|
|
Fanatik aşığın özgüveni eksik.
Aşık olunan kişiye bağımlılığı uzmanlar 'her tür olumsuz koşula rağmen ondan ayrılamamak' olarak açıklıyor. Bağımlı aşık, kendisine verilen tüm zararlara, aldatılmaya, hatta dayağa rağmen ilişkiden ve partnerinden vazgeçemiyor
Aşka bağımlı olmakla, aşık olunan kişiye bağımlı olmak arasında fark olup olmadığını, aşkın bağımlısı olmanın nasıl bir ruh hali olduğunu International Hospital'da psikolog olarak görev yapan Ferahim Yeşilyurt'a sorduk. Psikolog Yeşilyurt, aşkı bir yönüyle 'fanatizm', bir yönüyle 'psikotik bir durum', bir yönüyle de 'duyguların içinden çıkılmaz bir noktaya taşındığı tartışmalı bir ruh hali' olarak tanımlıyor. İşte, aşkın bağımlılık halini sorgulayan sorularımız ve aldığımız yanıtlar:
Aşkta bağımlılık diye bir şey var mı? Evet, var. Aşık olunan kişiye bağımlılık, her tür olumsuz koşula rağmen ondan ayrılamamaktır. Çünkü aşık, kendisine verilen tüm zararlara, eziyete rağmen ilişkiden ve partnerinden vazgeçemeyebilir. Bu yüzden, özellikle ülkemizde, sürekli aşağılanan, dayak yiyen birçok kadın, eşlerine daha sıkı sarılıyor, kopamıyorlar.
Aşık olunan kişiye bağımlılıktan korunmak için neler yapmalıyız? Bazen bağımlılık ilişkisi karşılıklı ihtiyaçların karşılanması şeklinde de gerçekleşebilir. Örnek verecek olursak; yoğun ilgi beklentisi içinde olan histriyonik kişilik yapısı ile anti-sosyal kişilikler, bu konuda iyi bir ikili oluştururlar. Anti sosyallerin yaptığı güç gösterileri (vurma, kırma, yaralama v.b) ya da riskli davranışlar, 'senin için kendimi öldürürüm' gibi sözler, intihar girişimleri, histriyonik kişilikler için bir ilgi davranışı olarak yorumlanır ve bu ilişki çevredekilerin şaşkın bakışları içinde sallantılarla sürer gider. Oysa, bağımlılık ilişkisi; özgüven geliştirilmesi, kişiler arası ilişkilerin geliştirilmesiyle değiştirilebilir. Ancak bu durum, uzun süreli psikoterapiyi gerektirebilir. Bağımlılıkta aşk söz konusu olabilir. Ancak, daha çok bağımlı olanın aşkı şeklinde ortaya çıkar. Bağımlı olan, saplantılı bir şekilde aşık olduğu insana endeksli yaşar.
Bağımlılık ilişkiyi nasıl etkiliyor? Bağımlılık özgüven eksikliği ile paralel giden bir durumdur. Bağımlı olan kişi ile birlikte, ilişki zamanla bir bağımlılık ilişkisine dönüşebilir. Bu durumda bağımlı olan kişi, karşısındaki kişiyi yüceltir. Hatta, bu yüceltme çoğu zaman karşı tarafta kötü etkilere yol açabilir. Bu kişi, bağımlılık halini, alışkanlığa, karşı tarafın göreviyle özdeşleştirmeye kadar götürebilir. Bağımlılık hali, kişiyi mağdur kılabilir.
Türkiye'de çiftlerin bağımlılık hali mi ağır basıyor? Türkiye'de durum biraz daha farklı. Çünkü birçok evlilik, toplumsal ve ekonomik gerekçelerle yapılıyor. İlişkilerde bağımlılık aşkın dışında bir şeydir. Bağımlılık nedeniyle birlikte olan pek çok çift var çevremizde. Burada tekrar vurgulanması gereken ana fikir, kadının veya erkeğin özgüven eksikliğidir. Bir taraf ya da her iki taraf da, ilişkinin dışında bir ilişkiyi götürebilme konusunda kendisini yeterli hissedemeyebiliyor.
Bağımlılık, 'mutlu aşk yoktur' sözü ile açıklanabilir mi? Aşkın ömrü hakkında yapılan araştırmalar, nörobiyoloji ile yakından ilgili. Bu araştırmalar, aşkın üç - dört yıl sürdüğüyle ilgili bulgular veriyor. Ancak bence, aşkın ömrünü nörokimyasallardan öte, günümüzün şartları kısaltıyor. Aşkın yüceltilmesinde kavuşamama, ayrılık, aşk acısı gibi temalar önemli yer tutuyor. Günümüzde insanlar, birbirine daha çabuk ulaşabiliyor, internet ile birlikte bir de aşkın sanal olanı ortaya çıktı. Oysa eskiden, sadece mektup, belki telefon sayesinde aşkı yaşamak büyük emeğe ya da fedakârlığa dönüşebiliyordu. Hayat eskiye oranla daha kolay, mesafeler ise daha kısa. Victor Hugo ile Juliette arasındaki yazışmalar yaklaşık 20 bin gönderiden oluşuyor. Günümüzde kaç kişi, aşkına 20 bin mektup yazabilir ki?
|