Hollywood Mollywood bize sökmez, yaşasın Turkish Gala
Elem tere fiş, kem gözlere şiş! Allah bizi galasız, davetsiz bırakmasın. Ay bayılıyorum bir bahane uğruna ünlülerin toplaşmasına . Onu kes, bunu süz, bol dedikodu yap, ünlülerin sosyalleşememesini izle, süper keyif. En favorim de sinema galaları. Şimdi bizim galalar, o dergilerde televizyonlarda flaş flaş flaş geçen Hollywood şekillerine benzemez. Elin Hollywoodlusu ne yapar? Öncelikle en kırmızısından halı serer, medyayı sağlı sollu halının kenarlarına dizer, deniz feneri kıvamında ışıkları döndürür. Sonraaa en çam yarmasından, FBI ajanı tonunda korumaları konuşlandırıp heyecan katar. Ve tabii ki de halk, çığlık kıyamet bağrışmak için hazır bulunur. Tam Hollywood dekoru yani, bayılırım bayılırım. Türk işi galaların temel sorunu kıyafetlerdir. Kadın kısmı ne giyeceğini bilemez. Elin Amerikalısına özenirse direkt sarpa sarar. Farklı olacam, göze batacam, gazetelerde boy boy resmim çıkacak sendromuna tutulur. Çirkinliğin, sakilliğin, rüküşlüğün dibine vurur. Ayrıca bizde öyle koruma, kırmızı halı, beşlik simit gibi dizilen fotoğrafçılar da yoktur. Medyamız avare avare dolanır. Canı kimi ne şekilde çekmek isterse çekiverir. Çat burada çat kapı arkasında. Yeni sezonun ilk galası Maçka GMall'da yapılan 'Yazı Tura' filminindi. 'Yazı Tura', Uğur Yücel'in filmi. Olgun Şimşek ve Kenan İmirzalıoğlu başrollerde. Şimdi bu Maçka GMall'ı bilmeyenlere tarifleyeyim. GMall Küçükçiftlik Lunaparkı'nın yanı. İki kattan ibaret. Giriş katında Gima, iki kafe, sanat galerisi falan fıstık. Yürüyen merdivenlerle çıkılan ikinci katta ise favori restoranlarımdan Num Num, D&R ve sinemalar... Daha arabayı park ettik, ikinci adımda dan! Bir abla taksiden indi. Siyah ucu püskül püskül etek, üzeri şifonlu bluz, saçlar en banalinden topuz. Ben siyah gömlekjean ikilisine sığınmışım abla Kasımpaşa Düğün Sarayı'nda . Medya mensubu kardeşlerimiz girişte öbeklenmiş bir kişiden yüz poz çıkartmakta. Gima kasiyerleri işi gücü bırakmış hayretle ve hararetle hadiseyi gözlemlemekte. "Kız git şurdan iki paket çekirdek kap gel" dediklerini duyar gibiyim. Et et üstünde. Amanın daha yukarı çıkmamalı. Şu sağdaki kafeye saklanıp adapte olmalı. Yani ' GCafe' . Kafenin sahibi hoş olmayan ama açıklayıcı bir tabirle sosyetik güzellerden Esra Çavuşoğlu . Gözlemledim, duruma hakim kendi elleriyle servis yapıyor. Üvey babası, Gima'nın Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Çapa, kardeşi Ayşe de mekânda... Tunç Bey bir ay önce attan düşmüş köprücük kemiğini kırmış, ameliyatlar derken şimdi bomba. Konu maalesef futbol. Bir yanda plazma TV'de 'Doksan Dakika', diğer yanda dışarıdaki ünlüler geçidi . "Oooo bu kız da kim yahu?", "Şu gelen Cem Yılmaz değil mi?", "Abi hadise ne, herkes burada?" lafları arasında BeşiktaşGalatasaray derbisi muhabbetleri. Kartlı taraftarlar maça girememişler, kapıda arıza çıkmış. Birçok kişi dışarıda kalmış, biletsizler maça girmiş, böyle rezillik yokmuş vs.. Derin futbol canıma yetti. Ezel Akay ve Şebnem Dönmez ikilisi de teşrif ettiler, konuya kaynamak boynumun borcu. Çıktık yukarı. Sinan Çetin yine siyah tişörtlü ve Teoman'lı. Teoman ise sigaralı. Kenan İmirzalıoğlu saçı sakalı salmış, film bitse de tebrikleri alsak heyecanında. Uğur Yücel, bezmiş gelin babası kıvamında dolanıyor. Mehmet Ali ve Mustafa Alabaora yanımdan geçti... Üç beş kamera aranmakta, yakaladıklarına muhtemelen 'zina' ve 'Ünlülüler Çiftliği' geyiği yaptıracaklar. Biz de Pazar Keyfi'nde seyredip şenleneceğiz. Acıktık da valla. Bu tip organizasyonlarda kanepelerden medet ummayacaksın. Gelmeden mutlaka tıkınacaksın . Öyle ortalarda durursan ya soğumuş köfteler denk düşer ya da boş tabaklar. Ancak aç Ayşe gözlemden kesilir. Garson kızların çıkış noktasını tespit edip, yakına yerleştim. Köfte, patlıcanlı börek, zeytinli çörek hımmm nefisti valla. Sonunda film zamanı. Konukları beş salona bölmüşler. Biz ikideyiz. Önüm arkam sağım solum Sezen Aksugiller. Vokalisti, kemancısı, davulcusu, kuaförü toplamış gelmiş Sezenim Aksum. Zırıldamayı kesip, filme değineyim. Kısaca konusu; 1999 yılında askere giden iki gencin hikayesi. Göremeli 'Şeytan Rıdvan' (Olgun Şimşek) ve İstanbullu 'Hayalet Cevher' (Kenan İmirzalıoğlu). Güneydoğu'da savaşmışlar... Rıdvan mayına basıp bacağını kaybetmiş. Cevher'in derdi büfe açmak falan filan. Şimdi konuya girersem sonunu anlatıveririm. İyisi mi şöyle özetleyeyim. Olgun Şimşek her zamanki gibi süper, Kenan İmirzalıoğlu başarılı. Ama Olgun Şimşek'in annesini oynayan teyze nedir öyle yaaa çok etkilendim. 'Yazı Tura' bence çok gerçekti, hatta fazla gerçek. Önce Rıdvan'ı izledik, sonra Cevher'i. Keşke Rıdvan'la Cevher'in hikayeleri paralel gitseydi. Gerisini Atilla Dorsay'dan, Sevin Okyay hocamdan okumalı bence. Çıkışta zina baskınına gelmiş gibi kamera ışıkları, sorular, "Ahh çok tebrik ederiz"ler, gizliden gizliye çekiştirmeler, birbirini süzmeler. Ohh ya açılışımız galamız bol olsun. Ünlüler orada, dedikodu orada, makara orada...
|