Moody’s Başkan Yardımcısı Kristin Lindow’un cari açık nedeniyle ciddi devalüasyon olabilir uyarısına rağmen, piyasa temkinli, Ankara açıklamaya soğukkanlı yaklaşıyor.
Hafta başında Standart and Poors'un Türkiye'nin kredi notu artırmasının ardından dün kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in yaptığı olumsuz açıklamalar piyasalarda ciddiye alınmadı. Piyasalar, Merkez Bankası'nın önceki gün ikinci çeyreği içeren para politikası raporu ve dünkü bu rapor üzerine yaptığı açıklamalar sonrasında bir yön ararken temkinli bir seyir izlemeyi tercih etti. Merkez Bankası'nın faiz artırımı sinyali verdiği para politikası raporuna açıklık getirmesi ile rahatlayan piyasalarda Moody's'in 'cari açık ve devalüasyon' uyarılarını içeren açıklaması pek de dikkate alınmadı. Dün Moody's, sürekli artan cari işlemler açığı nedeniyle oluşacak kırılganlıkların, Türkiye'nin borcunun gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranını yüzde 100'ün üzerine çıkararak bir "maxi-devalüasyona" yol açabileceğini söyledi. Bu açıklama ile kısa bir süre hareketlenen piyasada dolar gün sonu itibariyle 10 bin liralık bir artış kaydederek, 1 milyon 473 bine yükseldi. Bono piyasasında ise bileşik faiz yüzde 24.9'dan 25.1'e çıktı. Türkiye'nin 2030 tahvili 136 dolardan 135 dolara inerken, borsada düşük hacimli bir gün geride kaldı. İMKB-100 Endeksi günü sadece yüzde 0.42'lik kayıpla 19 bin 187 puandan tamamladı.
AB SÜRECİ UZUN SÜRER Moody's'den yapılan açıklamada kurumun Başkan Yardımcısı ve Kıdemli
Uzmanı Kristin Lindow, makroekonomik alandaki ilerlemeleri ve AB reformlarını izlediklerini ve bunların ekim ayında yayınlanacak İlerleme Raporu'nun pozitif çıkmasına ve Aralık ayında da, tam üyelik müzakerelerinin "2005 yılında bir tarihte" başlaması kararını doğuracağına inandıklarını vurguladı. Lindow, "Ne yazık ki bu müzakereler uzun zaman alabilir ve en az 2-3 yıl daha kesin katılım tarihi verilmeyebilir. Bu arada, sürekli artan cari işlemler açığı nedeniyle oluşan kırılganlıkların, döviz cinsi ve dövize endeksli borcun payının yüksekliği düşünüldüğünde, borç/GSYİH oranını yüzde 100'ün üzerine çıkarabilecek bir maxi- devalüasyona yol açma olasılığını düşünmek mümkün" dedi.
GELİŞMELER TARTIŞILIYOR Türkiye'nin dış finansman ve yeniden finansman ihtiyacının, aynı hatta daha düşük kredi notuna sahip ülkelerle oranla çok büyük olduğunu vurgulayan Lindow, "Bu nedenle karşılaştırmalı analizler Türkiye'nin mevcut durumda kredi notunun hakkettiğinin altında olmadığını gösteriyor. Ancak, eminim ki kredi notları açısından durumun gerisinde kalmamak için hızlı şekillenen gelişmeleri tartışmaya devam edeceğiz" dedi. Lindow, Türkiye'nin B1 olan döviz cinsi kredi notunun S&P'nin yeni notunun bir kademe altına denk geldiğini belirterek, "Kredi notuna ilişkin olarak yeni yıllık raporu halen hazırlama sürecindeyiz" ifadesini kullandı.