|
|
Şiir, baş belası mıdır?
Şiir ilk göz ağrısı, bu yüzden olacak şimdilerde de başının belası... Elinde yayına hazır bir şiir dosyası var. Aslında işçiliğine önem verdiği için pek fazla şiir yazmayıp dünden bugüne Türk şiirinin gelişimini izlemeye çalışıyor. Bunun nedeni ise geçmişte edebiyat fakültesinde okuması belki de... Uzun bir süre şiirlerini kendisine saklamış, bir yıla yakın zamandır ise edebiyat dergileriyle ilgileniyor. Bazı şiirleri "Evrensel Kültür" ve "Berfin Bahar"da yayınlanmış... "Adam Sanat" ve "Varlık" dergilerine de şiirlerini göndermiş ama, ekonomik nedenlerle bu dergileri izleyemediğinden haberi yok şimdilik... Bir nedeni de şu sıralarda Ankara Sincan'da 1 nolu F Tipi Cezaevi'nde ikamet etmesi... HAYDAR DEMİR misali pek çok mektup almaktayım, her ne kadar Demir, "Edebiyatla ilgimin mahpuslukla bir ilgisi yok" dese de hapislikte çok şiir yazıldığını biliyorum. 80'li yıllarda "Cumhuriyet" gazetesinin pazar ekinde yarım sayfa da olsa her hafta bir "şiir köşesi" düzenlemiştim. Okurların kimi şiirlerini yayınlarken bir küçük köşede de şiir üzerine düşüncelerimi aktarıyordum. Dönemin de koşullarından olsa gerek, her hafta gelen şiirlerin büyük çoğunluğunu "hapishane" mühürlüler oluşturuyordu. Bu köşede yayınlanan şiirlerin pek çoğu daha sonra kitaplaştı, şairleri de Türk edebiyatında yerini aldı. Haydar Demir'in şahsında bana şiir dosyalarını göndermek isteyen okurlara şunu söylemek isterim: Evet, şiir baş belasıdır, ama aynı zamanda insanın yalnız kendisinin sığınabileceği bir limandır. Bence, "yol göstericileri"nin pusulasına değil, kendi yüreklerinin haritalarına bakarak yolları bulanlar ulaşabilir şiirin "menzil"ine ancak...
|