 |  |
Terörü anlamak
Rusya'daki facia hepimizin tüylerini diken diken etti. Fakat başka bir etkisi olmayacak! Milyonlarca insanda büyük bir nefret uyandırdı diye terör hız kesmeyecek, kesmez de zaten. O yüzden, kendi bildiğimce "terörü anlamak" gerektiğini savunuyorum ve size bunu ifade etmeye çalışacağım. Yalnız dikkat ediniz, teröre anlayış göstermekten değil, "anlamaktan" söz ediyorum. Terörü besleyen ne? Bugünkü dünyaya bir bakın: İnsanoğlu, üç büyük kampa ayrılmış durumda. Birinci kampta, devletler, iktidarlar, elit sınıflar, bunların emrindeki gizli servisler, muazzam finans ve silah kaynakları yer alıyor. İkinci kampta, terörü bir varlık biçimi olarak kabul etmiş insanlar, mafyalar, kara para aklayıcıları, uyuşturucu baronları, silah tüccarları vesaire alıyor. Üçüncü büyük kampta ise, halk yığınları, demokrasiye susamış çaresiz kitleler ve perişan bir yaşama mahkum edilmiş insanlar yer alıyor. Dünya üzerinde 200'den fazla devleti ele geçirmiş iktidar sahipleri, değişen durumlara, konjonktüre ve paradigmalara göre tavır ve davranış belirliyor. Bunların önemli bir kısmı, antidemokratik yöntemlerle kendilerine modern reaya olarak seçtikleri halklar üzerinde diktatörlüklerini sürdürüyorlar. Bu diktaların devam ettirilmesi için de, bazen teröre, çoğu zaman da gizli servislere ve mafyalara görev veriyorlar. Demokratik ülkeler bile, anti- demokratik iktidarların yeryüzünden silinmesi bahanesiyle teröre sessiz kalabiliyorlar. En dipte, dünyadaki eşitsizlikler ve özgürlüksüz besliyor terörü... Bir milyar insan, daha temiz içme suyundan bile mahrum. Dünyanın yarıdan fazlası, insan onuruna yakışmayacak ekonomik ve sosyal şartlarda yaşıyor. Öte tarafta nihayet en fazla 1 milyar insan, refah ve zenginlik içinde yaşıyor. Dünya sahiden küçük bir köy haline geldiyse, ne varsa küçük bir azınlığın yararlandığı, çoğunluğun ise hayvanca yaşadığı böyle bir köyde huzur olur mu? Tabii ki olmaz. Geniş insan yığınları, kabul edilmez bir ekonomik ve sosyal eşitsizlik içinde yaşarken, huzur nasıl beklenebilir. Bir de, bütün dünyada geçerli bir demokrasi anlayışı ve dili yaratılmamışken üstelik... Dünyanın halihazırdaki koşulları ve dizaynı, sürekli haksızlık, hukuksuzluk ve huzursuzluk üretiyor. Bu arazi de terör için en verimli arazidir. Ve büyük dünya iktidarlarının, terörle ve mafyalarla yaptıkları işbirliklerini unutmayın... Bir ironi yapmama izin verirseniz şunu söylemek isterim: Eğer daha önce başarısızlığa uğramasaydı, insanoğluna Marksizm işte şimdi her zamankinden fazla gerekli hale gelmişti. Dünyanın masum insanlarına bir tek şey kalıyor: Dua etmek! Allah'ım sen bizi koru! Dün, Çeçenlere bomba yağdırdığı için Rusya'ya beddua ederken, bugün bebekleri öldürdükleri için Çeçenlere beddua yağdırırsınız ama başka bir seçeneğiniz yoktur. Modern devletlerin çizdiği içi boş kavramlar ve beyhude inançlar, milletleri bile çaresiz kılıyor. Masum insanlar, başka masum insanların ölümüne üzülüyorlar. Ama hepsi bu! Dünyanın büyük iktidarları için o masum insanlar bir değer taşımıyor. Kapitalizm, en önemli kavramı ıskaladı. Parabolik olarak inişe geçti. Sistemin gözünde insan, giderek değer kaybediyor. Çok yazık!
|