| |
Mösyö Prost
İki günlük şiddetli bir yağmur İstanbul'un çukur semtlerini sele boğdu, kanalizasyonları patlattı, yolları çökertti, gecekonduları yıktı, fabrikaları, atölyeleri çamurlu sulara teslim etti. Alibeyköy, Gaziosmanpaşa, Kemerburgaz, Bahçeköy, Sarıyer, Ayazağa ve Beşiktaş'ta, özellikle de yoksul ailelerin oturduğu evleri bir kez daha sel bastı. Daha önceleri de aynısı olmuştu, biliyoruz ki daha sonra da aynısı yaşanacak.
*** Henri Prost 1874 yılında doğup, 1959 yılında ölen Fransız bir mimar ve kent tasarımcısı. 1936 yılında İstanbul Belediyesi tarafından Türkiye'ye davet edilmiş, kendisinden İstanbul için bir "imar planı" hazırlaması istenmiş. Prost, 1937 yılında İstanbul için yaptığı "Nazım Plan"ı tamamlamış. Yaptığı imar planı ve öngördüğü ilkeler 1938 yılında belediye tarafından "İstanbul ve Beyoğlu Cihetleri Nazım Planını İzah Eden Rapor" başlığı altında yayınlanmış. Plan 1950 yılına kadar uygulanmış.
*** Prost Planı, İstanbul için "geometrik dokulu bir yol ağı, ağaçlandırılmış geniş bulvarlar, bitişik düzenli yüksek apartmanlar" öngörmüş. Gümüşsuyu Caddesi'nin, Atatürk Bulvarı'nın, Beyazıt, Aksaray ve Eminönü meydanlarının yeniden düzenlemesi, Talimhane apartmanları, Şişhane Yokuşu, Tepebaşı "korniş yolu", Harbiye, Osmanbey, Nişantaşı ve Maçka'daki düzenlemeler bu plana göre yapılmış. O çehreyi Prost Planı tasarlamış. Taksim Kışlası'nın yerini İnönü Gezisi'nin alması da Prost'un bir fikriymiş.
*** Batı kentlerinin düzenini İstanbul'un tarihsel kimliğiyle bağdaştırmayı, eskiyi koruyarak yeniyi ona ilave etmeyi ve diğer hiçbir planda rastlanmayan bir estetik anlayışını öne çıkarmayı amaçlayan Prost Planı'nın yerine daha sonra aynı oranda hacimli ve tutarlı bir Nazım Planı konmamış. Prost Planı yürürlükte kalan en uzun ömürlü plan olmuş. 1950'den sonra ise birinin yaptığını, diğeri bozmuş. 1950 sonrasında hem Prost Planı'nın yürürlükten kalkması, hem de şehirleşmenin hızlanması bugünkü manzaraların temel nedeni. Kent mimarları, Prost Planı'nın Haliç'i "sanayi bölgesi" olarak değerlendirmesini büyük bir yanılgı olarak kabul etmişler. Ama bu yanılgı giderilerek, planın daha tutarlı bir hale getirilmesi çabasına da rastlanmamış.
*** 1950'li yıllarda plansız programsız bir imar ve istimlak furyası başlamış. 1960'larda iyice hızlanan gecekondulaşma kentin dokusunu kendine göre şekillendirmiş. 1965'te çıkan Kat Mülkiyeti Kanunu, İstanbul'daki kentsel alanlardaki arsaların değerini büyük ölçüde artırmış. Kentsel rantın ve maliyetin yükselmesi büyük sanayinin kentin çevresine yayılmasına sebep olmuş. Şimdi su altında kalan Alibeyköy-Kağıthane hattı o zaman doğmuş.
*** İstanbul, Prost Planı'ndan rövanşı alır gibi... Kentin dinamiklerini tarihsel bir estetik anlayış içinde yönlendirecek bir "ortak akıl", yerini, kentin arazilerinin "yağmalanmasına" bırakmış. Bugün dere yataklarında sanayi tesisleri, bugün dere yataklarında yoksul halk mahalleleri varsa, temelinde "arsa yağmasını" kışkırtan Belediye İmar Komisyonları'nın "rüşvet çarkları" yatıyor. Hiç kimse geriye dönük olarak Belediye İmar Komisyonları'nı, bu komisyonların aldığı kararları ve bu kararları belirleyen "çıkar ilişkilerini" araştırmıyor.
*** Yağmur yağınca kentin boğulması, kentin arazilerinden çıkar sağlayan "yağmacılığın, talancılığın ve rüşvetin" hayatımıza egemen olmasından. Her zaman olduğu gibi, kendi kurnazlığımızı evrensel akıldan üstün görmemizin bedelini ödüyoruz.
*** Yaşadığımız sel felaketi ürkütücü. Ama bence daha ürkütücü olanı şu: Yukarıda okuduğunuz yazı bundan tam yedi yıl önce yayınlanmıştı. Başka bir şey söylemeye gerek var mı?
|