| |
Önce 50 dolar, sonra 100
Hükümeti 3 yıl daha IMF'nin şemsiyesine sığınmaya zorlayan petrol piyasasındaki gelişmeler, çok ciddi bir küresel krizin tohumlarını ekiyor. Dün varili 45 dolar tavanını da delen petrol fiyatlarındaki artışın nedenlerini iki gruba ayırmak gerekiyor. Birinci grup, güncel gelişmeler. O kadar çok ki: Irak'taki petrol tesislerine terör saldırıları, Nijerya ve Sudan'daki etnik kargaşa, Rus petrol devi Yukos'un çöküşün eşiğine gelmesi, ABD'nin stratejik petrol rezervlerinin azalması, Suudi Arabistan'a El Kaide tehdidi, Venezuela'da Başkan Hugo Chavez'in kaderini belirleyecek referandum... Hatta Meksika Körfezi'ne yaklaşmakta olan tayfun bile artışa bahane oldu. Ama asıl önemlisi, ikinci grup nedenler. Çünkü onlar kalıcı ve fiyatı hep yukarıya doğru çekecek. Bunların başında dünyada petrole talebin sürekli artması geliyor. Bu yıl 2003'e göre yüzde 3.2 artışla günde 81.4 milyon varile çıkacak, gelecek yıl 82.2 milyon varile, ondan sonraki yıl 84 milyon varile. Çünkü dünya üretiminin dörtte birini yutan ABD'ye, Çin, Hindistan gibi yeni petrol oburları eklendi.
Yılbaşı partisi bitti Buna karşılık üretimde kapasitenin sonuna varıldı. Örneğin OPEC üyeleri halen günde toplam 28.2 milyon varil üretiyor. Bunu taş çatlasın 2 milyon varil artırabilecekler. Uzmanlara göre, söz konusu artışın da sadece 500 bin varili sürekli olabilecek. Bu koşullarda örneğin günde 1.7 milyon varil petrol ihraç eden Yukos'un devre dışı kalması ya da Irak'ın zaten günlük 2 milyon varile düşmüş ihracatının, bir terör saldırısıyla durması, talep açığı yaratmaya yetiyor. Bu tablo ucuz petrol döneminin kesinlikle bittiğini gösteriyor. Yani, hesabımızı varili 50 dolara göre yapmaya başlayalım. Başlayalım ama orada istikrara kavuşur mu? Uzmanların görüşü: Hayır. Onların iddiasına göre, daha da kalıcı nedenlerden ötürü 2 yıla kadar petrolün varili 100 dolara çıkacak. Sonrası ise tam felaket, kaos... Petrol uzmanları, jeologlar ve akademisyenlerin oluşturduğu "Association for the Study of Peak Oil and Gas" (ASPO) adlı kuruluş geçenlerde "Şenlik bitti" diye başlayan bir açıklama yaptı. Dünyanın durumunun, içkinin su gibi aktığı bir yılbaşı partisinin o berbat ertesi gününe benzetildiği açıklamada şu rakamlar sıralandı:
Bol petrolün sonu Uluslararası Enerji Ajansı 2000'de 3.604 milyar ton olan dünya petrol talebinin 2010'da 4.772 milyar tona, 2030'da 5.769 milyar tona çıkmasını öngörüyor. Yani günde 75 milyon varilden 120 milyon varile. Peki bu on milyonlarca varillik ek talep nereden bulunacak? ASPO'ya göre bulunamayacak. Çünkü üretimde pik noktasına dayanılmış, düşüşe geçilmiş olacak. Pik noktası için petrolde 2008-2010 yıllarından, doğalgazda da 2013'ten söz ediliyor. Arz ile talep arasında giderek daha da büyüyecek açık nedeniyle fiyatın nerelere fırlayacağını varın siz hesaplayın. 150 dolar, 200 dolar, 300 dolar... Çok uzak bir tarihten değil, taş çatlasın 10 yıl sonrasından söz ediyoruz. Peki yüksek fiyat talebi düşürür mü? Uzmanlara göre hayır. Çünkü petrolde talep ile fiyat arasında esnek ilişki yok. İnsanoğlu petrole muhtaç. Yüzyılı aşkın süredir tüm sektörlerde sadece petrole dayalı yatırım yapıldı. İkame veya alternatif enerji kaynaklarına dayalı dönüşüm için hem çok zaman (en az 50 yıl), hem de başdöndürücü tutarlarda yatırım gerekiyor. IMF'nin ekonomideki iyileşme nedeniyle hükümeti göklere çıkardığı ve Türkiye'nin tarihi bir fırsatla karşı karşıya olduğunu açıkladığı gün keyfinizi kaçırdıysak bağışlayın. Ama siz yine de akaryakıt ürünlerinde yeni yeni zamlara hazırlıklı olun. Daha da önemlisi petrolün bundan böyle pahalı, çok pahalı bir ürün olacağı gerçeğine alışın... Artık arabanızı mı değiştirirsiniz, toplu ulaşım araçlarına mı yönelirsiniz, işyerinize yakın yere mi taşınırsınız; size kalmış...
|