kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Poyrazoglu @ SABAH
 

İtiraf ediyorum

Evet, her şeyi açıklamaya karar verdim. Zaten gerçek daha ne kadar zaman saklı kalabilirdi? Araştırmacı gazetecilerin ve magazincilerin diline düşmeden ben dökeyim ortaya her şeyi... Evet, itiraf ediyorum; kurşunkalemle yazıyorum. Peki be adam, daktilon bile mi yok? Var, üstelik çok eski arkadaşız, güvenirim kendisine. İki kişilik bir oyun gibidir onunla sohbetlerimiz. Kurşunkalem hep zihnimizin müziğini çalabileceğimiz bir enstrüman olarak tanımlanır. Daktilo da öyledir. Kafamdaki düşünce kırıntılarını biraraya getirirken daktilonun tuşlarından dökülen yazıyı hep bir vurmalı çalgının doğaçlamasına döndürmeye çalışırım. Daktiloyla yazarken, yazıya fon müziği yapar daktilo. Bilgisayarla da doğal olarak tanışıklığımız var. Fiyakalı, yakışıklı, bakımlı, günün adamı lap-top kızgın kızgın bakar bana... Niye bu çağdışı oyuncaklarla oyalandığımı bir türlü anlayamaz. Benim tuşlarımda da zihninin müziğini çalar bilirsin; hem ben seni hayal bile edemeyeceğin alemlere yolculuğa çıkarabilirim...

Bütün kütüphaneleri önüne dökebilirim, internet'te surf yaptırabilirim, daha ne istiyorsun be adam? "Niye kağıda yazıp, daktiloda temize çekiyorsun, düzeltiyorsun, uğraşıyorsun, zaman yitiriyorsun? Nasıl olsa sonunda bana gelmeyecek misin? Ne istiyorsun yahu?" Ne mi istiyorum? Aceleye getirmeden tadını çıkara çıkara işi yapmak istiyorum. Yazma eylemiyle doya doya sevişmek istiyorum. Benim, hergün yazan bahtsızlar gibi acelem yok, arkamdan kimse kovalamıyor. Yazı yazarken kullandığım kalemi, daktiloyu, bilgisayarı, zihnimin müziğini çalabileceğim enstrümanlar olarak düşünüyorum. Eski dost kurşunkalemle başlayıp dünün daktilosundan, bugünü geleceğe bağlayan bilgisayara geçen yazının, geçmişten düne, dünden bugüne yolculuğu beni keyiflendiriyor. Yaşamımı keyifli bir yolculuğa dönüştürmekten, zihnimin müziğini ilk ve son haliyle incelemekten çok zevk alıyorum. Koşullar nasıl olursa olsun yaptığım işin tadını çıkarmam gerek. Niye mi? Yaşama küsmemek için...

Kendimle barışık yaşayabilmek için. İşini severek, eğlenerek yapan insanların dünyayla da kendileriyle de barış içinde yaşayacaklarına sonsuz inancım var. Kendileriyle barışık insanların, başkalarını da daha derin bir sevgiyle sevdiklerini biliyorum. Kendimizle barışık yaşadıkça, dünü bugüne, bugünü yarına daha kolay bağlar, başkalarına da daha içten "Seni seviyorum..." diyebiliriz. Üstat Eric Fromm'a göre bu, "Sende bütün insanlığı, bir anlamda canlı olan her şeyi ve yine sende kendimi seviyorum demektir." Ben kendimle barışmak için bu kadar çaba harcayıp, didinirken siz ne yapıyorsunuz? Ne alemdesiniz; kendinizle barıştınız mı? İlle de küs olmanız gerekmez ama arada bir kendiyle yeni baştan bir merhabalaşmak iyidir. Dünyada barış isteyen herkesin önce kendisiyle barışması gerekmiyor mu? Sizle sizin aranızdaki barış görüşmeleri nasıl gidiyor?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Vur gözünün üstüne   / 29-08-2004
 Kendinizle barış görüşmeleri   / 22-08-2004
 İtiraf ediyorum   / 15-08-2004
 Melekler nasıl uçar?   / 08-08-2004
 Lüküs hayat   / 01-08-2004
 Gülümseyen insanlar adası   / 25-07-2004
 Başımıza ne geldiyse sıcaklardan geldi   / 11-07-2004
 Vallahi Ferdi Özbeğen değil   / 04-07-2004
 Hırsız yengeçle şarkıcı istiridye   / 27-06-2004
 Jöleli horozlar   / 20-06-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
ÖNCEL ÖZİÇER
İnan da nasıl inanırsan inan!
Bu memlekette yaşayan...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Havayolu medyası
Uçakta insanların hoşça vakit...
FİKRET AYDEMİR
Siz Hangi Ligdensiniz?
Türkiye 'zina' üzerinden hangi...
YASEMİN TAŞKIN
Medeniyetler Çatışması
İtalya'nın...
STELYO BERBERAKİS
Eylül ayı Ağustos oldu
Olimpiyatlar'ın ardından Mikonos...
REFİK DURBAŞ
Dikili'de "barış" festivali
Türk-Yunan dostluğuna zemin...
Güzelliğe hormon dopingi
Güzelliğe hormon dopingi
Östrojen hormonunun yetersizliği kadında bazı sağlık sorunları...
Beş yıldızlı golf sahaları
Beş yıldızlı golf sahaları
G Golf bir dünya sporu. Sahaları ise uzman mimarlar tarafından...
Ünlü edebiyatçıları mızın eşleri kocalarından daha renkliymiş
1954 yılında ünlü edebiyatçıların eşleriyle görüşen Türkolog Sermet...
Zina suç mudur, değil midir yatağımızdaki düşman kim?
Evliler kadar bekarları da düşündüren "zina" tartışması toplumu ikiye...
Kızların mikrokredi mucizesi
Diyarbakırlı on çocuklu, dar gelirli bir ailenin en büyükleri olan Hatun ve...
Genç bir kızın kaleminden uyuşturucu
Aysu Şuben henüz 18 yaşında bir lise öğrencisi. Bazı yaşıtları uyuşturucuya...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.