Borsayı daha ileriye reel faiz düşüşü ve temettü artışı taşır
Bugünlerde 1.5 cent civarında olan borsa endeksinin altıncı büyük yükselişini şu veya bu biçimde tamamlayacağı ve 3 cent'in üzerine çıkabileceği tahmininde bulunmuştum. Tahminimin temel dayanağı İMKB'nin bir piyasa oluşu, geçmişte benzer eğilimleri ortaya koymasıydı. 2001 krizi sonrasında başlayan altıncı büyük yükselişi sürükleyen temel faktörler arasında AB heyecanı, kriz sonrası ekonominin toparlanması ve büyümeye geçiş, dolayısıyla şirketlerin yeniden yapılanması vardı. İMKB'nin bu yükselişi, hem 2001 krizinin derin yaralar açmış olmasından hem de piyasanın özelindeki sorunlardan dolayı daha uzun zamanı alıyor. Doğal afet, dış veya iç kaynaklı başka bir şok ile ekonominin ve piyasaların krize girmesi ihtimali elbette her zaman var. Ancak biz beklenenlerin olacağı bir senaryo üzerinden gidiyoruz. Beklenmeyen, öngörülemeyen olayları bir kenara bırakıyoruz. Onlar zaten beklenmez, öngörülemez ve aniden gelirler. Buradan dönelim ana soruya. Ne olacak da, borsa yüzde 100 civarında artacak?
Şirket kârının önemi Bunun için endeksin geldiği düzeye bakmak yeterli. 0.43'ten 1.5 cent'e gelmiş. Bu yüzde 249'luk artış demek. Ancak ne kadar zamanda? 34 ayda veya üç yıla yaklaşan bir zamanda. Bizim de öngörümüz Türkiye'nin başına bir kaza bela gelmezse borsa hareketinin devam edeceği yönünde. Zaman zaman kar realizasyonları ile endekste gerilemeler meydana gelse de, borsa uzun vadede hedefine varacak. Enflasyonun tek haneli rekamlara geldiği, ekonomik büyümenin rekor düzeye çıktığı, AB beklentisinin satın alındığı bir ortamda borsayı daha ileri ne taşıyacak? Şirketlerde başlayan yeniden yapılanmanın devam etmesi, şirketlerin daha sağlıklı bir mali bünyeye kavuşması, kârlarının artması ve bu kârlarını giderek halkla paylaşmaları borsayı daha ileriye taşıyacak en önemli faktör. SPK'nın halka açık şirketlerde asgari temettü dağıtımını yüzde 20'den yüzde 50'ye çıkarma niyeti bu yolda atılacak önemli bir adım.
Makas daralacak Bitişikte yıllar itibariyle temettü verimliliğinin nasıl düştüğü görülüyor. 2003 yılında küçük bir kıpırdanma var. Son sütunda ise Hazine reel faizleri ile temettü verimliliği farkı yer alıyor. Bu fark 10'lu rakamların üzerinde seyrediyor. Yani reel faizler karşısında hisse senetlerinin temettü getirileri çok düşük. Bu yıl ve gelecek yıllarda temettü verimliliğinin, şirket kârlarının artması ve bu kârını dağıtmaya zorlanması sonucu, artacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla reel faiz-temettü makası bir taraftan daralmaya başlayacak.
Reel faizler düşecek Reel yüksek faizler ekonominin de en ciddi sorunlarından. Herkes şikayetçi. Ekonomik program sürdükçe Türkiye'nin borç rasyoları iyileşiyor. Önümüzdeki dönemde ve yıllarda reel faizlerde bir düşme meydana gelebilir. Gelmeli de. Aksi taktirde bu yüksek reel faizlerle kötü şeyler gündeme gelecek. Reel faizlerin düştüğü bir ortamda, diyelim ki yüzde 10'un hemen altına indi, bu durumda makas diğer yönüyle de daralacak. Reel faizler düşecek. Temüttü verimliliği artacak. Enflasyon düştüğü bir ortamda temettü verimliliği daha da önemli olacak. Buna piyasanın yeniden yapılanması ve yatırımcı güvenini kazanmaya yönelik adımlar da eklenebilirse, hisse senedi yatırımı daha cazip hale gelecek. Sermaye piyasasında bunlar gündeme gelmeyecekse kötü şeyleri yaşayacağız demektir.
Sonuç "Kader, çoğu kez alçakları yükseltir, yüksekleri alçaltır" Boccaccio
|