| |
|
|
"Hızlandırılmış" Stadyum Cinayetleri..
İstanbul Valisi Muammer Güler gibi uyanık, tecrübeli ve yıllardır sporun çok içinde olduğu için herşeyi bilmesi gereken bir toplum liderinin, bu kadar önemli bir kararı bu kadar hızla alıp yürürlüğe koymasını anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz. Şimdi bakın, daha geçen haftadan iki tablo.. Birincisi Vatan gazetesinden tam sayfa spor.. "Rüştü'ye dayağın ödülü: Fenerbahçe üyeliği.." Balık hafızalı medyamın çabuk unuttuğu o korkunç olayın dehşet verici görüntüleri ile süslenen sayfada, Rüştü'nün ölümden döndüğü o linç teşebbüsünün kahramanı delikanlının, Başkan Aziz Yıldırım'a yakın bir yönetim kurulu üyesinin zorlaması ile (Seçici kurulun aleyhte raporu ve direnmesine rağmen) 5 milyarlık giriş ücretini dahi ödemeden Fenerbahçe kulübüne üye yapıldığı anlatılıyor. O zaman gazeteler, Rüştü'yü dövenlerin, başkan Aziz Yıldırım'ın yanında business class biletleri ile deplasmana gidip geldiklerini de yazmışlardı. Söylenenler, bu kişilerin aslında, yeraltı dünyasının medyatik bir liderinin adamları olduğu şeklindeydi. Bunlar zaman zaman açık seçik yazıldı ve de kimse aksini iddia etmedi. İkinci tablo, tüm ekranlardan yayınlandı.. İstanbulspor maçı oynanırken, elinde tabanca biri oyuncuların arasına dalıyor.. Futbolcular çil yavrusu gibi dağılırken, adam kurşun ata ata, tribünlere doğru koşuyor. Müdahale eden yok. Çünkü stadın içinde polis yok. Yeni alınan karar gereği, polis dışarda olacak. İçerde güvenliği, kulüplerin özel birimleri sağlayacak.. Şimdi bu iki tablo, alınan kararın nasıl erken, nasıl alel acele, nasıl düşünülmeden alındığının göstergesi.. Kulüplerin özel birimleri, içerde can güvenliğini sağlamaya yeterli mi?. Nasıl yeter?.. Kimi kime emanet ediyorsunuz?.. Bugün her kulübün amigo çeteleri var.. Saldıran, döven, tehdit eden üçer beşer yüz kişilik çeteler bunlar.. Bu çeteleri doğrudan kulüpler besliyor ve yönetiyor.. Amigolar, kulüplerde herkesin bildiği yöneticilere bağlı.. Onlardan maaş, her maçta da yığınla bilet alıyorlar. Çetelerini maça bedava sokup, bu biletleri karaborsadan satıp ek gelir elde ediyorlar. Stada girdiklerinde ise, sezon başında yüzlerce dolar ödeyip kombine bilet alan gerçek taraftarların yerlerini gasp ediyorlar. Merdivenlerin bir türlü boş olmayışının sebebi bu çeteler.. Yasal yerlerini canlarını kurtarmak için terk eden gerçek biletliler, maçı ancak merdivene oturup izleyebiliyorlar. Bunlar, stadın içinde devletin polisleri varken oluyor üstelik.. Bir de polisin çekildiğini düşünün.. Kulüpten maaşlı güvenlik görevlileri, gene kulüpten maaşlı, başkan ve yakınlarının özel, yeraltı dünyasının genel adamları ile baş edebilirler mi?.. Onları denetleyebilir, kontrol edebilirler mi?. Durdurmayı geçin, durdurmaya teşebbüs edebilirler mi? Bir Fener- Galatasaray maçı düşünün.. Kavga çıkmış.. Ev sahibi takımın binlerce adamı, konuk birkaç kişiyi tükrükle boğacak durumda.. Yönetimden maaşlı amigolar liderliğinde, çeteler saldırıyor konuklara.. Ev sahibi kulübün güvenlik elemanları bu durumda ne yapabilirler sanıyorsunuz?.. Kulüplerin, amigolar ve çeteleri ile organik ilişkileri kesilmedikçe.. Bu ilişkinin sona erdiği enaz iki sezon yakından izlemelerde kesinleşmedikçe, polisi stadın dışına çıkarıp, güvenliği çeteleri besleyenlere emanet etmenin adı, ülke folklöründe, kuzunun kurda, ciğerin kediye emanet edilmesidir. Ama riske edilen, ne ciğer, ne de kuzudur.. Kumar, insan canı üzerinden oynanıyor. İstanbul Valisi, sporsever İstanbul halkının can güvenliğini, çetelerin insafına bırakan bir kararı yürürlüğe sokmuştur. Milli takımın kalecisi ve kendi takımlarının kaptanlarına karşı böylesine toplu bir linç girişimini gerçekleştirdikleri için yönetim tarafından ödüllendirilen insanların, rakip takımın taraftarlarına, hangi insaf, hangi spor ve konukseverlik, hangi fair play anlayışı içinde saldıracaklarını düşünmek için, insanın deneyimli bir vali olmasına gerek yoktur. İstanbul Valisi Muammer Güler'in, hızlandırılmış bir stadyum cinayetinin, hatta katliamının baş sorumlusu olarak hayat boyu vicdan azabı çekmesine yol açacak bu kararını lig başlamadan ertelemesini ve durumu yeniden ve çok dikkatle gözden geçirmesini diliyoruz.
|