2. yarı kâbustu
Fenerbahçe gibi bir takım olacaksınız, ilk yarıda 2-0 öne geçeceksiniz fakat ikinci yarı hem puan kaybedip hem de tarihi bir hezimetten kurtulacaksınız. Olmaz öyle şey. Fenerbahçe takımı bu olamaz. Kabul, lig yarışında kötü oynayabilirsiniz, yenilebilirsiniz de ama ikinci yarıdaki olaylar yaşanmamalıydı. Rizespor, Fenerbahçe'nin sol kanadını yol geçen hanına benzetti. Aslında sol kanada yol geçen hanı demek 'yol geçen hanına' büyük saygısızlık olur. Daha da ötesi, topu alan her Rizeli kimi zaman bir adam, kimi zaman üç adam geçip bu kanatta istediğini yaptı. Her yan top ya gol oldu, ya da tehlikeli bir pozisyon. Kim ne derse desin Fenerbahçe defansı, defansa filan benzemiyor. Oyuncuların hepsi ağır, herkes adamını kaçırıyor, bu tablo da Fener'in lig yarışında önemli bir handikapı gibi görünüyor. Orta sahada biraz Aurelio birşeyler yapmaya çalıştı. Tuncay daha tatilde. Ne yaptığı belli değil. Oyuna konsantre olamıyor. Van Hooijdonk gollerini attı ama yorgun. Ümit Özat kopuk kopuk oynuyor. Volkan yan toplarda acemice davranışlar içinde. Ama en önemlisi Fenerbahçe'de ikinci yarıda görülen panik ve futbolcuların oyun disiplininden tamamen kopmaları affedilir gibi değil. Aslında Rizespor ilk yarıda rakibinden korkmasa Fenerbahçe'nin o golleri de bulabileceğini tahmin etmiyorum. Maçın en kötü isimlerinden biri hakem Kuddusi Müftüoğlu idi. O da daha tatilden dönememiş. Oyundan o kadar uzak ki, ikinci yarıya çıkarken kartlarını unuttu. Verdiği iki penaltı kararı da yanlış. İlkinde top, kolunu kapatan Rizeli oyuncunun kapalı koluna çarpıyor. İkincisinde ise zaten penaltıyı kendisi vermedi. Yan hakeminin uyarısıyla çaldı. Orada omuza koyulan elle Rizeli oyuncunun düşmesi arasında bir bağlantı yok. Fenerbahçe'nin ikinci golünden önce Ümit'in açık bir faulü var. FIFA hakemi olacaksınız, "istikbal benim" diyeceksiniz ama ikinci devreye çıkarken kartları unutacaksınız. "Türkiye'nin en iyi hakemlerinden biriyim" diyeceksiniz ama 4 golün üçünde bariz hakem hatası olacak. Rahmetli Atatürk bunları görseydi herhalde "Beni Türk hakemlerine emanet etmeyin" derdi. Ne derseniz, haksız mıyım?
|