|
|
|
|
Mutlu evlilik dişi kuştan soruluyor
Evlilik ve ilişkiler üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan Dr. Laura Schlessinger, mutlu bir evlilik için gerekli olan tüm sırları kitabında anlatıyor. Schlessinger, mutlu bir evliliğin temelinin kadına bağlı olduğunu savunuyor. Ona göre bir evlilikte kadın mutlu değilse evlilik de mutlu olmuyor.
Evlilik her ne kadar iki kişi üzerine kurulu bir birliktelik olsa da, herkesin bildiği bir gerçek var ki; yuvayı dişi kuş yapar. Bu kutsal birliktelikte asıl önemli olan faktör kadın faktörüdür. Bu demek oluyor ki, erkekler bir evlilikte eşlerinden birçok şey bekliyor. Erkek kendini güçlü hissetmeyi ve eşini korumayı ister, eşinin onun gücü olmadan hayatını devam ettirmekte zorlanacağını, bunun için kendisine ihtiyaç olduğunu bilmek ister ve son olarak kendini erkek gibi hissetmek için karısının desteğini görmeyi her zaman bekler...
ERKEK DAHA ÇOCUKSU Yaklaşık 25 yıldan bu yana evlilik ve ilişkiler üzerine çalışmaları bulunan Dr. Laura Schlessinger, bu başlıkları aldığı emailler ve mektuplar üzerine söylüyor. 'The Proper Care and Feeding Of Husbands' (Kocalara Doğru Bakım ve Besleme) adlı bir kitap yazan Schlessinger, kitabında mutlu bir evlilik için gerekli olan tüm sırları anlatıyor. Özellikle eşlerini aldatan kocaların, bunu niye yaptıklarına dair örnekleri gözler önüne seren kitap, mutlu bir evliliğin temelinin kadına bağlı olduğunu savunuyor. Yani mutluluk da kadından, mutsuzluk da kadından biliniyor. Kitapta anlatılanlara göre, erkeklerin tüm duygusal davranışları ve olaylara verdikleri tepkiler, eşlerine bağlı olarak değişiyor, erkekler aslında kadınlar tarafından büyütülen basit yaratıklar olarak kabul ediliyor. Bir evlilikte kadın mutlu değilse, evlilik de mutlu olmuyor ve evde huzur olmuyor. Kitabında, aldığı e-mailler, mektuplar ve hastalarıyla yaptığı görüşmeler sayesinde gerçek örneklere yer veren Schlessinger, genellikle kadınların annelerinden ve hatta anneannelerinden evliliklerini yürütmek adına tavsiyeler aldıklarını söylüyor. Evlilikleri zora sokan ve kadın-erkek arasında kaos yaratan Feminizm ideolojisininse çok da doğru olmadığını savunuyor. Kadın ve erkeği tamamen farklı gören Schlessinger, erkeklerin kadınlara göre daha çocuksu olduklarını savunuyor.
ERKEKLERİ MUTLU ETMEK KOLAY Bir erkeğin eşinden en çok beklediği şeylerin başında takdir edilmek, onaylanmak ve şefkat geliyor. Erkeklerin eşleri tarafından erkek gibi hissettirilmek istediklerini söyleyen Schlessinger, bugüne kadar yaptığı araştırmalarda, kadınların çoğunun istedikleri gibi bir evlilik yaşayamadıklarını belirtiyor. Kitabında kadınlara adım adım evliliklerini nasıl geliştirip, mutluluğu ve huzuru bir arada yakalayabileceklerini anlatan yazar, geçmiş yıllarda kadınların evde kocalarına karşı hassas, düşünceli ve adeta hizmetkar kadınlar olduğunu, kadınsı oyunlar yaparak eşlerini tatmin eden kadınların yerini günümüzde kocasını eleştiren, dır dır eden ve hatta onları hor gören kadınların aldığını belirtiyor. Erkeklerin aslında çok basit yaratıklar olduğunu savunan Schlessinger, onları mutlu etmenin sanıldığı kadar zor olmadığını savunuyor. Ünlü yazar, kadınların evde sürekli çalışan bir temizlikçi gibi davranmamalarını, kadınsı taraflarını öne çıkarmaları gerektiğinin altını çiziyor.
ALDATILMAK KADER DEĞİL (MİŞ) Schlessinger'e göre, kadınlar özellikle yakın çevrelerinden çok etkileniyor. Öyle ki, anneleri, en yakın arkadaşları ve iş arkadaşları, kimi zaman kadınları kocalarına karşı negatif yönde etkilebiliyor. Hatta, kadınların çoğu, eşlerini yatakta da memnun etmiyor. Schlessinger'e gelen mektuplarda, kadınların çoğu seksten yorulduklarını ya da rahatsız olduklarını itiraf ediyor. Seksi çoğu zaman görev gibi gören kadınlar asla gerçek bir doyuma ulaşamıyorlar. Bu da kocalarının onları aldatmasına sebep olabiliyor. Sekste iki tarafın da birbirine karşı anlayışlı olmasını ve birbirlerinin isteklerine özen göstermeleri gerektiğini söyleyen Schlessinger, bir kadının kocası tehlikeli, kaba ve kötü biriyse, kitabında verdiği tavsiyelerin geçerli olamayabileceğini söylüyor. Ama yine de hastalarına sadece bir günlüğüne bile olsa bu tavsiyeleri uygulattığında ertesi gün hastalarının onu her şeyin değişmeye başladığı söylemek için aradıklarını sözlerine eklemeden edemiyor...
|
|
|
|
|
|
|
|
|