|
|
Herkesle sarılıp öpüşme yatağa düşüp öksürme
Sonbaharda pusuda bekleyen hastalıklar grubu bulaşmak için; tokalaşma, öpüşme, aynı havluyu, bardağı kullanma, toplu taşıma araçlarına binme gibi koşulları kolluyor. Sosyal yaşam; grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklara adeta davetiye çıkarıyor. Peki ne yapmalı da, bu hastalıklardan korunmalı?...
Ani ısı değişikliklerinin yaşandığı sonbahar mevsimi, solunum yolu hastalıklarına yol açan virüslerle karşı karşıya geldiğimiz bir dönemin başlangıcı. Bu hastalıklardan korunmak için yapmamız gerekenler listesinin başında ise, hasta kişilerle tokalaşmamak ve öpüşmemek geliyor. Yani; yakın temastan korunmak şart. Ama sosyal ortam, okullar, seyahatler, kalabalık toplu taşıma araçları yakın temastan kaçınmaya pek izin vermiyor.
PEK ÇOK ÇEŞİDİ VAR Çağlayan Florence Nightingale Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Bölümü'nde görev yapan Doç. Dr. Firuz Çelikoğlu, sözlerine sonbaharda hastalığa yol açan solunum yolları virüslerinin çok fazla çeşidi olduğunu belirterek başladı. Bu virüslerin başında, rhinovirüs'ler, koronavirüs'ler ve adenovirüs'ler geliyor. Bunlardan sadece rhinovirüsler'in kendi içinde 100'den fazla türü var. Bu sebeple, sonbahar hastalıklarının çok fazla etkeni olduğunu söylemek mümkün. Ani ısı değişikliklerinin yaşandığı sonbaharda; vücut dengesi alt üst oluyor, bağışıklık sistemi zayıf düşüyor. Bundan da en çok, dış ortamla sürekli temas halindeki üst solunum yollarımız etkileniyor. Sonbaharda serinleyen hava, üst solunum yollarında virüs enfeksiyonlarının ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor. Genellikle nezle, grip veya soğuk algınlığı olarak adlandırılan bu sağlık sorunları; burunda akıntı, genzin yanması, boğazda ağrı ve kuru öksürük ile kendisini gösteriyor. Bazen kırıklık, hafif ateş, eklem ağrıları ile genel sağlık durumunu da bozabiliyor.
KALEMDEN BİLE BULAŞABİLİR Sonbahar hastalıkları, küçük çocuklarda daha çok görülüyor. Erkek çocuklar, kızlara oranla daha hassas. Doç. Dr. Firuz Çelikoğlu; kalabalık ortamların, pasif sigara içiminin, alkolün, allerjik bünyenin, stres ve hava kirliliğinin risk faktörleri arasında başı çektiğini vurguladı. Çelikoğlu, A vitamini eksikliğinin de hastalık riskini artırdığını ve anne sütü almamış bebeklerin çocukluk döneminde yüksek risk altında olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Hastalık, ani olarak burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı ve boğaz ağrısı gibi belirtilerle başlıyor. Virüsler hasta kişinin hapşırması, öksürmesi sırasında havaya karışıyor. Sağlıklı kişiler de bu virüsleri burun veya gözleri aracılığıyla alabiliyor. Virüsler; tokalaşma sırasında ve hatta virüsün bulaştığı kalem, gözlük, mendil ve havlu gibi eşyalardan bulaşabiliyor. Vücut direnci düşük olan kişilerde ve çocuklarda, bu hastalıklar; orta kulak iltihabı, sinüzit, bronşit ve zatürree gibi hastalıklara da yol açabiliyor."
KENDİ KENDİNİZE İLAÇ ALMAYIN Doç. Dr. Çelikoğlu, sonbaharda sıklıkla görülen solunum yolu hastalıklarına özgü yaklaşımımızı ve bilinç düzeyini şöyle açıkladı: "Üzücü bir gerçek var ki, toplumda çok sayıda bireyi ilgilendiren ve hafif hastalıklar olarak tanımlanan sağlık sorunları ne yazık ki önemsenmiyor. Bu durumu, çoğunlukla normal yaşamın bir parçası olarak kabul ediyorlar. Hatta öyle ki; daha çok Aspirin veya benzeri ilaçlar ile kendi kendilerini tedavi etme eğilimindeler. Burada özellikle, akciğer ve solunum sistemindeki iltihapları hazırlayıcı etkenlerin, basit hastalık olarak kabul edildiğini vurgulamak istiyorum. Oysa hiç de böyle değil... Daha önceden akciğer problemi olmayan insanlarda bile büyük bir sağlık sorunu oluşturabilen bu olay, kronik kalp ve akciğer hastalığı olan kişilerde gerçek bir felakettir."
|