|
|
|
|
|
|
Kadınlar AB'de de mutsuz
Kadın-erkek eşitsizliği Türkiye kadar AB ülkelerinin de sorunu. Kadının toplumsal alandaki yerinin tartışıldığı bir sempozyumda konuşan Avrupa Kadın Lobisi Başkanı Lydia la Riviere Zijdel, Avrupa'da da pek çok kadının şiddet ve cinsel suistimale maruz kaldığını söyledi.
Türkiye'nin Avrupa Birliği ile müzarekelere başlaması sürecinde dikkat çeken konulardan biri olan 'kadının toplumsal alandaki yeri', Ka-der ve Eczacıbaşı Topluluğu'nun desteğiyle "Türkiye ve AB'de Kadınlar: Ortak Bir Anlayışa Doğru" isimli sempozyum ile gündeme geldi. Sempozyumda konuşma yapan Avrupa Kadın Lobisi Başkanı Lydia la Riviere Zijdel, Türkiye ile AB'ye üye ve aday ülkelerde kadının konumunu karşılaştırdı. Avrupa Birliği'ne bağlı ülkelerde halen birçok kadının ya şiddete maruz kaldığını, ya da bu korkuyla yaşadığını anlatan Zijdel, "Birçok kadın için şiddet günlük bir olgu. Bu nedenle kadınlara uygulanan şiddet, onların güçlenmesi ve kadınların insan hakları alanında tam başarı elde etmesinin önünde bir engel. Avrupa'da her hafta bir kadın kocası tarafından öldürülüyor. Ev içinde yaşanan şiddet, dünyanın tüm ülkelerinde yaşanıyor. Bu durum kadın ve erkek arasında bir eşitsizlik yaratma girişimi. Bütün hükümetler kadın ve erkek arasındaki ayrımı ortadan kaldırmak için çalışmalı ve her iki tarafa da eşit hak ve özgürlükler vermeli" dedi. Avrupa'da kadınlara uygulanan cinsel suistimalin büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Zijdel, küreselleşmenin bir sonucu olarak kadın cinselliğin bir ticaret aracı haline geldiğini dile getirdi. Avrupa Kadın Lobisi'nin fahişelik konusunda güçlü bir vizyona sahip olduğunu ifade eden Zijdel, "Fahişeliği kadına yönelik bir şiddet olarak görüyoruz. Kadınların yaşam standardındaki düşüklük ve kadın erkek ayrımı onları fahişelik gibi şiddet ve suistimal unsuruna maruz bırakıyor.
AB'Yİ ERKEK DÜNYASI SANIYORLAR Kadınların, Avrupa Birliği'ni kendi seslerinin daha az duyulduğu ve arka planda oldukları bir erkek dünyası olarak gördüklerini ifade eden Zijdel, "Brüksel'in kadınlar için yaptığı çok fazla çalışma var, özellikle de ulusal hükümetler, cinsiyet eşitliğini sadece 'kadınlara çalışma hakkı vermek' olarak görürken Brüksel, kadınları farklı alanlarda ön plana çıkardı. Örneğin kadın erkek eşitliği konusunda ulusal hükümetlerden daha ileri giderek, kadınlara uygulanan şiddetin terk edilmesi konusundaki tartışmalarda gerek Türk gerekse Avrupalı kadınlara destek oldu" diye konuştu.
SEDA ÇAKIR Haber Merkezi
|
|
|
|
|
|
|
|
|