| |
|
|
Savaş tayyareleri ve flamingolar!
Askerlik eninde sonunda bir savaş sanatıdır. Savaşma fiilinin kapsama alanı içinde de en çok ölüm, kan, şiddet barınır öyle değil mi? Gelelim savaş tayyarelerine. İşte onlar da; öldürme sanatını havadan havaya, havadan yere ya da denize doğru icra edişin teknoloji harikası araçlarıdır. Bu berhava edici makineleri emin ellere teslim edebilmek hayli müşkül iştir. Savaş pilotu eğitimi bu nedenle dünyanın en zor, en meşakkatli, en uzun eğitim süreçlerinden birini kapsar. Marifet takibi Aslında bu eğitim hiç bitmez. Hava Harp Okulları'na çiçeği burnunda pilot adayı olarak giren gençler neredeyse kaydı hayat şartıyla her gün biraz daha gelişip büyüyen bu teknolojik devlerin yeni sırlarını, marifetlerini öğrenmek, kumanda edebilmek için çabalar durur. Haşır neşir Gidin emekli olmuş, yaşı hayli geçkin bir emekli hava subayıyla konuşun. Artık fiilen uçmuyor, sivil yaşamla haşır neşir hallerde olsa da hepsinin yerli yabancı pek çok yayını takip edip, nerede ne olmuş, hangi uçaklar ne şekilde ne meziyette üretilmiş gün be gün takipte olduğunu görürsünüz. Yaşatma arzusu İçinde bu kadar çok öldürme, vurma, yok etme sözcüğünün geçtiği bir meslek dalında iştigal edenlerin dip duygularında yaşama, yaşatmaya dönük bin türlü istek barındırması dahası sadece insana değil, canlı olan her bir şeye; ota, çiçeğe, kurda kelebeğe dönük yaşatma arzusuyla dolu olmaları paradoks gibi gelebilir ilk bakışta. Cılız ve cüce Onları yakından tanımak, gözünü kırpmadan can verip can alacak bu insanların derinliklerinde nasıl hissiyat türbülansları devinir onu bilmek lazım. Bunca lafı dün okuduğum bir haberin küçümen bir analizini yapabilmek için yazdım. O haber gazetede ne boyutta yer almış olursa olsun anlamının devasalığı yanında cılız ve cüce kalır da onun için... Rota değişti Neydi hatırlayın; "Türk jetleri flamingolar için rota değiştirdi..." Türk Silahlı Kuvvetleri "İzmir Kuşcenneti'ndeki türlerin korunması ve uçaklarla çarpışmasından kaynaklanabilecek kazaların önlenmesi'' amacıyla, "eğitim uçaklarının rotasının değiştirilmesine'' karar verdi. Buna en çok sevinen de Ege Üniversitesi (EÜ) Tabiat Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Sıkı oldu. Sıkı bir hoca Çünkü Mehmet Sıkı Hoca buradaki önemli soruna dikkat çekmiş ve; "İzmir Kuşcenneti'nde 80 ila 100 bin arasında su kuşu yaşıyor. Bunların 20 bine yakının flamingo. 600'e yakını da tepeli pelikan. Koloni (topluluk) halinde kuluçkaya yatan flamingo, pelikan ve deniz kırlangıçları uçak gürültüsünden rahatsız oluyorlar. Ürküyor aniden havalanıyorlar. Bu esnada yavrular kaçınılmaz olarak ölüyor. Çünkü kuluçkalardaki yumurtalar bu sırada aşağıya düşüyor ve kırılıyor. Bu sene yaptığımız flamingo yuva sayımlarında 40- 50 yumurtanın kırıldığını, 20 yavrunun da öldüğünü tespit ettik" demiş ve bu konuda bir rapor sunmuştu Genelkurmay'a. Güzergâh Olayın üzerinde hassasiyetle duran komutanlar da kısa zamanda durumu değerlendirip, eğitim yapan savaş uçaklarının bundan böyle koloni üzerinden uçmayacakları, rota değiştirip bir başka güzergâhı kullanacakları yolunda karar aldı. Doğru bir laf Şimdi gel de sevinme böyle bir karara ve gereğinde kılı kıpırdamadan ölme öldürme konusunda yetişmiş olan askerlerimizin kuş yumurtalarını güvenceye alabilmek için aldığı örnek karara gel de şaşırma. "Hiçbir şey dışarıdan görüldüğü gibi değildir!" derler ya, amma da doğru lafmış bu ha...
|