İthal petrol bağımlısı ülkelerden Tayland başkent Bangkok'un caddelerini kullanan motorlu taşıt sahiplerinden yeni vergiler almayı planlıyor. Güney Kore ise petrol ithalatından aldığı vergiyi Ağustos sonunda indirmek niyetinde. Sadece Asyalılar değil Avrupalılar da harekete geçti. Mesela İsviçreliler enerji tasarrufunun yollarını arıyorlar. Hepsinin amacı aynı: Petrol fiyatlarındaki hızlı yükselişin ekonomileri üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmek. Petrolün varili fiyatı 50 dolara dayandı. Herkes soruyor: "Gidişat, yeni bir enerji bunalımına doğru mu?" Bu soruyu soran isimlerden enerji uzmanı ve OECD bölüm başkanlarından Mehmet Öğütçü, CNBC-e'deki bir söyleşisinde "Petrol arz-talep dengesizliğinin önümüzdeki dönemde daha da artabileceği ve yeni bir uluslararası enerji bunalımı patlak verebileceği yolundaki ihtimaller güç kazanıyor" dedi. Eğer durum buysa, Öğütçü'nün dediği gibi "Gelişmeleri tevekkülle izleme lüksümüz yok." Çünkü enerji tüketimimizde petrolün payı yüzde 40. Yani ithal petrole göbekten bağlıyız. Öyleyse gelişmeleri izlemek yerine proaktif politikalar oluşturmalı, tebdirler almalıyız. Bizim gibi ithal petrole bağımlı ülkeler böyle yapıyorlar. Biz ne yapabiliriz? Eğer ufukta bir enerji bunalımı görünüyorsa Türkiye şimdiden orta ve uzun vadeyi kapsayacak bir enerji stratejisi oluşturmalı. Öğütçü'ye göre enerji tüketiminde petrolün yerine artan ölçüde doğal gaz, yenilenebilir enerji kaynakları ve ileri nükleer füzyon güç sistemleri dahil hidrojen enerjisi, yakıt hücreleri, güneş enerjisi gibi yeni enerji teknolojileri kullanımı, enerji tasarrufu ve etkinliğinin arttırılmasının yolları üzerinde çalışılmalı. Bu çalışmalar teşvik edilmeli. "Daha da geniş düşünüp, Bakü-Ceyhan Boru Hattı'nın mevcut yüksek fiyat ortamında süratle tamamlanması ve Kerkük'ün yanısıra yeni açılacak Irak'ın batısındaki petrol sahalarından akacak petrolün de boru hatlarıyla Ceyhan'a yöneltilmesi kafamızın gerisinde olmalıdır" diyor Mehmet Öğütçü. Fiyatların ulaştığı düzey ve arz ve talepteki gelişmeler süratli davranmamızı gerektiriyor. Ham petrolün varil fiyatı enflasyon dikkate alındığında hala İran devriminin damgasını vurduğu 1980'deki 80 dolarlık zirve seviyesinin altında bulunuyor. Ancak 1974 petrol krizindeki ortalama 43 dolarlık düzeye oldukça yaklaştı. Dünyada günlük ham petrol talebi 83 milyon varil civarında. Yıllık petrol talebinde artış hızı yüzde 3 dolayında. Bu son 24 yılın en yüksek oranı. Toplam talebin 2020'ye kadar 120 milyon varile çıkması bekleniyor. Arz ise aynı oranda artmayacak. Petrol üreten ülkelerdeki yeni gerginlikleri ve ortadoğudaki olası yeni çatışmaları bir yana koyduğumuzda, sadece bu rakamlar bile enerji konusunda uzun vadeli bir strateji oluşturmamızın ne kadar zorunlu olduğunu gösteriyor. Kısa vadede ise ekonominin mevcut fiyat şokundan en az etkilenmesi için tasarruf da dahil olmak üzere ne yapılabilir ona bakmak lazım.