediliyor.
Fransızlar, ayaklarını yerden kesen otomobillerinin aynı zamanda, soluklarını da kestiğini idrak ettiklerinden bu yana yılda bir gün otomobilsiz kalmayı deniyorlar. Ülkede, 1997 yılında çıkan bir yasa gereği, valilikler havadaki kirlilik seviyesini halka ilan etmek mecburiyetinde. Üç ayrı derecede gelişen kirlilik tehlikenin eşiği olan 2 dereceye vardığında otomobillerin trafiğe çıkışına yahut hızlarına sınırlandırma getirilebiliyor, 3 dereceye vardığında kısıtlamanın yerini yasaklama alıyor ve özel otomobiller trafiğe çıkamıyor. Uzun yıllar otomobil lobisinin baskısıyla engellenen yasa, bugün Fransa'da ilgililerinin iddiasına göre demokrasinin ve devlette şeffaflığın bir ispatı. Otomobilleriyle bir aşk bağlılığının ötesinde bir nev'i efendi-köle ilişkisi yaşayan Fransızlar'ın yüzde 80'i bu yasaya destek vermişti.
Aynı proje dahilinde, 1998'de Fransız hükümeti 22 Eylül'ü "otomobilsiz gün" ilan etti. Pratik önce Avrupalılaştı sonra Avrupa dışından da katılım oldu. Bu yıl da her yıl olduğu gibi kirlilik, temizlik bilgileri hafta boyunca medyada genişce tartışıldı. Güneşten gelen ultraviole ışınlarını filtre ederek, insan sağlığı için bir koruyucu melek gibi çalışan ozon, insanı nasıl zehirler anlatıldı. Yeryüzündeki azotla oksijenle ya da çözücü maddelerle ya da bazı gazlarla birleştiğinde önce nefes daraltıcı, tedbir alınmaması halinde de nefesi hepten kesici olup ve "Azrail" vazifesi görebiliyor. Ozonu böylesine hırçınlaştıran en önemli faktörün otomobillerden çıkan gazlar olduğu öne sürülüyor. Kirlilik ikinci dereceye ulaştığında, yani 1 metreküp havadaki ozon 180 mikrograma yükseldiğinde, çocuklar, yaşlılar, astım hastaları rahatsızlanıyor, 360 mikrograma vardığında ise top yekun herkes risk içinde kalıyor.
OTOMOBİLSİZ ŞEHİR 'Otomobilsiz gün' nedeniyle kirlilik fenomeninin kamu sağlığını doğrudan riske sokmasının uzun uzadıya incelenmesinin şart olduğu, bu arada hem şehir hayatındaki ulaşım araçlarının hem de şehrin mimarisinin de yeniden düşünülmesi gerektiği savunuldu. Geçen yüzyılda, şehirlerde kanunları 'otomobiller' yazdığı ve bunun nelere mal olduğu hatırlatıldı. Büyük metropollerde, otomobil avına çıkmanın ve toplu taşımaya yönelmeyi tavsiye edenler de var. Kimileri "otomobilsiz bir şehir imkansız görünüyor'' görüşünde, kimileri ise mecbur kalındığında, imkansız görünen şey yani "otomobilsiz şehir kamu sağlığı için bir imkan haline gelebilir" diyor. Paris Belediye Başkanı Bertrand Delanoe'nin bu hafta açıkladığı bir anket sonucuna göre, Parisli kadınların yüzde 86'sı, erkeklerin yüzde 79'u şehirde otomobilli yaşamın limitlendirilmesine ilişkin tedbirlerini onaylıyor. Dört yıl sonra Fransızlar'ın otomobilsiz güne desteklerine gelince doğrusu eski coşkuları kalmadı. Geçen yıl 72, bu yıl 56 şehir destek verdi otomobilsiz yaşama. Vaktiyle, bu konudaki öncülüğüne, belediye başkanının seferberliğine rağmen Paris'te katılım çok düşük oldu. Hemen üç gün sonra 25 Eylül'de, dünyanın en büyük otomobil fuarına ev sahipligi yapacak şehirde trafik çok tıkalıydı.
|