Irak'ın Damat Ferit Paşası
Batı Basını Irak'taki gelişmeleri çok ilginç bir değerlendirmeyle veriyor. Irak haberlerini, son 300 yılını yabancı ülkeleri sömürgeleştirerek, işgal ederek, yıkıp dökerek ayakta kalmış bir kültürün süzgecinden geçmiş olarak aldığımızı fark etmekte büyük yarar var. Necef'teki gelişmelerin Batı basınına yansıması da bunun bir göstergesi. Mukteda es Sadr, aslında Şiiler'in bile nefret ettiği bir lider olarak çizilirken, Irak'ın CIA'ci Başbakanı Allavi özenle korunuyor.
Es Sadr, kirli bir savaşın az veya çok kirli bir oyuncusu. Ancak onu Necef'teki Amerikalılar'dan da, Amerikan işbirlikçisi başbakanları Allavi'den de ayıran çok önemli bir özelliği var. O kendi inancını, kendi toprağını yabancı işgale karşı savunuyor. Sadr, eline silah alıp dünyanın dört yanındaki Amerikan çıkarlarına savaş açmış biri değil. İlk günden beri Amerikan işgaline karşı çıkan bir isim. Şimdi Amerikan ve Batı basını onu, Necef'teki büyük Şii gelirlerini kontrol etmek isteyen, çıkarcı, acımasız bir katil gibi göstermeye çalışıyor. Necef'te yüzlerce insanı öldürten, sivilleri bombalatan, yabancı işgal güçleriyle bir olup kendi halkını tanklar altında ezdiren Allavi için ise bu tablo çizilmiyor. Çünkü o Irak'ın Damat Ferit Paşa'sı. O, işgalcinin işbirlikçisi. Irak'ta Washington'un iddia ettiği gibi yerli bir polis veya asker gücü yok. Necef'i kan gölüne çeviren, Amerikan deniz piyadeleri, uçakları ve tankları. Bunca kana, kıyıma rağmen de Hazreti Ali'nin türbesi hala Şii direnişçilerin elinde. Artık Sadr'ın yakalanmasının veya öldürülmesinin de fazla önemi yok. Çünkü Irak halkı işgale direniyor. Onlar insanları kaçırıp kafaları uçuran El Kaideci teröristlerden farklı. Irak'ta işgalden memnun olan iki kesim var. Birincisi Amerika'nın Bağdat'taki işbirlikçileri, ikincisi Kuzey'deki Kürtler. Yüzde 80'i işsiz olan Şii gençliğinin bu yönetimden memnun olması mümkün de- ğil. İşgal güçleri onlara hayvan gibi davranıyor, işbirlikçi yönetim onları Amerikalılar'a bombalatıp kurşunlatıyor. Böyle bir tablonun ortaya çıkaracağı tek şey, herhalde her ülkede, işgale karşı direniş olacaktır.
Yalan üstüne kurulu bir işgal şimdi yalanlarla toplu kıyımlar yapıyor. Irak'ta direnişçiler, Venezüella'da Chavez uygarlık düşmanı portreler olarak gösterilmeye çalışılıyor. Necef'te Irak'ın geleceği çiziliyor. Çatışmaların sonucu ne olursa olsun, Irak'ın geleceğini kimin belirleyeceğinin kaderi Necef'te belli olacak. Kendi gençleri, çocukları Amerikan bombalarıyla öldürülen Şii liderler, bu kıyım karşısında sessiz kaldıkça kendilerini daha fazla Amerikan işbirlikçisi Allavi'nin yanında bulacak. Türk halkı Irak'taki gelişmeleri Batı medyasının çarpık bilgilendirmesiyle değil, kendi tarihi gelişmelerinin süzgecinden geçirerek değerlendirmeli. Çünkü bizim tarihimizde de işgalciler, hem işgalcilerin işbirlikçileri, hem de işgale karşı direnenler yeterli ölçüde var.
|