|
|
|
|
AB kınaya da müdahale etti
Kınanın içeriğindeki bir toksik madde nedeniyle Avrupa Birliği tarafından yasaklanacağı iddiası en çok kınayı süs amacıyla kullanan Türk kadınlarını ve ünlü yıldızları üzeceğe benziyor.
Brüksel'den yayın yapan ABHaber.com sitesi geçtiğimiz günlerde, Avrupa Birliği'nin; sağlıklı olmadığı gerekçesiyle kınayı ve kına içeren ürünleri yasaklamaya hazırlandığıyla ilgili bir haber yayınladı. AB Bilim Komitesi, kınanın yasaklanmasına neden olarak içinde bulunan "Lawsone" adlı toksik maddeyi gösteriyor. Bu maddenin insan sağlığı için zararlı olup olmadığı halen araştırılırken; komite üyeleri böbrekler, kan dolaşımı ve mideye zarar verebileceğini söylüyor. Kınayla ilgili karar tam olarak kesinleşmese de kültüründe kınanın ve kınayla ilgili geleneklerin geniş bir yer tuttuğu biz Türkler'i yakından ilgilendirdiği için haber büyük ilgi gördü. Gerçi yıllar önce de Avrupa Birliği uyarınca kokoreçin kaldırılacağı söylentileri duyulduğunda da aynı tepkiyi vermişti herkes. Hatta sonrasında tam tersine her köşede bir seyyar kokoreççi görür olduk. Kınaya gelince. Saçlarının güçlenmesi ya da parlak görünmesi için kınaya başvuran kadınlar, evlenirken ellerine kına yakılan genç kızlar, kınayı dövme gibi kozmetik amaçlı kullanan gençler, belki de yakın zamanda tüm bu alışkanlıklarından vazgeçmek zorunda kalacaklar.
FARKLI BİTKİLERDEN YAPILIYOR Günümüzde sadece Türkiye'de değil, kozmetik başta olmak üzere birçok nedenle Ortadoğu, Orta Asya, Afrika, Avustralya ve Batı'da da tercih edilen kınanın yapımında aslında birçok bitki türü kullanılıyor. Bu bitkiler, yakılan kınanın amacına ve bulunulan bölgenin özelliklerine göre değişiklik gösterse de Ortadoğu ve Asya'da kınalar ağırlıklı olarak, AB Bilim Komitesi'ne de konu olan "lawsonia inermis" adlı bitkiden yapılıyor. Bugün sağlığa zararlı olup olmadığı tartışılsa da özellikle Hindistan'da bu bitkiden çeşitli kremler yapılıyor ve güneş yanıklarına iyi geldiğine inanılıyor. Boya gücü nedeniyle kına yapımında kullanılmaya başlanan bitki, bu özelliğiyle saçlarını boyamak, vücutlarının çeşitli yerlerine dövme yapmak isteyenler tarafından da tercih ediliyor. Kınanın boya gücünün yanı sıra, tedavi edici özelliği de bulunuyor. Örneğin kullanıldığı derinin sertleşmesini önleyerek çabuk terlememesini sağlıyor, dışarıdan gelen ısıya karşı serinletici bir özellik taşıyor, el ve ayaktaki mantarı tedavi ediyor. Suyla karıştırılıp ele ve ayağa yakılan kına yaklaşık dört hafta boyunca deride kalabiliyor. Saça yakılırkense, saçı beslesin diye genellikle yumurta ve zeytinyağı ile karıştırılıyor. Deri üzerinde olduğu gibi saçta da üç, dört hafta boyunca kalıcılığını koruyor.
BATI'DA GÜZELLEŞME ARACI Kınanın Batı ülkelerinde popülerleşmesi her ne kadar 1990'lı yıllara denk gelse de, Ortadoğu, Orta Asya, Afrika ve Avustralya'da binlerce yıldır kullanılıyor. Batı'da daha çok bir güzelleşme aracı olarak görülen kına Türkiye'de ve daha birçok ülkede evlilik, doğum gibi olayların, geleneklerin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyor. Türkiye'de kına deyince akla gelen ilk şeylerin başında ise kına geceleri geliyor. Düğünden bir ya da birkaç gün önce düzenlenen kına gecelerinde gelin adayının geline yakılan kınanın, geline ve yuvasına mutluluk ve şans getireceğine inanılır. Avrupa Birliği kınayı yasakladığı takdirde tüm bu alışkanlıklarımızdan, geleneklerimizden de vazgeçmemiz gerekecek belki de. Saçlara kına yakmak, kınayla dövme yaptırmak, kına gecelerinde eğlenmek tarih olacak. Tabii gelenek ve göreneklerine son derece bağlı olan Türkler yasak tanırsa...
Birçok yararı var DERMATOLOJİ Uzmanı Dr. Asiye Nesrin Aksoylar kınanın yasaklanma ihtimalini düşük buluyor: "Bana kınadan şikayetçi hiçbir hasta gelmedi. Hatta kınanın deri için yararlı olduğunu, tedavi amaçlı kullanıldığını da biliyorum. Avrupa Birliği'nin kınayı neye göre zararlı ilan ettiğini, zararlı etkisinin nedenini öğrenmek lazım. Ama ben yasaklayacaklarını zannetmiyorum."
Eylem Bilgiç
|
|
|
|
|
|
|
|
|