| |
|
|
Yıllar bizim için önemli değil ki!
"Son Hazaryalı"nın yazarı Cahit Ülkü, "Neden Tarih" başlıklı konferansının metnini gönderdi. Bu metinden bir bölümü, Sayın Ülkü'nün izni olmadan aktarıyorum. Bu bölümü okuduktan sonra "Kayıp Yıllarımız"ın neden önem taşımadığı belki anlaşılır: - Tarihini Türkler kadar komşularından, düşmanlarından öğrenen başka bir ulus yoktur. Aslında, "Tarih yazan Türk yoktur," dersek abartıya düşmüş sayılmayız. Bana Neşri'yi, Peçevi'yi, Naima'yı örnek gösterebilirsiniz. Ne var ki onlar ve diğerleri, kendilerine tarihçi değil, vakanüvis diyorlardı. Hepsi geçimlerini saraydan karşılıyorlardı ve yaptıkları, olayları kaydetmekten ibaretti. Kuşkusuz sadık yan tutuculardı. Tarihçi olmadıkları için, kaydettikleri olayların tarihleri de hep yanlışlarla, belirsizliklerle doluydu. Bu konuda birkaç örnek vermek isterim: Ertuğrul Gazi öldüğünde kimi kaynaklara göre 52, kimi kaynaklara göre 96 yaşındaydı! Osman Gazi'nin çeşitli kaynaklarda bildirilen doğum yılları arasında 8, ölüm yılları arasında 17 yıl; Orhan Gazi'nin doğum yılları arasında 14, ölüm yılları arasında 16 yıl fark vardır. Doğum yılı olarak I. Bayezid için 14, I. Mehmed için 16, Fatih için 6, Yavuz için 4, Kanuni için 3, II. Selim için 2 ayrı sene bildirilir. Varna Savaşı'nın doğru tarihini savaştığımız ulusların tarihçilerinden öğrenmekteyiz. Kuşkusuz bu örnekleri uzatabiliriz. Örnekleri çoğaltmak yerine bu konuda sözü şöyle bağlayabilirim: Osmanlı vaka yazıcıları, özellikle 1520 yılına dek tek bir olayın tarihinde uzlaşamamışlardır.
|