İstifa güzellemesi
Bugünlerde epeyce itilip kakılan, adı geçtiğinde etkili ve yetkililerin tepesini attıran "istifa" kurumunun eski ihtişamlı günlerine kavuşmasının vakti gelmedi mi? "Çekildik izzet ü ikbal ile babı hükümetten" denilen günleri siz de özlemiyor musunuz? Ya da eski Türk filmlerinin "Amca size baba diyebilir miyim?" kadar yaygın klişelerinden biri olan "Hayır beyefendi, size beni kovma zevkini tattırmayacağım, beni kovamazsınız, çünkü ben istifa ediyorum" cümlesinin o rahatlatıcı ve muzaffer havasını aramıyor musunuz? Ta Japonya'ya gitmeye, bizim anlam dünyamızın asla kavrayamayacağı "harakiri" örneğini gündeme getirmeye gerek yok. Çünkü bu topraklar, en küçük bir lekeyle karşılaştığında bile onuru ve erdemi her şeyin üzerinde tuttuğu için istifayı basıp bir kıyı kasabasına yerleşen o kadar çok adam gibi adam gördü ki! Onlar "makamın şereflendirdiği değil, makamı şereflendiren" adamlar oldukları için istifa gibi en şahane meydan okuma aracını kullanmaktan asla kaçınmadılar. Kendilerine güvenleri tamdı ve istifa ederek şu mesajı veriyorlardı: İşte elimdeki tüm yetkileri bıraktım, bana isnat edilen suçlar sonuna kadar araştırılsın ki ben de hayattaki en önemli varlığımı, onurumu ve şerefimi kurtarayım! Bu bir ruh haliydi. Kendilerine atılan iftiralar ve suçlamalar karşısında "Hem hizmet ediyorum, hem de gördüğüm muameleye bak" diye düşünüyorlardı. Çünkü onlar, bulundukları makamı sadece ve sadece hizmet etmek aracı olarak görüyorlardı.
*** Ama devir değişti. Dünya yıkılsa umurunda olmayanlar çıktı piyasaya. Artık devir, "Çekilecek misiniz?" sorularına "Çekildim, 80 okka geldim" arsızlığının devri! Yani istifa artık lanetli bir kurum! "Makamı terk edersem ortada kalırım" kaygısıyla hareket edene en büyük destek de istifayı "kelle vermek" olarak gören etkili ve yetkili makamlardan geliyor. Bu yüzden herhangi bir "arsızlık" ve "pişkinlik" örneği sergilemeyenler bile "istifayı basmaktan" imtina ediyor. İşte istifa etmeyi "kaçış" olarak gören Ulaştırma Bakanı! "İstifa edecek misiniz?" sorusuna, "Ben zoru görünce kaçmam" diye yanıt veriyor. İşte hakkında vahim iddialar ortaya atılan Yargıtay Başkanı! "Hakkınızda yapılacak soruşturmanın gölgede kalmaması için istifa edecek misiniz?" sorusuna, "İstifa edersem suçu kabullenmiş olurum" cevabını yapıştırıyor. Ve olan, istifa adlı o harika kuruma oluyor. Oysa hem Ulaştırma Bakanı, hem de Yargıtay Başkanı bilmelidir ki istifa, ne "zoru görünce kaçma"dır, ne de suçu kabullenmedir. Tam tersine "zor"un üzerine gitme cesaretidir, isnat edilen suçlamaya karşı meydan okumadır.
*** Her şeyi bırakıp gitmeye cesaret etmek insanı güzelleştirir. Çünkü istifa klas bir duruştur. Şık harekettir. Şövalyece bir tutumdur. O halde hep birlikte haykıralım: Yaşasın onur ve şeref için istifa!
|