| |
Kampta son durum
Kızılcahamam kampı devam ediyor... Milletvekilleri, sadece toplantıda değil, toplantı sonrasında da düşüncelerini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a söylüyorlar. Tayyip bey "dinliyor." "Not alıyor." İşte Kızılcahamam'da, Başbakan'a söylenenlerden bir demet: * Bazı bakanlarımız, bizim seçim bölgemize giderken, bize haber verme zahmetinde bulunmuyorlar. Bakanımızı arıyorum, telefonuma çıkmıyor... Not bırakıyorum, beni aramıyor... Randevu istiyorum, vermiyor. * Bakan böyle yapınca, bürokrat da ona uyuyor. * Bürokrasiden şikayet ediyoruz ama, bazı bakanlarımız bürokrasiye kendiliklerinden teslim olmuşlar.
*** Kızılcahamam'da, Başbakan hariç "herkes" hırpalanıyor. Hırpalananlar "3 gruba" ayrılabilir: 1. Bakanlar. (En çok eleştiri onlara) 2. Grup yönetimi. 3. Genel merkez. Başbakan, gruplar halinde milletvekillerini dinlerken "yerel bir sorunu gündeme getirmek isteyenler" de oluyor. Tayyip bey bu durumda tepki gösteriyor: Onun konuşulacağı yer burası değil... Şimdi siz benim şu üç soruma cevap verin: 1. Partimiz nasıl? 2. Genel merkezle ilişkileriniz iyi mi? 3. Grup yönetimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Çok kişi, Başbakan'dan "bir soru daha" bekliyor. "Kabine ile ilgili" soruyu. Ama Başbakan o konuda ne kimseye birşey soruyor, ne de kimseye birşey söylüyor.
*** Kızılcahamam kampına "çok iyi hazırlık yaparak" gelenler de var. Onlar "rakamlı, ayrıntılı" konuşuyorlar. Örneğin: * Sosyal güvenlik sisteminin açığı, Türkiye'nin yatırım bütçesinin iki katından fazla... Bu sistem daha ne kadar böyle gidecek? * Nüfusumuz 65 milyon... Ama sosyal güvenlik sisteminden yararlanan nüfus 80 milyon... Burada bir terslik yok mu? Kızılcahamam kampının ikinci gününün ardından bazı gözlemlerimiz: * Kamptakilerin çoğu, siyasete ya da Meclis'e 2002'de ilk kez girenler... Siyasi acemiliği de, parlamento acemiliğini de üzerlerinden atmışlar. * Hükümet de, iktidar acemiliğinden iyice çıkmış.
*** Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi yönetmeye soyunurken "farklı bir avans" istemişti: - İlk 3 yıl kimse benden birşey beklemesin. 3 yıl, siyasette "uzun bir süre." "Normalde" avans 500. günde biter. Tayyip beyin "adını kendi koyduğu avansın" ilk 2 yılı doluyor. Önümüzdeki yıl, Başbakan'ın "en önemli yılı." Hükümetin sık sık sözünü ettiği "iyileşmenin" önümüzdeki yıldan sonra "vatandaşın cebine ve mutfağına yansıması" gerekiyor. Ve Başbakan, üçüncü yıla "vitesi yükselterek" girmek istiyor. Tabii yüksek vitese dayanabilecek bir kadroyla.
*** Tayyip bey kafasında bir "sıralama" yapmış. Öncelikle "TBMM Başkanlık Divanı" oluşacak. Sonra "Grup Başkanvekillikleri" doldurulacak. Derken "Komisyon Başkanlıkları." Böylelikle "bazı isimlerin beklentileri" öyle veya böyle karşılanacak. Ardından da sıra "diğer kaydırmalara" gelecek. Hükümetle ve genel merkezle "oynamaya." Dün Mehmet Dülger'e sorduk: - Kamp nasıl gidiyor? - Birliktelik var... İyi bir ortam... Milletvekilleri daha fazla rol sahibi olmak istiyorlar... Ve hepimizin eskisinden daha çok, daha hızlı çalışmamız gerekiyor. Kampı yazmaya devam edeceğiz.
|